Türkiye İsrail'i neden istemedi?

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

Türkiye İsrail'i neden istemedi?

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu günübirlik ziyaret için Sırbistan'ın başkenti Belgrad'a giderken uçakta fündeme ilişkin sorularını cevapladı. Deprem yardımlarının kabul edilmemesinden teröre karşı komşu ülkelerle yapılan işbirliklerine kadar her konuda çarpıcı açıklamalar yapan Davutoğlu, Ortadoğu'daki tarihi takas değişimiyle ilgili de bilinmeyen ayrıntıları anlattı. İşte Davutoğlu'nun açıklamaları: * Suriye ile iyiyken bir anda herşey tersine döndü.Ne olacak Suriye ile gerginliğin sonu? Şu ana kadar yaptığımız her şey Suriye'nin Libya'ya dönmesini engellemek. Libya'da bunu çok önceden görmüştük. Kaddafi'yi açıkça uyardık. Libya benzeri olaylar Suriyede yaşanmasın diye, uğraştık. Beşşar Esed'e ‘seçime git halk seviyorsa seçilirsin seçilmezsen halkınla barışık bir lider olarak yaşarsın' dendi. Amamaalesef şu ana kadar tavsiyelerimiz dinlenmedi, verilen sözler yerine getirilmedi. Bizim açımızdan maalesef olayların gidişatına bakıldığında Esed tarafından sürecin kontrolünün kaybolduğunu görüyoruz. Rejimin süreci yönetme kabiliyeti kalmadı. * Esir takası konusunda Türkiye ilk günden bu yana işin içindeydi amasanki sonra işi Mısır ve Almanya devraldı. Türkiye bu denklemin neresindeydi? Türkiye'nin katkısı en başından bu yana vardı. Hamas'ın elinde olduğu ve öldürüleceği haberini almış İsrailliler. Bir gece yarısı Başbakanlığa geldiler. O zamanda Hamas ile temasımız nedeniyle şiddetle eleştiriliyorduk. Biz tamamıyla insani baktık. Başbakanımız irtibat kurdu, biz kurduk. Gelen elçilik heyetine bu talebi “Livni onaylasın biz resmen devreye girelim” dedik. Onayı benim odamda aldılar oradan başlayan bir süreç.Hamas tarafıyla daha o gece temas kurduk ‘yaşadığını teyit edin ve öldürmeyin'dedik. Her ikisini dekabul ettiler. “Dokunmayacağız” dediler. Türkiye- 'ninbuişekatkısıoradabaşladı.Hayattakalması o günküdiplomasiye bağlı. Gece 12'ye yakın geldiler 02'ye kadar benim odamda oturdular. ŞALİT SAYEMİZDE YAŞIYOR O günlerde Hamas-Mısır ilişkileri kötüydü.Hamas da Türkiye'nin devrede olmasına önem veriyordu. Mısır'ın tutumundan emin değildi. Müzakerelerin yürüdüğü dönemlerde Türkiye devredeydi sonra Almanya devreye girdi. Konuşuldu, paylaşıldı. Dolayısıyla o zamandan bu yana devredeyiz. Son dönemdeki yeni parametre, Mısır'daki yeni yönetim Hamas'la yakın davranabildi. Bunu olumlu bir parametre olarak gördük. Her aşamasında Mısır'la paslaştık. Kimin yaptığı önemli değil. Biz Mısır'a eskiden de şunu söyledik; beraber yapalım, önemli olan Mısır'ın başarılı olması. Alman arabulucuyla da Halit Meşal ile de konuştuk. MİT müsteşarımız üzerinden her 4 tarafla görüşmeler yaptık. Nihai noktaya gelince Halit Meşal aradı ‘Bu aşamadayız, istişare etmek istiyoruz' dedi. Gelinen noktayı görünce ‘tamamıyla iyi bir alışveriştir bunu yapın deriz' dedik. İsrail'le olan problemimizden ayrı bir konu. Hamas o gece hayatını bize garanti etti. Şalit hayatta kalmışsa bizim sayemizde oldu. * Bize gelenlerin güvenliği nasıl sağlanacak? Hem İsrail hem Mısır tarafı arayıp teşekkür etti. İsrail kendisi saldığı için bir nevi aftır. Arkasından hukuki işlem başlatması mümkün değil. İkincisi daha önemlisi ilk defa olan bir takas da değil. Bunların hiçbirinde İsrail bıraktığı kişilere operasyon yapmadı. Bir şey olacağına ihtimal vermiyorum. Filistin'le ilgili her şey bize gelecektir. Bundan sonra Filistin'le ilgili her konuda Türkiye taraftır. * Taleplerimiz konusunda İsrail'den adım bekliyormusunuz? İlkelerimizi belirledik ve koyduk. Uygulamalarımıza başlamışız. Onlar düşünecekler ve adım atacaklar. Dış desteğe, ihtiyaç olmadığı için reddettik * Deprem içinyapılan dış yardımları kabul etmememiz tartışılıyor. Depremden hemen sonra 20'den fazla ülkeden yardım önerisi geldi. ABD Dışişleri Bakanı Clinton aradı. 1999'un deprem manzaralarını unutmadığını söyledi. İhtiyaçvar amabiz kendi kapasitemizle karşılayacak durumdayız. Kibirden ya da kabul etmemeden değil. Dış destekler önemli ama onların koordinasyonu epeybir zaman alıyor. Neticeyi değiştirmiyor. Şu anda çöken her binada bir kurtarma ekibi var. Alandan gelen taleplere göre değerlendirmeyedevam edeceğiz. Yeni şartlar oluşursa durumagöre hareket edilir. BUNLAR İNSANİ KONULAR * İsrail'in yardım teklifinin kabul etmeme meselesi? Azerbaycan veİran yardım çağrısı olmadan hemen ekip yolladılar. Ama onun dışında zaten kimseden yardım istemedik. Bunlar insani konular. Hiçbir zaman siyasi perspektiften bakmadık. Olumsuz dadeğerlendirmedik. Onlar yardımettiler diyede etmediler diye de, tutumumuzdeğişmez. Yarın İsrail'de ihtiyaç olsa biz yine yardım göndeririz. İlkesel olarak bunları karıştırmayız. Ermenistan'da dabir şey olsa yardım ederiz. Hiç vize muafiyeti istememişiz * Bir gün biz Avrupa'nın bir yerinde olacak mıyız? Eskiden AB'ye ihtiyacımız olduğu için gireceğimiz düşünülüyordu şimdi AB'nin bize ihtiyacı olacağı için girebileceğimizi düşünüyoruz. * Vize meselesi? Biz hiçbir zaman vize muafiyeti istememişiz. Vermezler diye düşünmüşüz. Biz vize kolaylaştırma üzerine talepte bulunmuşuz. Politika değişikliğine gittik 2009'da “Bundan sonra vize kolaylaştırma istemiyoruz vize muafiyeti istiyoruz” dedik. Yapamayacağımızı düşünerek ‘üç tane şartı yerine getirin' dediler: “Biyometrik pasaporta geçeceksiniz. Geri Kabul Anlaşması'nı tamamlayacaksınız. Entegre Sınır Yönetimini yapacaksınız... Biyometrik pasaport ‘tamam' dedik. ‘Entegre sınır yönetimine başlayacağız' dedik. Vize kolaylığı değil muafiyette ısrarlıyız. Sırbistan'da müftü sorunu çözülecek * Sırbistan'da bir müftü sorunu var. Herkes çözüm bekliyor? Sırbistan'da Müslümanlar ikiye bölünmüştü. Karşılıklı iki müftü var ve bu, Müslümanlar arasında parçalanma doğuruyor. Camiler basılıyor, cenazeler kaldırılamıyor. Oradaki siyasi tartışmalarla dini tartışmalar iç içe geçiyordu. Kişilik liderlik çekişmeleri var. Karmaşık bir sorun. Bunların hepsinin bir araya geleceği kapsamlı bir çözüm gerekli. Sırplar da Boşnaklar da bu sorunu ancak Türkiye'nin çözebileceğini düşünüyor. Çözüm yakın. Kaddafi'nin linç edilme görüntülerine üzüldüm * Kaddafinin linç edilmesi görüntülerini izlerken ne hissettiniz? Çok üzüldüm. Son dönemde uyguladığı yöntemlerle maalesef hepimizi üzdü, hepimiz tenkit ettik. Ama Kaddafi'nin linç görüntüleri de vicdanımızı rahatsız etti. Etik olarak doğru değildi yapılanlar. Meşruiyetini halktan almayan liderlerin akıbeti iyi olmuyor. Keşke Kaddafi de seçime gitme cesareti gösterseydi. Kendi ülkesinde saygın bir şekilde yaşardı.
<< Önceki Haber Türkiye İsrail'i neden istemedi? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER