Türkiye'nin ihtiyacı olan analiz

Yeni Asya Gazetesi yazarı Süleyman Yaprak Türkiye'nin içinde bulunduğu durumda gelişen nefret söylemine karşı Risale-i Nurun reçetesini ön plana çıkarılmasının önemine dikkat çekiyor.

Türkiye'nin ihtiyacı olan analiz


İşte Süleyman Yaprak'ın analizi 
Darbe teşebbüsü ve cemaat

Kendi korkaklığını başkalarına da telkin etmek suretiyle vicdanlarını rahatlatmak isteyenler de bundan nasibini alacaktır elbet.
Diyorlar ki; “Aman ortalık çok karışık, fazla suya sabuna dokunmadan, işine gücüne bak, çoluk çocuğunla ailenle ilgilen, orda burda yorum yapma; yoksa ucu sana da dokunur, sıkıntıya girersin.”

Nasıl ki Risale-i Nurun mesleği nezihane ve kavl-i leyyindir. Fakat buna rağmen Üstadımız bilmecburiye eski Said kafasını muvakketen takıp pervasızca haykırmıştır hak bildiğini; aynen öyle de, ben de Üstadımın tarzına ittibaen o kafayı muvakketen başıma geçirip bir çift kelâm edeceğim Allah’tan korkmayıp kuldan korkana..

Madem ki biz dersimizi Üstadımızdan almışız, diyoruz;

“Vela teziru vaziratun vizra uhra” Düstur-u Kur’ânîyenin iktizası gereği birinin hatasıyla bir başkası mesul edilmez; o zaman nasıl oluyor da elinizde hiçbir delil olmadan sırf o cemaatin mensubu olduğu için her türlü hakareti, küfrü, sözlü ve fiilî müdahaleyi irtikâb edip zulüm işliyorsunuz? Hem bu suça ortak olan birisi o cemaate mensubiyeti varsa bile suçun şahsiliği prensibini esas almak gerekmez mi? Bir evlât suç işlerse, o aileyi mi bununla mahkûm etmek lâzım?

Ayrıca medeni hukukta dahi suç ispat edilene kadar masumiyet karinesinin gereği ne ise onunla muamele edilir. Bir kişi, suç üzerinde yakalansa bile suçlu ilân edilemez. Hatta yerde bir ceset yanında bir adam ve elinde bir tabanca olsa bile suçlu ilân edilemez. Zira milyonda bir ihtimalle de olsa başkalarının bu suçu işlemesi muhtemeldir. Ta ki mahkeme ispatlarıyla beraber suçlu olduğuna kanaat getirilinceye kadar.

Bütün bunlara rağmen sırf sözüne itimat ettiğiniz birinin suçlaması üzerine böylesi bir zulmü işliyorsunuz. Allah’tan korkmuyor musunuz?

Madem ki ortada bir suç var ve birileri bununla ittiham edilmiş; Yezid gibi bir herife dahi ismiyle lânet okumanın çok tehlikeli sakıncaları olduğu için caiz görülmemiş. Âyette “Allah’ın lâneti zalimlerin üzerine olsun” denildiği taktirde her kim zalim ise bunun şümulune girecektir. Fakat adres gösterip lânet edildiği taktirde yanlış adrese gitmişse bu lânet geri dönüp seni bulacaktır. Bundan da mı korkmuyorsun?

Cehennem fikri seni bundan vazgeçirmeye kâfi değil midir ey kafasız adam?

Eğer bunların başına gelen kaderin adaletidir diyorsan; 

“Meselâ, hâkim seni sirkatle mahkûm edip hapsetti. Halbuki sen sârık değilsin. Fakat kimse bilmez gizli bir katlin var.

İşte, kader-i İlâhî dahi seni o hapisle mahkûm etmiş. Fakat kader, o gizli katlin için mahkûm edip adalet etmiş. Hâkim ise, sen ondan masum olduğun sirkate binaen mahkûm ettiği için zulmetmiştir.” 

Şu dersi yine Üstadımızın Kur’ânî ölçülerinden aldığımız halde, işlenen her bir suçun farklı kategorilerde ele alınması gerektiğini düşünüp zulme uğradığı noktada onun yanında olup zalimin karşısında olamayışın korkaklıktan değil de başka nedendir?

Hem kalben, fikren, iltizamen ve iltihaken her türlü zulme rıza zulümdür. Bu dahi insanı ahirette cezaya müstehak eder. 

Hadi diyelim umuma bakan cihetiyle elinden bir şey gelmiyor, öyle ise sırf kendi menfaatin için bile olsa bu hakikatlere kulak veremeyecek kadar sağır mı olmuşsun?

Sağını solundan fark edemeyen, tuti kuşları gibi “şeriat isteriz” diyen adamlar gibi olmayın. Biraz bekleyin, bakın zaman size ne gösteriyor. Şimdiye kadar onlarca kez aldatıldığınız ve aldandığınız tecrübe ile sabittir. Yine mi aldatılıp alet olmak istiyorsunuz? Yazık..

Fethullah Gülen cemaatinin mensubu akrabanız, arkadaşınız, dostunuz ya da komşunuz...

Onlara karşı şefkatle muamele etmek bir Müslümana yakışandır. Konuştuğunuz taktirde bu işlerle kendilerinin bir alakası olmadığını söyleyecekleri gibi cemaatlerinin de alâkası olmadığını söyleyecekler. 

Ortalık karışık ve insanlar birbirlerini fişler olmuşlar. Oyuna geliyorsunuz. Aklınızı başınıza alın! 

Aksi taktirde Allah daha büyük bir musîbet gönderir de, siz de bu gelen musîbette yanarsınız..
<< Önceki Haber Türkiye'nin ihtiyacı olan analiz Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER