Tehlikeli strateji...


Terör örgütü PKK'nın şehir merkezlerinde gerçekleştirdiği kanlı saldırılar, meselenin sadece sınırötesi operasyonlara indirgenerek değerlendirilmemesi gerektiğini gösteriyor. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın gazetelere yansıyan değerlendirmeleri de her alanda ve çok yönlü bir mücadeleyi esas aldıklarını ortaya koyuyor. PKK'nın Kuzey Irak'ı 'güvenli bölge' olarak kullanmasını ortadan kaldırmak ne kadar gerekliyse, Türkiye kırsalını ve şehir merkezlerini güvenli alan haline getirmeye çalışmasını engellemek de o kadar gereklidir. Eskiden şehir ile kırsal, örgütün eylemliliği ve yapılanmaları açısından iki farklı alandı. Şehir ile kırsal arasındaki kopukluğun bugün azaldığı, tek bir alan gibi görülmeye başlandığı anlaşılıyor. KCK'nın şehir örgütlenmeleri ile kırsal yapılanması arasındaki ayrım buharlaşmış durumda. Terör örgütü şehir merkezlerinde otorite tesis etmeye çalışıyor, illegal uzantılarıyla farklı alanlarda etkinliğini artırmak istiyor, entegre bir yapı kurarak amacına ulaşmaya çalışıyor. Bu entegre yapı silah'ın gücüne dayandığı için, şehirdeki yapılanmada silah ve baskı önemli bir unsur haline geliyor. Böyle olunca PKK'nın kanlı eylemlerini engellemek ve terör saldırılarına dur diyebilmek, terör örgütünün şehirdeki gücünü de kırmayı gerekli kılıyor. Eskiden örgüt, polise saldıracağı zaman kırsalda görev yapan terörle mücadele birimlerini veya özel harekatçıları özellikle seçerdi. Geçen günkü eylemde olduğu gibi trafik polisine saldırmak, evine giden sivil giyimli polisi öldürmek nadiren görülen bir durumdu. Şimdi ise örgüt, şehir merkezlerinde polise karşı adeta topyekün bir seferberlik başlatmış durumda. Örgütün son dönemde izlediği yeni stratejilerden biri de, sivillerle polis arasında çatışma görüntüsü oluşturmak... PKK, göstericilerin arasına yerleştirdiği silahlı mensuplarının polise ateş açmasını, polisin de kendisini koruyabilmek için halka silah doğrultmasını istiyor. Son saldırılarda sivillerin kalkan olarak kullanıldığı, sivillerin arasına karışarak eylemlerin gerçekleştirildiği, çatışmada sivil kayıplar ortaya çıkmasının özellikle istendiği anlaşılıyor. Polisin, sokak gösterilerine karşı uzmanlık kazanması, örgütün bu gösterilerden beklentilerini boşa çıkardı. Örgütün çocukları sokağa dökmesine ve kullanmasına karşı polis son derece soğukkanlı ve sağduluyu tedbirler geliştirdi. Hevesleri kursağında kalan terör örgütü, bu göstericilerin çatışma arasında kalmasına, sivil kayıplar verilmesine yönelik kirli hesaplar içine giriyor. En son Şemdinli'de yaşanan olay, PKK'nın sivillerin hayatını düşünmeden ne kadar kirli oyunlar tezgahlayabileceğini gösteriyor. Halkın düğün töreninde olduğu bir saatte şehir altı noktadan ateşe tutuluyor. Olaylarda bir asker ve bir polis şehit olurken 2 terörist ve 3 sivil hayatını kaybediyor. Terör örgütü ballandıra ballandıra ilçeyi nasıl ateşe tuttuğunu, kamu binalarına ve lojmanlarına nasıl saldırdığını anlatıyor. Bu olayın neticesinde sivillerin ölmesinin faturasını ise güvenlik güçlerine kesmeye çalışıyor. Bu kadar yüzsüzlük ve pişkinlik, insanlık değerlerinden nasibini almayan terör örgütleri açısından normal olabilir. Ancak bölge milletvekilinin yaptığı açıklamalarda bu pişkinliğin ortaya konulması, terör eyleminin haklı ve meşru, güvenlik güçlerinin kendini savunmasının ise büyük bir suç gibi takdim edilmesi içler açısı bir tablodur. Olayların müsebbibi olan örgüt, günlerdir bunu propaganda malzemesi olarak kullanmaya, halkı kandırmaya çalışmaktadır. Terör örgütü, artık sadece güvenlik güçlerini değil, kendisine destek vermeyen sivilleri de hedefe oturtmakta, hatta kendisine müzahir olan vatandaşları da kanlı planlarında hiçe sayan bir vicdansızlık içine girmektedir. İnsan hayatını önemsemeyen ve sivil ölümleri üzerine kurgulanan bu strateji, son derece tehlikelidir ve insanlıkdışıdır. Terör örgütüne laf söyleyemeyen siyasetçilerin bu kirli oyuna alet olmaları kendi inandırıcılıklarını ve meşruiyetlerini ortadan kaldıracaktır.
<< Önceki Haber Tehlikeli strateji... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER