Erdoğan: Tezkere Meclis'e gelecek

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ilk Bakanlar Kurulu toplantısında tezkere konusunu görüşüp Meclis'e göndereceklerini bildirdi.

Erdoğan: Tezkere Meclis'e gelecek

Başbakan Erdoğan, ABD temaslarının son gününde kaldığı Plaza Otel'de bir basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, Obama ile yaptığı görüşmede nelerin gündeme geldiği yönündeki bir soru üzerine, Ermenistan'la devam eden görüşmelerle ilgili kısa bir karşılıklı değerlendirme yaptıklarını belirterek, bölgesel konuları, başta Ortadoğu olmak üzere görüşme imkanı bulduklarını dile gtirdi. Erdoğan, İran'ın nükleer çalışmalarıyla ilgili bir arabuluculuk teklifi olup olmadığına ilişkin bir sorusu üzerine ise şöyle konuştu: "Şu ana kadar bize herhangi bir teklif söz konusu değil. Ancak 1 Ekim'de Solana ile aynı şekilde İran'dan Celili, bir araya gelme durumları var. Bu konuyla ilgili yine Türkiye'nin girişimiyle bu bir araya geliş gerçekleşti. Şimdi bir araya gelecekler ve bu bir araya gelme konusunda atılan bir adım var. Bundan sonraki süreçte Türkiye'den herhangi bir şey talep edilirse bu konuyla ilgili biz her zaman hazırız diyoruz, bunu söylüyoruz. Benim Ekim ayı sonuna doğru, bir Tahran seyahatim söz konusu. Bu seyahatte de bölgenin sorunlarını müzakere edeceğimiz gibi bunları da görüşeceğiz. Sayın Ahmedinejad'ın yaptığı açıklamalar bir nükleer silaha yönelik değil, barışçıl amaçlı zenginleştirmeye yönelik. Ve bunun da Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na bildirildiği yönünde açıklamaları var. Bunlar da bütün ortadayken, dünya bunu nasıl değerlendirir bilemem ama dediğiniz gibi, bakıyorum, uluslararası medya sürekli İran'ı bu konuda konuşuyor. Aslında çok daha farklı konuşulacak konular var diye de düşünüyorum. Çünkü konuşanlar hepsi de kendilerinde nükleer silah olanlar. Biz Ortadoğu'da nükleer silaha tamamen karşıyız. İstemiyoruz böyle bir şeyi. Ortadoğu'da da nükleer silahı olan ülke var, örneğin İsrail. Bir fark var, İsrail UAEK'ya üye değil, İran üye... Kaldı ki Gazze'de fosfor bombaları kullanıldı. Bu ne? Kitle imha silahı. Bunun neticesinde bin 400 kadın, çocuk orada öldü, 5000 yaralı. Bunlar hiç masaya gelmiyor. Bunlarla ilgili hazırlanmış raporlar varsa bunlar gündeme gelmiyor. Şahsen, sorumluluk mevkiinde olan bir insan olarak rahatsız ediyor. Niçin bunlar masada yok, niçin bunlar konuşulmuyor? Yatıyoruz kalkıyoruz İran. Yani daha adil olmamız lazım. Dürüst davranmamız lazım, eğer küresel barışı istiyorsak." Erdoğan, Irak ziyareti ve tezkere ile ilgili olarak ise, bu ziyaretin Ekim'in ortalarında planlandığını belirterek, "Karşı taraf ile görüşmek suretiyle mutabık kalınacak. Ekim'in ortalarında gideceğiz. Ve stratejik yüksek düzeyli toplantımızı orada gerçekleştirmiş olacağız. Burada icracı bakanlarımızla beraber orada olacağız. Karşılıklı olarak görüşmeler yapılacak. İş adamlarımızı da götürmeyi planlıyoruz. Belki iki tür olacak. İş adamlarımızı burada beraberimize almazsak, daha sonra bir bakanımızın riyasetinde iş adamlarını Kuzey Irak'a göndermeyi planlıyorum. Öyle bir çalışmamız da var. Talabani ile bunları görüştük. Tabii tezkere konusuna gelince, tezkere konusuyla alakalı bunu ben aslında geçenlerde cevapladım. Bu konuyla ilgili olarak ilk Bakanlar Kurulu toplantımızda bunu görüşüp, hemen parlamentoya sevk edeceğiz. Bu konulardaki gazetelerde çıkan olumsuz haberler kesinlikle yanlıştır. Biz tekrar 1 yıl daha uzatılmasından yanayız. Bunu da bilmenizi istiyorum" dedi. Erdoğan, demokratik açılım ile ilgili bir soru üzerine de, şöyle konuştu: "Demokratik açılımla ilgili konuda, muhalefet, adı üzerinde muhalefet, görevini yapacak, şu anda yaptığı da o... Biz İçişleri Bakanımızı bu işin koordinasyonu ile görevlendirdik. İçişleri Bakanımız, yüzde 1'in üzerinde oy alan partilerden randevu talep etti. CHP bu yazıya cevap vermedi. MHP, bu yazıya olumsuz cevabını verdi. CHP ise sözlü olarak olumsuz cevap verdi. Diğer olumlu cevap alınan partilere ziyaretler yapıldı, onların kanaatlerini aldı. Yazılı görsel medya ile görüşmeler oldu, akademisyenlerle görüşmeler yapıldı, sivil toplum örgütleri ile görüşmeler yapıldı. Bu sürecin muhatabı olarak milleti gördüğümüz için parlamentonun açılışı ile milletimizin vekillerine parlamentoda bunu götüreceğiz, çalışmalarımız tabii netleşmiş olacak ve bu çalışmaları orada parlamentoda açacağız, konuşacağız, anlatacağız. Bir genel görüşme mi olur daha farklı mı olur, bunları da orada gündeme getireceğiz. Ondan sonraki süreç, bu demokratik açılımla ilgili adımımızı tüm Türkiye'ye anlatmak olacak. Başta şahsım olarak, bakan, milletvekili, teşkilatımız dolaşıp anlatacağız, halkımızı bu konuda bilgilendireceğiz. Bu demokratik açılım neyi gerektiriyor denildiği zaman, içinde birçok başlıklar var. Bu sadece Kürt kökenli vatandaşların sorunlarını kapsayan bir açılım değil. Başta terör sorunu olmak üzere... Şu anda Alevi çalıştayları yapıyoruz, aynı şekilde Ermenistan'la ilişkilerimiz bu konunu içinde, azınlıklarla ilgili konular bunun içinde. İşsizlik bunun içinde. Birçok sorun alanlarını burada tespit ediyoruz ve bunların üzerinde çalışarak bunları minimize etmenin gayreti içinde olacağız. Bu şekilde de halkımıza bu süreci mal etmeye gayret edeceğiz. Şu anda yaptırdığımız kamuoyu yoklamalarında halkımızın ilgisi gayet iyi." Başbakan Erdoğan "Ortadoğu barışı konusunda iyimser misiniz?" sorusuna şu yanıtı verdi: "İyimser olmak istiyorum. Burada medyaya çok büyük görev düşüyor. Yani Gazze'de kitle imha silahı kullanılmıştır, fosfor bombaları kullanılmıştır ve bin 400 insan orada ölmüştür, 5 bin insan yaralanmıştır ki bunların bir kısmı Türkiye'de tedavi görmüştür. Biz bunları bizzat gördük yaşadık. Yani şu anda Gazze'nin biliyorsunuz bu bombardıman neticesinde altyapısı çökmüştür. BM'nin binaları aynı şekilde çökmüştür. Hala orada insanlar maalesef çadırlarda yaşamaktadır. Tabii bütün bunların gelişmesi karşısında İsrail inşaat ile ilgili herhangi bir giriş çıkışa müsaade etmemiştir. Sadece şu anda ilaç, gıda, burada bu iş devam ediyor." New York'ta Yahudi cemaati temsilcileriyle bir toplantı yaptığını hatırlatan Erdoğan, "Tabii burada bir temsilcinin ifadesi beni üzdü. O da şuydu: 'Orada teröristlere inşaat yapılacağından dolayı buna müsaade edilmiyor' gibi bir ifade. Yani buna adeta kodlanmış olan yapı tabii buradaki adımların atılmasına müsaade etmez. Şimdi sıkıntı buradan geliyor. Her şeyden önce burada çalışmalar bir başlasın. Şarm El Şeyh'te o zaman niye toplandılar: Şarm El Şeyh'te bu donörler toplantısında milyarlarca dolar söz verildi, buranın yeniden inşa edilmesi için. İnşa edilmesine yönelik müsaade var mı yok, 8 ay geçti, donörler toplantısından sonra 6 ay geçti" dedi. Erdoğan, Musevi temsilciye yanıtının ne olduğunun sorulması üzerine de, "Bunu anlattım, dedim işte 'siz nasıl bunu teröristler olarak ilan edersiniz?'. Bir kere yaralanan bin 400 kişinin bin 400'ünü de terörist olarak kabul ediyor. Böyle bir mantık olur mu, siz fosfor bombası atacaksınız, 'teröriste isabet etti, bin 400 tane terörist öldürdüm' diyor, bizim hastanelerimize gelen yaralılar var, çocuk, ufak çocuk, kadın, kollar kopmuş, ayaklar kopmuş, bu vaziyette bunları gördük, yani Gazze'de yaşayan her insana terörist gözüyle bakan bir anlayış var ortada. Tabii bununla bir yere varmak tabii ki çok zor" şeklinde konuştu. Erdoğan İran'a saldırı ihtimaline ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine ise, şunları söyledi: "Biz böyle bir şeyi bölgede temenni etmeyiz, yani bu çok çok yanlış bir şey olur, yani bundan, salt bu çılgınlığa teşebbüs edenler zarar görmez. Bakın Irak'la ilgili süreci yaşıyoruz, bunun bize ders olması lazım. Yani şimdi sormak gerekir, kendi kendimize soralım yani Irak'ta neyi hallettik? Şu anda bir ülke, bir medeniyet, bana göre çöktü, milyonu aşkın insan öldü. Şimdi aslında bir Irak medeniyeti Irak'taki bu medeniyeti yeniden inşa etmek acaba bizim kaç yılımızı alır, veya yeniden inşa edebilir miyiz, veya oradaki medeniyet artık çöken medeniyetler arasında mı yer alır? Amerika'nın belki de finans krizinin içerisinde Irak'taki yaptığı harcamalar ona neden olmuş olabilir, tabii bilemiyoruz resmi rakam nedir, ne kadar para harcanmıştır? Amerika'nın da orada kayıpları var, ha nedir Saddam rejimi yıkılmıştır, olan budur. Şimdi yeni bir demokratik düzenin kurulmasına yönelik çalışmalar yapılıyor, temennimiz odur ki toprak bütünlüğüne saygılı bir yapı orada meydana gelsin. Ama daha bu bir yere oturmadan böyle bir şeyi çözemeyen Dünya şimdi İran üzerinde devamlı böyle bir şeyi düşünüyor, tek bahanesi nükleer silah. Tamam da bu nükleer silahın bulunduğu başka ülkeler var, niye bunlar konuşulmuyor, bunların da konuşulması lazım. Yani burada bir haksızlık var gibi geliyor bana, hepsi konuşulsun ve kimde varsa nükleer silah hepsi bu konuyla ilgili adımlarını atsın. Çünkü bir şeyin tesirinin olabilmesi için önce onu kendinizin yapmaması lazım, eğer kendiniz bunu yapıyorsanız bunun karşı tarafa tesiri olmaz, yapılan harcamalar da ne o nükleer silah yatırımını yapana bir şey kazandırıyor, ne de o korkuyu verdikleri topluma." Erdoğan, Amerika'da yaşanan koruma sorununa lişkin olarak da, "Bana göre çok çok basit bir olaydı. Bu sadece Washington güvenlik servisiyle, bize verilmiş olan güvenlik görevlileri arasındaki bir olaydı, olayın gazetelere yansıması da bizi üzmüştür. Yani bizim polisimizle, bizim güvenliğimizle alakalı bir konu değil, tamamen kendi güvenlikleri arasındaki bir iletişimsizlikten gelen bir şeydir ve konuyla ilgili de zaten ABD'nin yetkilileri açıklamalarını yaptılar. Olay odur ve bunun dışında herhangi bir şey yok. Tabi ben olay o boyuta gelince artık o toplantıya katılmayı da doğru bulmadım. Tabi katılamadığım için de üzüldüm. Böyle olmamalıydı, ama herhangi bir abartılacak bir şey yok. Aynı şekilde tabii Clinton ailesi de bundan üzüldü ve eşleriyle ertesi gün yemekte görüştüğümüzde onlar da bu konuyla ilgili bize özür beyan ettiler. Bunu da çok samimi bir şekilde söylediler. Böyle bir büyük ebatlı bir şey söz konusu değil" dedi. Erdoğan, yapılan bir araştırmada Türkiye'nin nüfusunun 2050 yılında 98 milyon olacağının söylenmesi üzerine ise, "İnşallah, ne kadar olursa Türkiye ekonomisi o kadar güçlenir. Benim düşüncem, ben 3 söyledim, en az üç diyorum. Nüfusunuz ne kadar fazla olursa o kadar güçlü olursunuz, bunu unutmayın. Şu anda dünyada dikkat edin, kimse Hindistan'ı gündeme getirmiyordu, Çin'i gündeme getirmiyordu. Bakın Çin, Hindistan şu anda nereye sıçradı ve şu anda dünya gündeminde belirleyici iki önemli ülke konumuna geldi. Aynı şekilde bir Japonya'nın durumuna bakın" dedi. Erdoğan, IMF'deki Türkiye'nin hisselerinin yükseldiğinin ifade edilmesi üzerine, "Daha kesinleşmedi, ama görünen o ki artacak, çerçeve bu" dedi. (CİHAN)
<< Önceki Haber Erdoğan: Tezkere Meclis'e gelecek Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER