Erdoğan: Baykal'ın kılavuzu karga

Başbakan Erdoğan, Türkiye rekorlar kırdıkça muhalefetin paniğinin arttığını ifade ederek, ''Milletin yüreği ferahlaşıyor, bunların yüreği cız ediyor'' dedi.

Erdoğan: Baykal'ın kılavuzu karga

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokrasilerde muhalefetin yapıcı eleştiride bulunması, ülkenin daha ileri gitmesi için proje, plan üretmesi gerektiğini belirterek, ''Bunlarda bu var mı? CHP'de, MHP'de bu yapıcı üslubu görüyor musunuz? Türkiye ilerliyor, bunlar Türkiye'nin paçasına yapışıyor. Türkiye kalkınıyor, bunlar Türkiye'yi paçasından çekiştiriyor'' dedi. Erdoğan partisince Denizli 29 Ekim Bulvarı Özay Gönlüm Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Denizli'nin hiçbir zaman kendilerini yalnız bırakmadığını, kentin desteğini, katkısını, hayır duasını hiç esirgemediğini belirtti. Türkiye'nin umutlarının söndüğü, ülkenin dengelerinin bozulduğu, uçurumun kenarına getirildiği bir dönemde AK Parti'yi kurarak yola çıktıklarını ifade eden Erdoğan şöyle konuştu: ''Siz dediniz ki 'AK Parti'yi kuralım'. Biz de kurduk ve Türkiye'nin umudu olduk. Türkiye'nin aydınlığı olduk. Türkiye'nin alnı, bahtı ak, yüreği ak partisi olduk. Kirlenmiş siyaseti temize çektik. Türkiye'de umut vadetmeyen, çözüm üretemeyen ülkeyi kilitleyen hükümet yönetim sürüyordu. Türkiye'nin kaynaklarını çar çur ettiler, enerjisini boşa harcadılar. Türkiye'nin dertlerine derman olmadılar. Derman olmadıkları gibi de ne yazık ki karabasan gibi ülkenin üzerine çöktüler. 3 Kasım'da Türkiye bunlara 'yeter' dedi. 3 Kasım'da tüm Türkiye 'yeter söz de karar da milletindir' dedi. Ama Denizli bunu başka şekilde söyledi. Denizlili 'Gayri söz de karar da milletindir' dedi. 28 Mart'ta AK Parti'yi bağrınıza bastınız. 22 Temmuz'da AK Parti'yi bağrınıza bastınız. Hamdolsun sizlere mahcup olmadık. Denizli'ye mahcup olmadık. Denizli'yi mahcup etmedik. Verdiğiniz emanete sımsıkı sarıldık, o emaneti yere düşürmedik, halel getirmedik.'' Erdoğan, hükümette oldukları 6,5 yıl boyunca demokrasiye, Türkiye'nin birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine, hak ve özgürlüklere sahip çıktıklarını, yolsuzluğa, yasaklara, yoksulluğa karşı mücadelelerini kararlı bir şekilde sürdürdüklerini ifade etti. MİLLETİN KAYNAĞINI MİLLET İÇİN KULLANDIK Vergilere, tüyü bitmemiş yetimin hakkına sahip çıktıklarını, Türkiye'nin bu yüzden şaha kalktığını belirten Erdoğan şöyle devam etti: ''İşte bunun için Türkiye bir dünya ülkesi haline geldi. İşte bunun için Türkiye mega projelere, uluslararası projelere imza atmaya başladı. Milletimizin kaynağını yine milletimiz için kullandık, kullanıyoruz. Türkiye'nin kaynaklarını yine Türkiye için kullandık, kullanıyoruz. Bu ülkenin enerjisini sanal tartışmalarına, sanal gerginliklerine heba etmedik, etmiyoruz.'' Erdoğan, vatandaşlardan muhalefetin tavrına, üslubuna dikkat etmelerini isteyerek şunları kaydetti: ''Demokrasilerde muhalefet neden vardır, Parlamenter rejimlerde ne işe yarar? Ülke daha iyiye, daha güzele, daha ileriye gitsin diye proje üretir plan üretir. Muhalefet bunu yapar. Ülkenin meseleleri konusunda katkı sağlar. Yapıcı eleştiri üretir. Bunlarda bu var mı? Önemli... CHP'de, MHP'de bu yapıcı üslubu görüyor musunuz? Türkiye ilerliyor, bunlar Türkiye'nin paçasına yapışıyor. Türkiye kalkınıyor, bunlar Türkiye'yi paçasından çekiştiriyor. Türkiye yükseliyor, itibarını yükseltiyor, bunlar Türkiye'yi, ülkeyi paçasından tutup aşağıya çekmeye çalışıyor. 'Yeter ki AK Parti kaybetsin, Türkiye'ye ne olursa olsun'. Bunların derdi bu. 'Yeter ki AK Parti'nin oyları düşsün. Türkiye hangi zararı görürse görsün' diyorlar, mantık bu. Türkiye'nin başarılarıyla sevinemiyorlar. Yapılan yatırımlarla sevinemiyorlar. Denizli'nin bu değişen çehresini gördükçe çılgına dönüyorlar çılgına.'' AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye rekorlar kırdıkça muhalefetin paniğinin arttığını ifade ederek, ''Milletin yüreği ferahlaşıyor, bunların yüreği cız ediyor'' dedi. AK Parti'nin 29 Ekim Bulvarı'ndaki Özay Gönlüm Meydanı'nda düzenlenen mitinginde halka seslenen Erdoğan, Denizli'nin 5-6 yıl öncesine kadar bir kasaba görünümündeyken şu anda modern bir kente dönüştüğünü söyledi. Muhalefetin, kentlerin ve ülkelerin katettiği gelişime sevinemediğini, çılgına döndüğünü kaydeden Başbakan Erdoğan, ''Ayıptır ayıp... Marifet iltifata tabidir. Yapamıyorsan yapanı alkışla, takdir et. Yiğidin görevi budur. Türkiye rekorlar kırdıkça, tarihi seviyelere ulaştıkça bunların paniği artıyor. Milletin yüreği ferahlaşıyor, bunların yüreği cız ediyor, böyle siyaset, böyle üslup olur mu? Bakınız MHP'nin dili CHP'ninkinden farklı değil'' diye konuştu. Katılımcıların, ''Vur vur inlesin, muhalefet dinlesin'' sloganları üzerine Erdoğan, şunları söyledi: ''Yok, yok gerek yok, aman aman hiç gerek yok. Saygı bizden, hakaret onlardan. Çünkü biz insana insan olduğu için saygı duyarız, ağzından çıkan kelimelere değil. Ama onlar hakaret ediyor. Milletim gereğini yapar. Sandık geliyor, 11 gün kaldı. Bu dili kullananlar şimdi nerede, hepsi sandığın dışında, sandığa gömdü onları vatandaşım, sandığa... Fakat Sayın Baykal, Sayın Bahçeli'yi de sandığa gömdü de hala bu dilden anlamıyorlar.'' CHP Genel Başkanı Baykal'ın Cumhuriyet'ten daha eski bir parti olduklarını söylediğini belirten Başbakan Erdoğan, ''Olabilir, eskiye rağbet olsaydı bit pazarına rahmet yağardı. Olmuyor, işte olmuyor. Bu millete ne kazandırdığınızı milletim çok iyi biliyor. Tek parti döneminden bu yana bir kez tek başına iktidar olamadılar. Niye, halkım biliyor'' diye konuştu. DEDELERİMİZ EKMEĞİ BİLE KARNEYLE ALDILAR Erdoğan, Eskişehir'deki mitingde ''Erdoğan'' isimli yaşlı bir vatandaşın, kendisine eski bir nüfus cüzdanı verdiğini, bu cüzdanda pasaportlara vurulan damgalarda olduğu gibi ekmek, patiska ve şeker damgaları bulunduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Yani bizim dedelerimiz ekmeği bile karneyle aldılar CHP iktidarında. Annelerimiz, ninelerimiz patiskayı Sümerbank'tan karneyle aldılar. O da yazıyor burada. Şekeri bile karneyle aldılar, onun da burada mührü var. CHP sen busun be... Bak, ben dedim ya elinde kırmızı dosya klasör kırtasiyecilerde çok. Klasör dedim, hemen bunu değiştirmiş. Şimdi başka, elinde başka bir belgeyle geldi. Ama bu belgeyi kırtasiyeden almamış, birileri eline tutuşturmuş. Bir çiftçi kardeşimin borcundan bahsediyor. 4 bin lira kredi almış, borç 44 bin liraya çıkmış. Sayın Baykal'ın kılavuzu farklı. Her zaman söylüyorum kılavuzuna dikkat et, kargadan kılavuz olmaz, buna dikkat et, diyorum. Sayın Baykal sen bunu araştırdın mı? Bu kredi ne zaman alınmış? AK Parti İktidarı döneminde mi alınmış? 30 Haziran 1997'de, Ziraat Bankası'ndan yüzde 73 faizle alınmış. 97'de iktidarda AK Parti mi vardı, AK Parti diye bir parti mi vardı? Nasıl oluyor da böyle söylüyorsun? Milleti böyle aldatmaya nasıl kalkıyorsun? Ne zaman takibe düşmüş, 1 Eylül 1998. 2003'e kadar yüzde 120'lere varan faiz uygulanmış. 2003'e geldik, bu borçları yapılandırdık. Bazılarının faizlerini ciddi manada sildik. Bizden çiftçinin alacağı 1.5 milyara ulaşmış. Bankalar bu borçları yapılandırdı, 822 milyon liraya düşürdü, neredeyse yarı yarıya. 172 bin çiftçi yararlandı. Sayın Baykal'ın söz ettiği çiftçi kardeşim, bu yapılandırmadan, sonraki dönemde çıkan aflardan faydalanmamış. Bugün Ziraat Bankası'na gitse borcu düşecek ama işi bilmiyor. Sayın Baykal siz bir zahmet 1997'de kurulan 55. Hükümet mensuplarına gönderin, bana değil. O yetmez, 56. DSP Hükümetine, o da yetmez 57. DSP-MHP-ANAP Hükümetine gönderin. Sayın Bahçeli ile aran çok iyi, bir de ona gönderiver, hem de APS'yle gönder, sağlam olsun.'' FAİZLER AK Parti İktidarı dönemindeki 6.5 yıllık sürede faizlerin yüzde 59'lardan yüzde 17'lere indiğini, devletin borçlanma faizini de yüzde 63'den 13-14'lere düşürdüklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, MHP'nin iktidar ortağı olduğu dönemde gecelik faizlerin bir gecede yüzde 7500'e çıktığını, o dönemde 16 bankanın kapandığını, bunun millete 40 milyar dolara mal olduğunu söyledi. Erdoğan, ''(Hayır) de çık meydana. Bu dönemde bir tane banka var mı, batan? Çık bunu da söyle. Milletim bunun için DSP'yi de MHP'yi de barajın altına çekti. 6.5 yılda 9468 kilometre duble yol yaptık, bunun içinde otobanlar var. Cumhuriyet tarihinde 79 senede 6 bin kilometre. Kardeşim yolsuzluklar içinde olan bir hükümet bunları yapabilir mi?'' dedi. amazan Ercan - Tolga Albay bildiriyor - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ekonominin tüm unsurlarının ekonomik krizi yakından takip ettiğini belirterek, ''Gerektiğinde de tedbirlerimizi alıyoruz. Şu ana kadar 40'a yakın tedbir aldık ve uygulamaya başladık. Gerektiğinde yeni tedbirler almaktan da kaçınmayız'' dedi. Erdoğan, partisinin 29 Ekim Bulvarı Özay Gönlüm Meydanı'nda düzenlenen Denizli Mitingi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, dünyanın 8. en hızlı treninin temelini atan ülke olduğunu belirterek, bunun temelini ve açılışını kendilerinin gerçekleştirdiğini söyledi. Hızlı treni kullanarak 253 kilometreyi gördüğünü anlatan Başbakan Erdoğan, iki kent arasının 1 saat 35 dakikaya indiğini, hemzemin geçitlerdeki düzenlemelerle bu sürenin 65 dakikaya düşeceğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Başbakan olduğu dönemde 125 kilometrelik Aydın-Denizli duble yolunu yaptıklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''Biz buyuz be... Biz buyuz ve bu yolları biz yaparken onlar ne yapıyor, arkadan sadece izliyor. Şimdi çıkmış Bahçeli diyor ki 'Başbakan gittiği yerde biz şunu yaptık, bunu yaptık diyor'. Ben tamam bunu söylüyorum. Sayın Bahçeli, sen ne yaptın onu söyle. 3.5 sene hükümete ortaktın ne yaptın onu söyle, onu... Sayın Baykal, sen ne yaptın. Ben senin ne yaptığını söyleyeyim. Akaryakıt istasyonlarında bol bol kuyruk yaptı, kuyruk... Mazot kuyruğu. Hatırlıyorsunuz değil mi? Traktörlerin mazot için sıra beklediklerini hatırlarsınız. Gaz yağı kuyrukları, benzin kuyrukları, karaborsa, karaborsa. CHP yokluktur, CHP kıtlıktır. CHP çöplerin temizlenmemesidir. Aynen böyledir. CHP demek susuzluk, hava kirliliği demektir. İzmir'de ne yaptı? Arsenikli suyu İzmirliye içiriyor. Ondan sonra da 'Hükümet bize su vermiyor' diyor. Su getirmek senin görevin, ama buna rağmen sen başbakana ulaşsan, biz bunun da adımını atarız. Bak Gördes'i, Beydağı'nıda hallettik. İnanıyorum ki İzmir'de de benim halkım onlara mitingde gereken ilgiyle cevabı verdi. Şimdi 29 Mart bunun artık tescili olacaktır, buna inanıyorum.'' Hükümette oldukları 6.5 yıl boyunca 350 bin toplu konut inşaatı yapıldığını, Türkiye'nin tarihinde böyle bir şeyin olmadığını, 250 bin evi sahiplerine teslim ettiklerini belirten Başbakan Erdoğan, bunların kentsel değişim, dönüşüm noktasında büyük önem taşıdığını kaydetti. DÜNYADA TÜRKİYE KONUŞULUYOR Sadece 6.5 yılda 133 bin derslik yaptıklarını, 56 yeni üniversite açtıklarını, hastaneleri birleştirdiklerini, sosyal devletin gereğini yerine getirdiklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''AB ile müzakareleri başlattık. BM Güvenlik Konseyi'ne, hamdolsun 152 ülkenin desteğini alarak üye olduk. Medeniyetler İttifakına eşbaşkan olduk. Küresel barış için bölgesel barış için ağırlığımızı ortaya koyduk. Haklının yanında yer aldık. Mazlumun yanında yer aldık ve zalimlerin karşısına dikildik. Onlarca yıldır ihmal edilen meselelerin üzerine tek tek gittik. Değerli kardeşlerim, Türkiye'yi bir dünya devleti haline getirdik. Bugün Tokyo'da, New York'ta, Melbourn'de, Ottova'da, Kabil'de, Beyrut'ta, Kahire'de, Saraybosna'da Türkiye'nin dik duruşu konuşuluyor. Bugün tüm dünyada Türkiye konuşuluyor, Türkiye mucizesi, Türkiye başarısı, Türkiye'nin mazlumlarla dayanışması konuşuluyor.'' Yarın Çanakkale Zaferi'nin 94. yıl dönümünün milletçe yad edileceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''O insanlar neden şehit oldu, canlarını feda etti? Şairin dediği gibi 'Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor, bir hilal uğruna yarab ne güneşler batıyor'. O tertemiz alnından vurulup şahadet şerbetini içenler, bağımsızlık için düştüler. İstiklal için düştüler. Bizim huzurumuz, bizim refahımız için, geleceğimiz için düştüler. Biz bu ülkeyi, bu vatanı, bu toprakları onlardan emanet aldık. Biz Türkiye'yi şehitlerimizden, gazilerimizden emanet aldık. O emanete layık olduk, olacağız. O emaneti gururla, şerefle, onurla taşıdık, taşımaya devam edeceğiz. Tıpkı şehitlerimiz, gazilerimiz gibi biz büyük düşüneceğiz. Bütün kalbimizle, bütün yüreğimizle haykıracağız. Sen Türkiye'sin, Denizli'sin büyük düşün. İşimiz hizmet, gücümüz millet.'' EKONOMİK KRİZ Dünyanın küresel ölçekte bir krizin içinden geçtiğini, sanayinin, ticaretin, tekstilin, mermerin, turizmin, tarımın merkezi Denizli'nin de bu krizi hissettiğini belirten Başbakan Erdoğan, şunları ifade etti: ''Bu kriz 1929'dan bu yana dünyanın gördüğü en büyük kriz. Bu kriz, dünyanın belli ülkelerini değil, tüm ülkeleri etkisine alan bir kriz. Türkiye olarak 6.5 yıl boyunca çok önemli reformlar yaptık. Bakınız ABD'de bankalar battı, Almanya'da, Fransa'da, Hollanda'da, Japonya'da bankalar battı. Sigorta şirketleri battı, el değiştirdi bir kısmı, ama hamdolsun bizde batan bir banka yok. El değiştiren bir banka şu anda yok. Bu noktadayız. Fona devrolma gibi bir şey yok. Bütün bankalarımız ayaklarının üstünde duruyor. Bu noktadayız. Çünkü 2000 krizlerinin, 2001 krizinin failleri ortada, Sayın Bahçeli... Matematiği çok iyi biliyordun da niçin bu sıkıntıları önlemediniz, çözmediniz sıkıntıları? Ekonomiyi dayanıklı, dirençli hale getirdik. Bu krizi de mümkün olan en asgari tahribatla atlatmanın gayreti içindeyiz. Bütün kurumlarımız, Hazinemiz, Merkez Bankamız, ekonominin tüm unsurları krizi yakından takip ediyor, gerektiğinde tedbirlerimizi de alıyoruz. Şu ana kadar 40'a yakın tedbir aldık ve uygulamaya başladık. 3 ay süreyle konutta, beyaz eşyada ve otomotivde vergileri indiriyoruz. Bu, vatandaşlarımız için önemli bir fırsattır. Beyaz eşyada aynı şekilde. Elektronikte aynı şekilde. Ev alacak vatandaşlarım süratle buna müracaat etmeli. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendireceğinize inanıyorum. Gerektikçe yeni tedbirler almaktan da kaçınmayız. Dünya krizi aşacak, Türkiye krizi en az hasarla atlatacak, Denizli de bunu aşacak. Sağlıklı ve sağlam zeminde büyümeye kalkınmaya devam edeceğiz. Bakınız Türkiye emin ellerde. Ne yaptığını bilen, ne yapacağını bilen kişilerin elinde. Ve 3 Y dediğim, yolsuzluk, yasaklar, yoksulluk... Bunlara karşı mücadelemizi kararlı bir halde devam ettiriyoruz.'' EĞİTİM VE SAĞLIK Eğitim ve sağlık alanındaki icraatlarını da anlatan Başbakan Erdoğan, Türkiye'de 37 milyon 500 bin insanın SSK'lı olduğunu, 8.5 milyon Emekli Sandığı mensubu bulunduğunu, bütün SSK'lıların toplam 150 hastaneyle 350 eczaneden hizmet alabildiğini, kurumları birleştirerek şu anda 1300 hastaneden hizmet alınmasını sağladıklarını ifade etti. Erdoğan, ''Çünkü biz sağlıklı nefese devleti feda etmeyi göze alan ecdadın torunlarıyız'' diye konuştu. Şu anda hastaların acil servislerden geri çevrilmediğini de belirten Başbakan Erdoğan, ''O ne günlerdi yarabbi? Ölüyü rehin tutuyorlardı. Yahu ölü rehin tutulur mu? 'Parayı getir, ölünü al.' Aman yarabbi... Turşusunu mu kuracaksın yahu. Bunları yaşattılar bu ülkede. En ilkel ülkelerde bunlar olmaz. Ama bizde oldu. Sayın Bahçeli bunun hesabını ver, bunun hesabını. Nasıl yaptınız bunları? Ama şu anda böyle bir şey olsun, biz ümüğüne yapışırız, bu işin şakası yok.''
<< Önceki Haber Erdoğan: Baykal'ın kılavuzu karga Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER