Ktü Güçlendirme Vakfı Hakkında Açılan Dava

Ktü Güçlendirme Vakfı Hakkında Açılan Dava

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özen, KTÜ Güçlendirme Vakfı yöneticileri hakkındaki karalamaların doğru olmadığının mahkeme kararıyla belirlendiğini söyledi. KTÜ Güçlendirme Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı da olan Prof. Dr. Özen, beraberindeki vakıf yöneticileri Prof. Dr. Ersan Bocutoğlu, Prof. Dr. Necati Tüysüz, iş adamı Hasan Melek ve Tayfun Sezeroğlu ile Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde, Vakıflar Genel Müdürlüğünce vakıf yöneticilerinin görevden alınması talebiyle açılan davanın sonucunu açıklamak amacıyla basın toplantısı düzenledi. Prof. Dr. Ersan Bocutoğlu, vakıf yöneticileri adına yaptığı açıklamada, vakfın 1985 yılında KTÜ'de fiziki altyapıyı geliştirmek, eğitim ve öğretimin kalitesini yükseltmek, öğretim elemanları, öğrencileri ve memurlarına yardım etmek için faaliyette bulunmak gayesiyle kurulduğunu söyledi. Vakfın kurulduğu günden bu yana topladığı bağışları, kuruluş gayesini gerçekleştirmek için kullandığını belirten Bocutoğlu, ''Bu süre içinde vakfımızın faaliyetleri yasalara uygun olarak denetlenmiş ve örnek çalışmaları nedeniyle Trabzon Vakıflar Bölge Müdürlüğünden takdirname almıştır. Yaklaşık 1,5 yıldır bir kısım medyada vakfımız aleyhine çıkan asılsız haberler nedeniyle Vakıflar Genel Müdürlüğünün görevlendirdiği müfettiş, vakfımızın 2007-2009 dönemi faaliyetlerini sorguya almış ve sorgu sonucunda vakıf işlemlerinin, vakıf senedine ve hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşmıştır. Bu iddialara istinaden vakfımız yöneticilerinin azli talebiyle Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıflar Meclisine, vakfımızın kapatılması talebiyle de Trabzon Asliye Hukuk Hakimliğine başvurmuştur'' dedi. Bocutoğlu, yürütülen süreç sonucunda Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıflar Meclisi'nin 14 Eylül 2010 tarih ve 441 sayılı kararıyla vakfın yöneticilerinin azli talebini Vakıflar Kanunu'nun 10. maddesine aykırı bularak reddettiğini ve vakıf yöneticileri hakkında işlem yapılmasının uygun olmadığına karar verdiğini ifade ederek, ''Trabzon 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, tayin edilen üç kişilik bilirkişi heyetinin raporuna istinaden 14 Nisan 2011 tarih 2011/98 sayılı kararıyla vakıf işlemlerinin hukuka uygun olduğuna ve vakfın kapatılmasının uygun olmadığına karar vermiş ve bu karar kesinleşmiştir'' diye konuştu. -''ÖĞRENCİLERİN ÇOĞUNUN KAYIT HARÇLARINI VAKIF ÖDÜYOR''- Vakıf yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Necati Tüysüz, bir gazetecinin, bazı öğrencilerin kendilerinden zorla bağış alındığı yönünde şikayetleri bulunduğunu belirtmesi üzerine, ''Vakıf hiçbir kimseden zorla herhangi bir bağış adı altında ücret talep etmemiştir ve bu nedenle de hiçbir öğrencinin kaydı yapılmadığı söz konusu değildir. 45 bin öğrencisi olan bir üniversitede, 20-25 civarındaki öğrencinin bu konuda muhtelif zamanlarda bize de başvurusu olmuştur, başka mercilere de şikayetleri olmuştur. Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu bu paraları rızaen vakfa bağış amacıyla vermiştir. Binlerce öğrenci bu vakıftan her türlü giyecek, yiyecek desteği almakta ve çoğunun da kayıt harçları vakıf tarafından ödenmektedir'' dedi. Tüysüz, vakıf hesabından vakıf gayesine aykırı olarak kullanıldığı iddia edilen 5 bin 938 lira ile ilgili olarak şunları söyledi: ''Biz, vakıf yönetim kuruluna gelmeden önce hasıl olan bir rakamdır. Ardeşen'de Orman Bakanlığı'na bağlı ORÜS'ün bir arazisi vardı. Orada çalışan işçileri o zaman bir protokolle devretmişler KTÜ'ye. Fakat bu esnada bunların bazı sigorta primlerine ilişkin, işçilerin yasal haklarının devri olup olmadığı noktasında tereddüt olunca, bizim Mali ve İdari İşler Dairesi bunu çok takip etmemiş. Dolayısıyla sigorta primlerini yatırmamışlar. Bu da dönmüş Mali ve İdari İşlerdeki bazı memurlara zimmet olarak çıkmış. Bu para 25 bin lira civarındaydı o zaman. Sonra memurlar, işçilerin bulabildikleri kısmından bu paraları tahsil etmişler. 5 bin 900 lira kadar kısmını ise vefat ve adres değişikliği gibi konular nedeniyle tahsil edememişler. Takdir edersiniz ki mali ve idari işlerde çalışan memurun aldığı maaş belli. Vakfın amaçlarından birisi de memuruna yardımdır. Bu yardım faslından, arkadaşlar mağdur olmasın diye telafi etme yoluna gittik. Bu para işte oraya ödenen paradır.'' Tüysüz, kadın pedi ve içki faturalarının hesaplara konulduğu iddialarıyla ilgili olarak, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Kadın pedi ve içki meselesi, maalesef koskoca bir vakfa birisi uğraşsa, ancak bu kadar çamur atmak için uğraşabilirdi. Bunun tutarı 83 lira civarındadır. Bu maalesef basında, her tarafta yer aldı. Trilyonların yasal olarak harcandığı tespit edilen bu vakıfta 83 lirayı gündeme getirip, bu kadar güzel hizmet yapan vakfı karalamanın amacını kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Her yıl 24 Şubat'ta Ankara'da Trabzon Etkinlikleri kutlanıyor. Üniversite olarak stant açıyor ve öğrenci, memur, folklor ekibi gönderiyoruz. Bunların başına da görevli hoca gönderiyoruz. Hocaya da vakıftan masrafları karşılamak için avans olarak örneğin 5 bin lira veriyoruz. Biz bahsedilen bu fişleri hiç görmedik açıkçası. Denetimde bunlar çıktı. Biz bunları kabul etmek zorunda kaldık, fişleri de görmüş değiliz hala. Bir öğrenci kardeşimiz bir büfeden sandviç, su vesaire aldı ve muhtemelen büfeciye, 'bana fiş ver, çünkü ben bunun karşılığını hocadan alacağım'' demiştir. Yüzde 80-90 olasılıkla fişler arasına bu şekilde geldi. Muhtemelen bu böyle oldu, yoksa takdir edersiniz ki 83 lirayı bir vakıf yöneticisi böyle bir şey olsa kendisi cebinden çok rahatlıkla verir. Bununla muhatap olur mu? Bu kadar güzide vakfı böyle sıkıntıya sokar mı? Bu kadar hizmetleri yapmış olan vakfa herhalde istense, ancak bu çamur atılır diye düşünüyorum.'' Vakıf yönetim kurulu üyesi iş adamı Tayfun Sezeroğlu ise iş adamı Hasan Melek ile Trabzon'u temsilen, fahri olarak vakıfta görev yaptıklarını ve herhangi bir ücret almadıklarını belirterek, ''Ama görüyorum ki illa belli kesimler vakıf üzerinden bize de toslamak istiyorlar. Benim veremeyecek hiçbir hesabım yok. Bu işi bu mecraya getirenlere kul hakkımı helal etmiyorum. Yasaların bana vermiş olduğu haklar çerçevesinde adli mercilerde uğraşacağım. Ama böyle alıp da resimlerimizi 'kadın pedi, kadın pedi' diye bastırmanın hiçbir anlamı yoktur. Bunda hiçbir izan, vicdan yoktur'' diye konuştu. Rektör Prof. Dr. Özen ise toplantıyı kamuoyunu bilgilendirmek ve öğrencilere vakfın tekrar faaliyete başladığını duyurmak amacıyla gerçekleştirdiklerini söyledi. Vakıf yöneticileri hakkındaki karalamaların doğru olmadığı, asılsız olduğunun yüce Türk mahkemelerinin kararıyla belirlendiğini ifade eden Özen, ''Vakıf hizmetlerinin sürdürülmesinde üniversitenin, üniversite çalışanlarının ve öğrencilerin büyük yararları olduğu kanaatindeyiz. Bugüne kadar yaklaşık bir senedir vakfın faaliyetleri durdurulmuştu. Belkide yardım alacak bir çok öğrencimiz bu hizmetten yoksun kaldılar. Biz vakfın faaliyetlerini sürdürdüğünü bildirmek istiyoruz'' dedi. (TY-MK-İU)09.08.2011 13:41:40
<< Önceki Haber Ktü Güçlendirme Vakfı Hakkında Açılan Dava Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER