Hükümet harekete geçti

Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, usulsüz dinlemeler ile ilgili olarak yeni bir düzenleme yapacaklarını ve cezaların artırılacağını söyledi.

Hükümet harekete geçti

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, haberleşme özgürlüğünü düzenleyen kanunda değişiklik yapılarak ceza artırımına gidileceğini söyledi. Çiçek, Başbakanlık Merkez Bina'daki Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, haberleşmenin gizliğini düzenleyen, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğinin ihlal suçunu düzenleyen, ayrıca soruşturmanın gizliliğini ihlal suçunu düzenleyen TCK'nın ilgili maddelerinde yeniden düzenleme yapılarak, cezaların artırılacağını bildirdi. Çiçek, "Son zamanlarda söylenenlerden biz de rahatsız oluyoruz. Haberleşme özgürlüğünü düzenleyen kanunla ilgili 2005'te bir düzenleme yapmıştık. Bunları suç haline getirmiştik. Şimdi de cezaların artırılması yoluna gidiyoruz. İnternet suçları ve elektronik suçlarla ilgili de y eni düzenlemeler yapacağız." dedi. Son zamanlarda yeniden gündeme getirilen parti kapatmayla ilgili söylentilerin kamuoyunda rahatsızlık meydana getirdiğini vurguladı. Çiçek, "Kapatma davasıyla ilgili bırakın resmi makamlardan net açıklamaları, muğlak bilgiler dahi olsa, doğrudan faizleri yükseltse, borsa bir iki puan düşse, Türkiye'de ekonomik dengeler çok hassas. Bunun vereceği zararların haddi hesabı yok. Bunun parasal olarak hesabını yapmak mümkün değil. Siyasi partilerin dernekler ve odalar kadar teminatı yok. Siyasi Partiler Yasası'nın düzenlenmesi gündemde. Köklü değişiklik gerekiyor. 68. ve 69. maddeleri yeni baştan ele almak gerekecektir. Bu standartta bir değişiklik de anayasayla ilgili." şeklinde konuştu. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Türkiye'de siyasi partilerin dernekler kadar teminatı bulunmadığını söyledi. Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını cevaplandıran Çicek, Başbakanlığa bağlı İnsan Hakları Başkanlığı'nın yapısının değişeceğini açıkladı. Çiçek, daha çok katılım ve daha özerk hale gelmesi için İnsan Hakları Başkanlığı'nın yapısında değişiklik yapacaklarını anlatarak, "Ayrımcılığın Önlenmesiyle İlgili Bir Komisyon kurulması gerekiyor. Yani günümüz dünyasında insan haklarıyla ilgili kurum ve kuruluşların olabildiğince özerk ve kamu denetimine açık olması faydalı kanaati var. Türkiye de demokratik standartları yükseltirken buna dikkat etmeye çalışıyor. Başbakanlığa bağlı bir İnsan Hakları Başkanlığı var ama kadro itibariyle de yaptığı çalışmalar itibariyle de bu ihtiyacı tamamen karşılayamıyor. Daha özerk bir yapıya ihtiyaç var. Verdikleri kararlar, yaptıkları işlerde siyasi iktidarla ilintili olursa, veya onun nüfuzu altında bu görevleri yapıyorsa o zaman bu kurulların, kurumların düzenledikleri raporlar çok fazla güven vermiyor. "dedi. PARTİLERİN DERNEKLER KADAR TEMİNATI YOK Siyasi Partilerin Türkçe dışında da propaganda yapabilmesi ile ilgili düzenleme olacak mı soruları üzerine Çicek, "Bu kısa vadede yasal düzenlemeyi gerektirmiyor. Yasal düzenlemeyi gerektirenler daha çok orta vadelidir. Siyasi Partiler Kanunu'nda önemli değişikliklerin yapılması gerektiği ortada, ama çok köklü bir Siyasi Partiler Yasası'nda değişiklik Anayasa ile bağlantılıdır. Türkiye'de siyasi partilerin yeteri kadar teminatı yok. Dernekler, siyasi partilerden daha teminatlıdır. Diyelim ki bir asılsız iddia, bir haksız itham, karşısında hemencecik parti kapatmayla ilgili mekanizmalar harekete geçebilecekse, o takdirde Türkiye'de siyasi istikrarı nasıl sağlayacak. Resmi makamlardan bırakın net açıklamaları muğlak dahi olsa doğrudan veya atfen bu bile faizleri yükseltse borsada 1-2 puan düşüş olsa Türkiye'de zaten hassas dengeler üzerinde ekonomi geçmişten beri gidiyor. Bunun beraberinde getireceği kayıpların haddi hesabı yoktur. Bunun parasal olarak hesabını yapmak dahi mümkün değildir. Bugün siyasi partilerin, dernekler kadar, meslek kuruluşları, odalar kadar teminatı yoktur. Bu Siyasi Partiler Kanununda köklü bir değişikliği gerektiriyor." Çiçek, partilerin propaganda amacıyla farklı dilde konuşma yapması konusunda ise şunları söyledi: "Propaganda amacı ile hitap edilen kitle ile iletişim kurmak için Siyasi Partiler Kanunu'nda da böyle bir yasakçı hüküm de duruyor. En azından bu ve benzeri maddelerin ayıklanması lazım.'' diye konuştu. HERKES SÖYLEDİĞİ SÖZÜN FARKINA VARSIN Çiçek'e AK Parti aleyhine dava açılmasından söz ettiğinin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi: ''Her sözün, özellikle kamuda görev yapan insanlara atfen yazılan, çizilen doğrudan veya dolaylı söylenen her şey Türkiye'de en evvel faizlere, Borsa'ya, Türkiye ile ilgili karar verecek olanlara, yatırım yapacak olanlara, olumsuz tesir eder. Onun için siyasi istikrar dediğimiz şey biraz da bu alanlardaki istikrardır. Şimdi sorumsuzca biri parti kapatmayla ilgili dava açacak. Neye göre? 'Benim tahminim öyle.' Bunun vatandaşa neye mal olduğunu herkesin hesap etmesi lazım. O zaman sayısal istikrar oluyor, siyasal istikrar olmuyor. Memlekette neye göre iş yapılacak.? Onun için herkesin söylediği sözün farkında olması gerekir. Bizim temennimiz böyle bir şeyin olmadığıdır. Az önce söyledim gündeme gelen konularla bağlantılı ise talep eden yargı mensubu, dinlemeye konu olan da yargı mensubudur. Onun dışında bir değerlendirme yapıldığı takdirde bunu tartışma konusu yapacaktır. İşte öyle söyleniyor diye başlanır, bu işleri yapacak kurumları da zan altında bırakmış oluruz. Onun için bunları hiç konuşmamak gerekir.''
<< Önceki Haber Hükümet harekete geçti Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER