Mahkemeye rağmen inşaat sürüyor

Orman alanına iki katlı binalar yapmak üzere aldıkları ruhsat bile 'tartışılan' Acarlar İnşaat'ın bu ruhsatı 'genişletip' Acarkent'e gökdelen diktiği iddia edildi

Mahkemeye rağmen inşaat sürüyor

Orman Bakanı Osman Pepe'nin 'Tapu iptali davası için gereken onayı verdim' dediği Acarkent'te, villaların yanı başında, iki de gökdelen yükseliyor. İstanbul 4. İdare Mahkemesi'nde süren davaya göre, ticaret merkezi olması planlanan gökdelenler 'kaçak'. Dava dilekçesinde, özel ormanın içine, ormanın yüzde altısı kadar alana ve zeminden en fazla 6.50 metre yükseklikte yapılar yapmak için izin alan Acarlar İnşaat, Acarkent'e biri 97, diğeri 79 metre yüksekliğinde iki ticaret merkezi kurmak için kolları sıvadı. İki merkezin inşaatı halen devam ediyor. İstanbul Mimarlar Odası'nın İstanbul 4. İdare Mahkemesi'ne açtığı davanın dilekçesinde, ticaret merkezi olarak yapılması planlanan kulelerle ilgili şu çarpıcı bilgiler aktarıldı. İKİ KATA İZİN VERİLMİŞTİ: Acarkent'in üzerine kurulduğu Molla Saip Özel Ormanı'yla ilgili olarak 22 Aralık 1987'de 'yatay alanın yüzde 6'sından fazla yer işgal etmemek, inşaat alanı katsayısı yüzde 50'yi geçmemek, ikinci katta saçak seviyerinin zeminden yüksekliği 6.50 metreyi aşmamak, yüzde 6 dışında kalan ormana ve yola 10.00 metreden fazla yaklaşmamak şartıyla' bağ, sayfiye evleri, eğlence ve turizm tesisleri yapılması için kesin izin verildi. Nisan 1988'de 117 adet A tipi, 835 adet B tipi, 500 adet C tipi villa ve 60 bin 968 metrekare inşaat alanlı sosyal tesisler için birer tane olmak üzere toplam dört inşaat ruhsatı verildi RUHSATLAR BİRKEN ÜÇ OLDU: İnşaat tamamlanmayınca belirli dönemlerde ruhsat yenilemesi yapıldı. 21 Nisan 1995'te ruhsatlar Beykoz Belediyesi'nce yenilendi. A, B ve C tipi villaların ruhsatlarında bir değişiklik olmazken, sosyal ve ticari tesisler için 1988'de bir adet olan ruhsat bu kez üç ayrı ruhsat olarak düzenlendi. Bununla da yetinilmedi ve sosyal tesisler için 60 bin 968 metrekare olan toplam inşaat alanı 188 bin 480 metrekareye çıkarıldı. Yani parsel sahipleri lehine fazladan 127 bin 512 metrekare inşaat hakkı verildi. Orman Genel Müdürlüğü'nün 'en fazla 6.50 metre (iki kat)' şartına rağmen alınan ruhsata göre 1'nci Ticaret Merkezi 97 metre, 2'nci Ticaret Merkezi'nin ise 79 metre yüksekliğinde olması öngörülüyordu. BELEDİYE DİNLEMEDİ: İlk ruhsatta söz edilmeyen planlar ruhsat yenilerken ortaya çıktı. Büyükşehir Belediyesi ruhsatların dayanağını oluşturan İmar Planı ve avan projeleri 1993'te iptal etti. Büyükşehir Belediyesi'nin 1998 tarihli bir yazısında iptale rağmen Beykoz Belediyesi'nin ruhsat yenileyerek, yasalara aykırı işlem yaptığı vurgulandı. YASAYA AYKIRI HAK OLMAZ: Dilekçede "Orman Yasası'na aykırı biçimde Beykoz Belediyesi'nin verdiği ruhsatların kazanılmış hak olarak kabul edilmesi olanaksızdır. İdarenin yürürlüğe koymasıyla imar planlarının Orman Yasası'na aykırılığı ortadan kalkmadığı gibi ruhsatların dayanağını oluşturan imar planı ve avan projeler 1993'te Büyükşehir Belediyesi'nce iptal edilmiştir. Kaç yıl geçmiş olursa olsun Beykoz Belediyesi'nin düzenlediği ruhsatlar iptal edilmeli" denildi. DAVA SÜRÜYOR: 4. İdare Mahkemesi, 2005 Aralık'ta Mimarlar Odası'nın dava açmaya yetkili olmadığına karar vererek davayı reddetti. Odanın kararı temyiz etmesi üzerine Danıştay odayı haklı buldu. Dava devam ediyor. Bu arada Adalet Bakanı Cemil Çiçek yaşanan olaylar konusunda Milliyet Ankara Temsilcisi Fikret Bila’ya önemli açıklamalarda bulundu İşte Adalet Bakanı Çiçek’in değerlendirmesi Çiçek: Sonuna kadar gideriz Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin, "Silahlı adamları memurlarımızı engelledi" dediği Acar İnşaat'ın, dağıttığı tapular dahil olmak üzere, tüm işlem ve faaliyetleri mercek altına alınıyor. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, hiçbir gücün devletin üzerinde olmadığını vurgulayarak şu değerlendirmeyi yaptı: "Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Kimse devletten güçlü değildir. Devletin giremediği yer diye bir şey olmaz. Hukuka aykırı bir işlem, bir faaliyet varsa sonuna kadar soruşturulacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın." 'Kabadayılık sökmez' Çiçek, Acarlarla ilgili tartışmaları ve Pepe'nin sözlerini anımsatmamız üzerine de şu yorumu yaptı: "Biz çok kabadayı gördük. Ortaya çıkıp devlete kafa tutanlar çok oldu. Çok daha büyük iddialarla konuşanlar gördük. Ama hepsinin burnu sürtülmüştür. Kimse devletten güçlü değildir. Bu unutulmamalıdır." Belge çıkarsa soruştururuz Çiçek, gelişmeleri yakından izlediklerini belirterek olayda adı geçen yargıçlarla ilgili şu bilgiyi verdi: "Adı geçen hâkimler şimdi o bölgede görev yapmıyorlar. Eski dönemde bir inceleme yapılmış. Ancak belge olmadığı için soruşturmaya mahal olmadığına karar verilmiş. Şu anda bu hâkimler başka yerde görev yapıyorlar. Ancak, biz olayı izliyoruz. Eğer soruşturmayı gerektirecek bilgi ve belgeler ortaya çıkarsa elbette sonuna kadar soruşturmayı yürütürüz. Kimse bundan kuşku duymamalıdır. Basında çıkan haberleri de izliyor ve değerlendiriyoruz." Mal varlıkları incelendi Çiçek, yargıçlar dahil adı geçen kamu görevlilerinin mal varlığı yönünden daha önce incelendiğini, bir artış saptanamadığını belirttikten sonra şöyle devam etti: "Bunlara bakılmış, bir şey çıkmamış. Ama mal varlığıyla ilgili olarak o kadar değişik usuller kullanılıyor ki, saklamak mümkün oluyor. Bu bakımdan incelemelerin malvarlığını saklama usulleri de dikkate alınarak yapılması gerekir. Bu incelemeleri yapmak için kanuni imkânlar var. Eğer ortada suç teşkil eden bir durum varsa soruşturma sonuna kadar yapılacaktır. Devlette devamlılık esastır." Bakanlık iptal davaları açacaktır Çiçek, dağıtılan tapuların akıbetinin ne olacağı yolundaki sorumuzu ise şöyle yanıtladı: "Burada zarar gören Çevre ve Orman Bakanlığı'dır. Bu bakımdan bakanlık, tapu iptal davaları açacaktır. Mahkemenin vereceği karar uygulanacaktır. Vatandaşlar bakımından da hukuk yolu izlenecektir. Onlar da kişisel olarak haklarını takip için dava açabilirler. Sonucu mahkemeler belirleyecektir." Devlet bu işin peşinde Çiçek, yargıçların ve savcıların ilişki kurdukları kişilere, çevrelerine karşı çok dikkatli olmaları gerektiğini her fırsatta vurguluyor. Yargıç ve savcıların vicdanlarını korumak zorunda olduklarını, bu amaçla da çevrelerine karşı çok duyarlı davranmalarının mesleki sorumluluklarının bir gereği olduğunu belirtiyor. Çiçek'in sözlerinden, devletin bu işin peşini bırakmayacağı anlaşılıyor.
<< Önceki Haber Mahkemeye rağmen inşaat sürüyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER