Kimse Yok Mu Derneği Genel Başkanı İsmail Cingöz, "Bu kararla bize zarar verdiklerini düşünmüyorum. Milyonlarca mağdura, mazluma, yetime zarar veriyorlar. Bize zarar verme niyeti ile yola çıkmış olabilirler ama kime zarar verdiklerini bilmiyorlar." dedi.

Bakanlar Kurulu'nun almış olduğu karar, İstanbul Valiliği'nce bugün derneğe bildirildi. Yardım toplama izninin durdurulmasına yönelik karara her kesimden tepki geldi. Konuyla ilgili açıklama yapan Kimse Yok Mu Derneği Genel Başkanı Cingöz kararı eleştirdi. Cingöz, "Bakanlar Kurulu kararı, izin alınmaksızın yardım faaliyetimizin durdurulduğuna yönelik bir karar. Türkiye'de yardım toplama hakkına sahip 9 vakıf, 12 dernek var. Bugün verilen karar ile 100 binin üzerindeki derneklerden biri haline getirilmiş olduk. Kimse Yok Mu, 3 milyonu aşkın tekil bağışçısı ve 50 bin den fazla gönüllüsü ile ülkemizin en değerli, en itibarlı yardım derneklerinden bir tanesi. Tüm dünyaya hizmet üretebilen, 113 tane ülkeye gitmiş, bunlardan 70-80 tane kadarından takdirnameler, devlet başkanlarından özel teşekkürler, TBMM'den üstün hizmet madalyası almış, Peru meclisinden ve birçok ülkenin meclisinden üstün hizmet madalyası almış bir dernek. Böyle bir derneğe böyle bir kararın çıkmasını, bu kararın da hiç bir hukuki altyapısının olmadığını bildiğimiz için de Türkiye'de son 8-9 aydır yürütülegelen cadı avının, nefret söyleminin bir uzantısı olarak, Hizmet Hareketi'ni bitirme planının bir parçası, siyasi bir linç kararı olduğuna inanıyoruz." şeklinde konuştu. 

17 ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarından sonra 8 aydır sürekli denetlendiklerini anlatan Cingöz, "Biz kararın gerekçesini bilmiyoruz ama 8 aydır denetim geçiriyoruz. Bu denetimler sonucunda bir tek suç isnadı dahi olmadığı gibi, kabahat dahi derneğimizce ortaya konmamış, bir idari yaptırım uygulanacak tebliğde bulunulmamıştır. Dolayısıyla bu kararın hukuki bir alt yapısının olduğuna hiç bir Türk vatandaşı inanmaz. Hemen Danıştay'a yürütmenin durdurulması ile ilgili davamızı açacağız. Öyle ümid ediyorum ki yanlışlık Türk adaletinden dönecektir." ifadelerini kullandı. 

Bu kararla derneğin kapatılmadığını, sadece izinsiz yardım toplama faaliyetinin durdurulduğunu anlatan Cingöz, "Bu bizim 113 ülkede yapa geldiğimiz hiç bir faaliyeti durdurduğumuz anlamına gelmiyor, tam tersine bugün daha aşkla şevkle azimle milletimizin bize verdiği güç ile kuvvet ile 150 ülkeye ulaşma azim ve kararlılığını ortaya koyacağız. Ülkemizin her bir ferdi, gönlünden kopan uluslararası mağdura, mazluma, yetime el uzatma adına yine bu yardımları ulaştırabilirler. Derneğimiz bütün bu yardımları kabul etmeye devam edecek. Bu sene Kurban Bayramı'nda 72 ülke artı Türkiye olarak kararımızı verdik. Gazze'de bu sene 1001 hisse kurban keseceğiz. Bangladeş'te 2000 hisse olarak karar verdik. Oradaki insanlar da çok mağdur. Bize kurban emanetlerini ve vekâletlerini veren bunun mağdura mazluma ulaşmasını isteyen bağışçılarımız gönül rahatlığı ile şunu bilsinler ki bu bağışlar yerine ulaşacak ve kendilerine bildirilecektir." dedi. 

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın açıklamalarını hatırlatan Cingöz, Star ve Takvim'in bildiğini Sayın Arınç'ın bilmiyor olmasının düşündürücü olduğunu belirtti. Cingöz, sözlerini şöyle sürdürdü: "En çok üzüldüğüm konulardan biri, bu kararla bize zarar verdiklerini düşünmüyorum. Milyonlarca mağdura mazluma yetime zarar veriyorlar. Bize zarar verme niyeti ile yola çıkmış olabilirler ama kime zarar verdiklerini bilmiyorlar. Dünyada milletimize olan dua kapısını kapatıyorlar. İkinci üzüldüğüm mevzu ise Türkiye Patagonya değil. Türkiye muz cumhuriyeti değil. Türkiye ileri demokrasi hedefi ile yürüyen hukuk devleti ve büyük bir devlet. 2000 yıllık devlet kültürüne sahip bir devlet. Başbakan Yardımcımız medya aracılığı ile Türk milletine benim böyle bir karardan haberim yok diyor. Ama bir hafta sonra kendisinin de imzası ile bu kararın alındığını öğreniyoruz. Artık Türkiye'de Takvim Gazetesi, Star gazetesi resmi gazete oldu. Sayın Başbakan Yardımcısı'nın bilmediği bu kararı Star Takvim biliyor. Böyle bir durum maalesef ülkemiz adına utanç verici."

Karara imza atanların daha çok mazluma, yetime ve ihtiyaç sahiplerine zarar verdiğini anlatan Cingöz, sözlerini şöyle tamamladı: "Benim çektiğim acı içimdeki ızdırabım üzüntüm üç gün yemekten beni kesebilir. Kendisine el uzatılan insanlar açısından baktığım zaman o zaman kahroluyorum. Üzülme kelimesi yetmiyor ve şöyle düşünüyorum, ben Kilis'ten arayan mültecilerin yarın yemek çıkacak mı diye endişeye düştüklerini görünce dünyanın dört bir tarafında aş evlerimiz var yemek çıkacak mı endişelerini görünce ürküyorum ve korkuyorum. Bir kere daha bu kararı alanların ne denli büyük bir insafsızlık ve vicdansızlık yaptıklarını düşünüyor milyonlarca insanı böyle muğlâk, müphem bir hissiyata sevk etmelerini böyle bir dua kapısını kesmelerini şiddetle kınıyorum. Son bir haftada başta Somali olmak üzere birçok ülkeden bakan düzeyinde arayan oldu. Bütün bu insanlar hem açıklama yapıyorlar, hem mektuplar gönderiyorlar. Yardım alan insanların hepsi artık tedirgin oluyor endişe ediyor. İnsanlara bu tedirginliği yaşatanlar, bu kararın altında ezileceklerdir ve bu millet feraseti ile bunu soracaktır." 

Cihan