Sanık Semo, Çakıroğlu cinayetini kendisinin işlemediğini söyledi


Ege Üniversitesi'nde, 20 Şubat 2015 tarihinde çıkan olaylarda Ülkü Ocakları üniversite sorumlusu olan Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 4. sınıf öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun öldürülmesiyle ilgili davanın öğleden sonraki bölümünde davanın tek tutuklu sanığı Nurullah Semo savunma yaptı. Olay günü yaşananları duruşma salonunda anlatan sanık Semo, Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun kendisinin bıçaklamadığını söyledi.

Kendisine hiçbir şekilde baskı oluşturacak müdahalede bulunulmamasını isteyerek savunmasını başlayan sanık Semo, hiçbir partiye ve gruba üye olmadığını, hiçbirinin kapısından içeriye girmediğini belirterek, örgüt üyeliği suçlamalarını kabul etmedi. Savunması esnasında, "İnsana saygım vardır. Üniversitesi iki öğrenci grubunun kavgasında bir kişi öldü, bir kişi yaralandı. Bu kabul edilemez. Fırat'ın ailesine başsağlığı dilerim." diyen Nurullah Semo'ya, Fırat Çakıroğlu'nun babası Fuat Mahir Çakıroğlu, "Şerefsiz, kalleş. Benim oğlum milliyetçi, Türk çocuğuydu. Fırat'ın yanına nasıl gideceksin?" diye tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Ahmet Badalı'nın ikazlarına rağmen tepkisi devam eden Çakıroğlu, sakinleşmesi için duruşma salonundan çıkarıldı. İfadesine devam eden sanık Semo, "Düzenli olarak okula gidip geliyordum. KPSS'ye hazırlanıyordum. Olay günü öğle saatlerinde evden bisikletimle çıkarak üniversiteye gittim. Bir şeyler atıştırmak için kafeye girdim. Kısa biri süre sonra motosikletli iki güvenlik görevlisi gelerek, 'Çabuk dağılın buradan. 100 kişi ellerinde sopa, pala, kesici aletlerle sizi dövmeye geliyor.' diye uyardı. Ben de yaklaşık iki dakika sonra gelen gruba karşı kendimi korumak için sopa ve soda şişesi alıp attım. Daha sonra da kendimi kurtarmak ve saklanmak içini kafeye girdim. Birisi kadın, iki çalışan vardı içeride. Ölüm korkusuyla dolabın arkasına gizlendim. Beni farkedince ben de ayağa kalkıp ellerimi havaya kaldırdım ve onlara, 'Sakin olun. Ne yapıyorsunuz?' dedim." dedi. Gelen kişilerin kendisine saldırdığını, sopalarla, demir çubuklarla ve delici aletlerle kendisini yaralandığını öne süren Nurullah Semo, "Kollarımla yüzümü korumak için ellerimle kapattım. Üzerimde kalın deri ceketim ve kazağım olduğu için az yaralandım ama belli biri süre sonra artık bilincim açıktı ama vücudumda uyuşmalar hissediyordum. Beni sağlık ekiplerinin bulduğu mutfaktaki köşeye kadar vurarak götürdüler. Ben o sırada kendimi nasıl kurtarırım diye ayağa kalktım. Her tarafım titriyordu. Sonra ikinci grup içeriye girdi ve, 'Bu ölmemiş.' diyerek yeniden bana saldırdılar. Hattâ birisi, elindeki kesici aleti kaldırıp, 'Bırakın, kafasını koparayım.' diye bağırdı ancak yanındaki kişi ona engel oldu. Ardından da, 'Geberip gitti.' deyip yanımdan ayrıldılar. Bu süre içerisinde üç dört kez ölüp ölmediğimi de kontrol ettiler. Daha sonra sağlık ekipleri gelip beni bulunduğum yerden aldı." dedi.

'GÖRÜNTÜLER HER ŞEYİ ÇÖZECEKTİR'

Sanık Semo, olay yerindeki ve kafe içerisindeki görüntülerin ayrıntılı olarak incelenmesi durumunda, olayın kim ya da kimler tarafından planlandığını, Fırat Yılmaz Çakıroğlu ve kendisini de kimin bıçakladığının ortaya çıkacağını öne sürdü. Okuldaki iki grubun da birbirine kırdırılmak istendiğini ifade eden Semo, "Bu görüntülerin ortaya çıkmasını en çok ben istiyorum. Kimini suçlu olduğu belirlenecektir. Adalete güveniyorum; ama yarın, ama yirmi yıl sonra adalet ortaya çıkacaktır. İddianameyi hazırlayan savcılık, bu görüntülerin üzerinde dursun. Bütün Türkiye halkı, bu gerçeği o zaman görecek. Asla adaleti yanıltmadım." dedi.

MAHKEME BAŞKANI SAVCILIK İFADESİNDEKİ ÇELİŞKİLERİ SORDU

İfadesini tamamlayan sanık Nurullah Semo'ya, daha sonra mahkeme Başkanı Badalı sorularını yönetti. Savcılık ifadesindeki, "kafeye girmediği" sözünü hatırlatması üzerine Semo, "O zaman üç gün acil serviste yattım. Kalbimin altından bıçaklanmıştım. Olayı tam olarak çözümleyememiştim. Sağlık ekipleri de, 'Bu şekilde cezaevine girersen hayati tehliken olur.' dedi. Ben de bunun üzerine o şekilde ifade verdim. Bu gerçek değildi. Şimdi burada verdiğim ifade gerçektir. Olayda hiçbir bıçak kullanmadım. Beni bıçaklayan kimse, Fırat'ı da o bıçaklayan odur." diye konuştu. Araya giren Mahkeme Başkanı'nın, yanında bulunan kahverengi bıçağın ona ait olup olmadığı yönündeki soruya ise Nurullah Semo, "O bıçak, beni yaralayan bıçak olabilir. Ben bıçak kullanmadım, elimde sopa vardı." cevabını verdi.

'ÇAKIROĞLU'NU TANIMIYORUM'

Sanık Nurullah Semo, Ülkü Ocakları üniversite sorumlusu olan Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nu tanımadığını, daha önce hiç görmediğini de söyledi. Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun kimin bıçakladığını görüp görmediği sorusuna Semo, "Kim bıçakladı görmedim. Kendini hayatım boyunca görmedim." karşılığını verdi. Mahkeme Başkanı Badalı, pantolonu ve ayakkabısında Ankara Kriminal Laboratuvarı'ndan gelen rapora göre Çakıroğlu'nun, kan örneklerinin bulunduğunu, bunun nasıl olduğunu sordu. Sanık, bu soruya, "Ben zaten kafe içerisinde birçok kez yere düştüm ve sürüklendim. Sağlık ekiplere sedyeye koydu. Bu sırada bulaşmış olabilir." şeklinde cevap verdi.
Tutuksuz sanık Beyza C. ise avukatıyla birlikte ifade vermek için süre istedi.

BABA ÇAKIROĞLU: REKTÖRLÜK VE DEKANLIKTAN ŞİKAYETÇİYİM

Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun babası Fuat Mahir Çakıroğlu, hem sanıktan hem de rektörlük ve dekanlıktan şikayetçi olduğunu belirtti. Oğlunun eğitim şehidi olduğunu söyleyen Çıkaroğlu, "Oğlum ülkücü, dürüst, Atatürkçüydü. Allahım, herkese benim evladım gibi evlat nasip etsin." dedi. Üniversitelerde benzeri olayların yaşanmamasının en büyük isteği olduğunu söyleyen ve ailelerden çocuklarına sahip çıkmalarını isteyen baba Çakıroğlu, terör örgütünün üniversitelerde yuvalandığını, barış sürecinde bunlara daha fazla alan bırakıldığını belirtti. Oğlunun katillerinin cezalandırılmasını isteyen Çakıroğlu, "Üniversitede hiçbir önlem almayan yönetim, şimdi her türlü önlemi aldı." dedi. Çakıroğlu, sanığın söylediklerinin yüzde 100'ünün yalan olduğunu iddia etti.

ANNE ÇAKIROĞLU: OĞLUM BİR VATANSERVERDİ

Çakıroğlu'nun annesi Özlem Erdem de çok acı bir olay yaşadığını, hala ciğerlerinin yandığını ifade etti. Sanık Semo savunma yaparken gözlerinin içine baktığını ancak onun kendisine bakamadığını belirten Erdem, "Oğluma bir oyun oynandı, kumpas kuruldu." diye konuştu. Diyarbakır'da 6 yıl öğretmenlik yaptığını, bu süre zarfında hem kendisinin hem de oğlunun en yakın arkadaşlarının Kürt olduğunu anlatan Erdem, "Bu olay, karşıt görüş ya da Türk-Kürt olayı değildir. PKK sempatizanlarının işidir. Oğlum üniversiteyi kazandığında puanları Çanakkale'yi tutuyordu ama İzmir'i istedi. Biz de çok sevindik. Sevinmez olaydık. İzmir gibi güzide bir yerde oğlum katledildi." dedi. Oğlunun, okuduğu üniversite yaşananları, PKK sempatizanlarının kampüste PKK marşı çaldığını, teröristbaşının posterlerini astığını zaman zaman kendisine anlattığını, bunları rektörlük ve emniyete de bildirdiğini ancak emniyetten, rektörlük izni olmadan bir şey yapamayacakları şeklinde cevap aldığını anlattığını da belirten anne Erdem, "Oğlumu PKK sempatizanlarına karşı sürekli uyardım, bana evlat acısı yaşatma, tek bir bıçak darbesiyle öldürürler seni dedim. O da, 'Merak etme anne, çocuklara eğitim semineri veriyorum.' dedi. Benim oğlum bir faşist değildi, bir vatanseverdi. Oğlum bir liderdi, gençleri yönlendiriyordu, bu yüzden ölümle tehdit ediliyordu. Bölücülerle mücadele ettiği için öldürüldü. Oğlum benim gönlümde şehittir." diyerek ölümüne sebep olanlardan şikayetçi oldu.

Daha sonra savcı, yaralama olayını gösteren ve tahrip olduğu belirlenen kamera görüntülerinin TÜBİTAK'a gönderilerek kurtarılıp kurtarılamayacağının belirlenmesini, gelmeyen sanıklar hakkında yakalama kararı verilmesini ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini mütalaa etti. Mahkeme heyeti talepleri değerlendirmek için ara verdi. Bu sırada salondaki bir kişinin sanığa doğru şu şişesi atması sebebiyle gerginlik yaşandı. Mahkeme başkanı, bunun ardından salondaki seyircileri çıkardı. Salonun boşaltıldığı haberi üzerine dışarıda bekleyen grup da adliyeye girmek istedi. Adliye girişinde de kısa süreli gerginlik yaşandı.

Mahkeme, verilen aranın ardından ara kararını açıklayacak. CİHAN
<< Önceki Haber Sanık Semo, Çakıroğlu cinayetini kendisinin işlemediğini... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER