Heron uçuyorsa helikopter de uçar

Genelkurmay'ın Heron skandalına ilişkin açıklama yaparken, Hantepe'deki birliğe desteğin gecikmesini hava şartlarına bağlaması, kamuoyunu tatmin etmedi.

Heron uçuyorsa helikopter de uçar

Hakkâri'deki taarruz helikopterlerinin yoğun sis ve toz bulutu nedeniyle saldırı bölgesine gidemediği iddiasına, TSK'da yıllarca görev yapan havacı subaylar karşı çıkıyor. Aralarında emekli Binbaşı Mustafa Hacımustafaoğulları, emekli Albay Abdurrahman Turan, emekli Binbaşı Gürcan Onat gibi isimlerin de bulunduğu subaylar, hava araçlarının daha kötü şartlarda da operasyon yaptığına dikkat çekiyor. "Heron'un uçtuğu hava şartlarında helikopterler de uçabilir. Gece görüş sistemiyle donatılan jetler neden saldırı bölgesine gönderilmedi?" diye soruyorlar. Genelkurmay'ın Hakkari'nin Çukurca ilçesine teröristlerce yapılan Hantepe baskınıyla ilgili kamuoyunu tatmin etmeyen yazılı açıklamasının yankıları sürüyor. TSK'nın açıklamasında Hakkâri'de konuşlu bulunan taarruz helikopterlerinin yoğun sis ve toz bulutu nedeniyle saldırı bölgesine gidemediği savunulmuştu. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bünyesinde yıllarca görev yapan havacı subaylar hava araçlarının daha kötü şartlarda da defalarca operasyon yaptığını, Genelkurmay'ın hava koşullarını gerekçe göstermesini anlayamadıklarını belirtiyor. Heron'un uçtuğu hava şartlarında helikopterlerin de uçabileceğini söyleyen emekli askerler, "Gece görüş sistemiyle donatılan jetler neden saldırı bölgesine gönderilmedi?" diyor. Havacı emekli Binbaşı Mustafa Hacımustafaoğulları: "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bünyesindeki hava araçları, her türlü hava koşullarında görev yapabilecek donanıma sahip. Açıklama inandırıcı değil. Araçlardaki teknik donanımlar açıklamayı tekzip ediyor. Bizim helikopterler IFR (pilotun kötü hava koşularında uçuş yapmasını sağlayan donanım) ile VFR (doğal hava koşullarında uçuş sağlayan donanım) denilen sistemler bulunur. Bunlar hava koşullarına göre pilotun uçuş yapmasını sağlar. Bu ekipmanlarla hava araçları doğal havada uçuş yapılabildiği gibi toz, bulut ve siste de uçuş yapabilecek imkanları sağlıyor. Bunun yanında gece görüş dürbünleri de var. Tek eksik, onları kullanacak beyin ve organizasyon. Bu yüzden açıklamalar gerçeklerden uzak." Emekli Havacı Albay Abdurrahman Turan: "Genelkurmay 'niyet hasıl olsun' diye sözde bir açıklama yaptı. Kamuoyu gibi ben de tatmin olmadım. Teknolojinin hızla geliştiği bir dünyada gece uçuşlarının yapılmaması imkansız. Teknolojinin had safhaya geldiği bir dönemde 'sis vardı, toz bulutu engelledi' gibi açıklamalar gerçekçi değil. Helikopter uçamıyorsa bunun alternatifi var. Heronlar uçuyorsa o saatte diğer araçlar da uçar." JETLER NEDEN KALDIRILMADI? Emekli Havacı Binbaşı Gürcan Onat: "Genelkurmay'ın 'sis vardı gidemedik' açıklaması tek kelimeyle zafiyettir. Tatminden uzak bir açıklama. Bu tür yaklaşımlar Silahlı Kuvvetler'in kamuoyu nezdindeki itibarını zedeliyor. Heronlar uçuyor. Film çeker gibi görüntüleri aktarıyorlar. Helikopterleri uçuramadıysanız jetleri kaldırsaydınız. Onlar siste, gecede ve toz bulutunda da uçar." Havacı emekli Yarbay Tevfik Diker: "Türk Hava Kuvvetleri'nin helikopter ve uçakları her türlü hava koşullarında görev yapacak kabiliyete sahip. Buna somut örnek ise kış tatbikatları. 'Hava koşullarından dolayı araçlar uçamıyor' diyorsunuz ancak kış tatbikatlarında her türlü şartlarda görev yapabileceklerini gösteriyorlar. Hava araçlarının daha kötü hava şartlarında görev yaptığını biliyoruz. Hantepe olayında ciddi bir yönetim zafiyeti var. Genelkurmay, Hantepe olayındaki yönetim zafiyetini meteorolojiye yükleyerek, işin içinden çıkamaz. Toz bulutu, sisli hava şartları gibi değerlendirmeler samimi değil. Heronların uçtuğu aynı şartlarda helikopterlerin uçamamasına kimseyi inandıramazsınız." Emekli pilot: "Genelkurmay'ın sis açıklaması gerçeği yansıtmıyor. Sis, deniz seviyesine yakın yerlerde oluşur. Temmuz ayında Hakkari'nin yüksek yerlerinde sis yoğun olmaz. Diyelim ki sis var. Helikopterler uçamadı. Neden Diyarbakır'daki F- 16'lar kaldırılmadı? Gece görüş sistemiyle PKK'lılara müdahale edilebilirdi." 'Sisli ve tozlu' açıklamayla skandalın üzeri örtülüyor Genelkurmay Başkanlığı'nın Hantepe'deki Heron skandalıyla ilgili açıklamasına tepkiler dinmiyor. Çelişkilerle dolu 'sisli ve tozlu' açıklama hiç kimseyi tatmin etmedi. Başta şehit aileleri olmak üzere kamuoyu açıklamaya tepkili. Hukukçular Derneği, Hantepe, Gediktepe, Dağlıca ve Aktütün baskınlarıyla ilgili şehit aileleri ve gazilerin şikayetlerini suç duyurusu haline getirdi. Dilekçede, açıklamanın 'karartma' niteliğinde olduğu aktarıldı. Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Cahit Özkan tarafından kaleme alınan basın açıklamasında, sorumluların özel yetkili mahkemelerde yargılanması gerektiği belirtildi. İddiaların basit bir ihmalden kaynaklanmadığı ifade edilen açıklamada, "Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklamasında görüleceği üzere bu iddiaları askeri ceza mahkemelerinin sonuçlandırması mümkün gözükmemektedir. Geçmişte Dağlıca baskını hakkında ileri sürülen bu tür iddialara ilişkin askeri ceza mahkemesinin 3 yıllık süre zarfında davanın esasına dahi giremediği bizzat Genelkurmay Başkanlığı tarafından açıklanmıştır. Genelkurmay Başkanlığı'nın olaydan 30, Heron görüntülerinin açıklanmasından 21 gün sonra gelen bu açıklaması, eksik ve çelişkileri içermektedir." denildi. Soruşturma için neden 10 gün beklendi? Genelkurmay'ın konu ile ilgili bir açıklama yapmak yerine olayı karartmaya çalıştığı vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Açıklama, karartma niteliğindedir. Öncelikle eski Genelkurmay Başkanı, BBG evi gibi gözetlendiği bu görüntülerle doğrulanmıştır. Öte yandan açıklama, iddiaları hafife alan basit bir ihmal eseri saldırıya müdahale edilemediği yönündedir. Soruşturmanın başlaması için neden 10 gün beklenmiştir? Soruşturma neden olay günü başlatılmamıştır? Soruşturma başlatılmışsa bu neden şehit ailelerine bildirilmemiştir? Hantepe aileleri gibi Dağlıca, Aktütün, Gediktepe şehitlerinin ailelerine niçin cevap verilmemiş, sahipsiz bırakılmıştır?" Hukukçular Derneği'nin Hantepe, Dağlıca, Aktütün, Gediktepe saldırılarında şehit olan askerlerin aileleri ile bir araya gelip İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayette bulunduğu belirtilen açıklamada, şehit ailelerinin unutulduğu, sahipsiz bırakıldığı dile getirildi. TSK'nın açıklaması ihmalin belgesi gibi Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneği Sakarya Şube Başkanı Niyazi Borinli: "Genelkurmay Başkanlığı'nın Heron açıklaması ihmalin belgesi. Sorumluların derhal açığa alınması ve olayın yargıya taşınması gerekiyor. Yoksa şehit ailelerinin bu acıları dinmez. Açıklama bizi hayal kırıklığına uğrattı. Genelkurmay Başkanlığı'nın sis gibi konuyu bahane etmesi inanılır gibi değil. O zaman Heronlar nasıl görüntü çekti? Açıklama, kafamızdaki soru işaretlerini artırdı. Karadan en yakın askerî birlikten yardım gönderilemez miydi? Böyle bir açıklama yerine hiç açıklama yapmasalar belki daha iyi olurdu. Çünkü bu açıklama hem askerde olan çocuklarımızı hem de şehit ailelerini şaşkına uğrattı. Bu olay unutulacak gibi değil. Bu şüpheler sınırda karakolları bekleyen askerlerin moralini de bozar. En kısa sürede bu skandal tüm ayrıntılarıyla aydınlatılmalı. Sorumlular cezalandırılmadan toplumun vicdanı huzura ermez." Kırıkkale Vatan İçin Can Verenler Derneği Başkanı Mümtaz Torunlu: "Haber yapılmasa, demek ki bunlar gün yüzüne çıkmayacaktı. Teröristleri görüyorsun, sırayla kaçıyorlar, neden müdahale etmiyorsun? Görüntülerin baskından sonra çekildiğine inanmıyorum. Malatya Şehit Aileleri Derneği Başkanı Duran Şahin: "Türkiye son dönemlerde zor bir süreçten geçiyor. Hainlerin dağın başında dinlenmesi, yardımın sonra gitmesi, olay patlak verdikten sonra bilgi verilmemesi bizi kahrediyor. Bu işin müsebbiplerinin, ihmali olanların derhal yargılanmasını, sorgulanmasını hatta cezalandırılmasını istiyoruz. Dağdaki PKK'lı ile ordunun içindeki bu hainlerin arasında bir fark göremiyorum." Duran Savaş Sakarya Taraf: Saldırı öncesine ait görüntüler de var Genelkurmay Başkanlığı'nın 'Heron skandalı' üzerine bir ay geçtikten sonra yaptığı yazılı açıklamayla ilgili tartışmalar devam ediyor. Hantepe baskınıyla ilgili kamuoyuna yansıyan görüntülerde, saldırının 02.35'te başladığı görülüyor. Genelkurmay ise bunu kabul etmiyor ve açıklamasında çatışmanın 01.45'te başladığını iddia ediyor. Öte yandan Genelkurmay, basın aracılığıyla kamuoyuna yansıyan görüntülerin baskından sonraki sürece ait olduğunu savunmuştu. Genelkurmay'ın bu iddiasına Taraf gazetesinden cevap gecikmedi. Dünkü haberinde saldırıdan önceki görüntülerin de kendilerinde bulunduğunu açıklayan gazete, görüntülerde PKK'lıların mevzilere konuşlanmasından ilk taciz ateşinin açılmasına kadar bütün detayların yer aldığını yazdı. Gazetenin haberinden sonra Genelkurmay'ın çelişkilerle dolu açıklamasına yeni bir çıkmaz daha eklendi. Açıklamada, saldırının saat 01.45'te altı değişik bölgede başladığı, bölgeye en yakın Heron'un 02.15'te çatışma alanında görüntü aktarımı yaptığı ifade ediliyordu. Taraf'ın ortaya çıkardığı görüntüler, bölge koordinatlarının yanı sıra saldırının saati olan 02.35'i gösteriyor. Saldırının 20 dakika öncesi 02.15'e tekabül ediyor. Gazetenin, Heron'un saldırıyı görüntülerini kaydettiği saate (02.35) ilişkin iddiası böylece Genelkurmay'ın resmi açıklamasındaki saatle bire bir örtüşüyor.
<< Önceki Haber Heron uçuyorsa helikopter de uçar Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER