AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şahin:

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şahin: -Osmanlı İmparatorluğunun gerileme döneminde imzaladığımız Karlofça Antlaşmasından beri Türkiye her önemli sorununu çözmede yabancıları maalesef hep aracı kılmıştır. Onların aracılığına iht


KARABÜK (A.A) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Osmanlı İmparatorluğunun gerileme döneminde imzaladığımız Karlofça Antlaşmasından beri Türkiye her önemli sorununu çözmede yabancıları maalesef hep aracı kılmıştır. Onların aracılığına ihtiyaç hissetmiştir. Şimdi ilk defa Türkiye kendisine özgü bir sorunu (terör) çözmek için kendi iradesini ortaya koymuş kendi kararıyla bir çözüm süreci başlatmıştır dedi.
     Şahin, partisinin Karabük İl Başkanlığı İl Danışma Meclisi Toplantısında yaptığı konuşmada, 2013 yılında hükümet olarak 2 büyük hedeflerinin olduğunu, bunlardan bir tanesinin terör örgütüne silah bıraktırmak ve unsurlarını yurt dışına çıkartmak olduğunu söyledi.
     Bunun zor bir süreç olduğunu ve bunu herkesin takdir edeceğini dile getiren Şahin, İmralıya kimin gidip gitmeyeceğinin önemli olmadığını, önemli olanın kimin gideceğinin değil sorunun çözümü olduğunu vurguladı.
     Türkiyenin ilk defa son derece önemli bir sorununu yabancıları aracı kılmadan kendi iradesiyle çözmeye karar verdiğini kaydeden Şahin, şöyle konuştu:
     Bunu son derece önemsiyorum ve altını çiziyorum. Osmanlı İmparatorluğunun gerileme döneminde imzaladığımız Karlofça Antlaşmasından beri Türkiye her önemli sorununu çözmede yabancıları maalesef hep aracı kılmıştır. Onların aracılığına ihtiyaç hissetmiştir. Şimdi ilk defa Türkiye kendisine özgü bir sorunu çözmek için kendi iradesini ortaya koymuş kendi kararıyla bir çözüm süreci başlatmıştır. Bu, sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğanın ve hükümetinin cesur ve kararlı tutumunun sonunda gerçekleşmektedir. Kendisini bir vatandaş olarak tebrik etmek istiyorum. Şimdiye kadar hiç bir başbakanın, hükümetin gerçekleştirmeye cesaret edemediği bir alanda cesur bir adım atmaktadır. Bu adımı atarken de sadece kendi irademizi ve kararlılığımızı ortaya koyan bir tavır sergilenmektedir.
     Bu süreçte Türkiyenin kalkınmasını istemeyenlerin devreye gireceğini ve engellemeye çalışacağını ifade eden Şahin, Bakınız ABD Büyükelçiliğine bir eylemde bulunan kişinin hangi ülkede eğitildiğini, saklandığını çok iyi biliyoruz. En yakın komşularımız maalesef bunları besliyor, eğitiyor. Amaç Türkiyenin sıçramasını engellemektir. Ancak bunu başaramayacaklar. AK Parti iktidarı bunların heveslerini kursaklarında bırakacak diye konuştu.
    
     -Yeni anayasa çalışmaları-
    
     Şahin, 2013 yılında terörü bitirmenin yanında yeni anayasa çalışmalarını da tamamlamak istediklerini anlatarak, şöyle devam etti:
     Yeni anayasa çalışmaları 2012 sonunda bitecekti. Ama bitmedi. TBMM Başkanı komisyon üyeleri ile ocak ayında bir toplantı yaptı ve 3 aylık bir süreç daha başladı. Çalışmalar devam ediyor. Hedefimizin oldukça gerisindeyiz. 90a yakın madde üzerinde çalışma yaptık, ancak 33 maddede şu ana kadar mutabakat sağlanabildi. Mart sonu geldiğinde bir metin ortaya çıkartabilirsek 4 siyasi parti olarak, yeni bir anayasa diyebileceğimiz bir metin çıkartabilirsek ortaya, ülkemizin yeni bir anayasaya kavuşmasını temin etmek tabi ki mümkün olacaktır. Diyelim ki bütün cabalarımıza rağmen geçekleşmedi, biz TBMMnin en büyük gurubuyuz. İktidar partisiyiz. 325 milletvekilimiz var. Bir anayasayı parlamentodan geçirmek için referanduma gitmeyi göze alırsanız 330 milletvekili yeterli. Şu anda anayasa değişikliğini tek başına parlamentoya verecek tek partiyiz. Çünkü 184 imza gerekiyor. Diğer partilerin böyle bir sayısı yok. Ancak Genel Kurula indirdiğinizde 330 ile 367 arasında geçerse referandum yapılmak zorunda. 367 ve üzeri olursa referandumsuz da anayasanın parlamentodan geçerek yasalaşması mümkün. Şimdi büyük bir samimiyetle haftada 5 gün çalışıyoruz. Ama gidişat hızlanmazsa, komisyonda bulunan guruplar orada görevli milletvekili arkadaşlarımız uzlaşma konusunda biraz daha esnek olmazsa korkarım ki mart sonunda bir metni ortaya çıkaramayabiliriz. Sonra ne olacak- Biz bu işten vazgeçmeyeceğiz, halka vaadimiz var. Sonuna kadar bu işi kovalayacağız. Eğer 330 ve üzerinde bir destek görürsek Genel Kurula indirip bu anayasayı görüşürüz.
    
     -Danıştay ve Yargıtayın tek çatı altında birleşmesi çalışmaları-
    
     Son günlerde bazı kesimlerde AK Partinin Danıştay ve Yargıtayı kaldırdığı yönünde söylemlerin yükseldiğinin altını çizen Şahin, Biz bu iki yüksek yargı organını bir çatı altında toplamayı önerdik. Temyiz Mahkemesi adı altında... Buralarda görev yapan Yargıtay ve Danıştay üyeleri Temyiz Mahkemesi içerisinde görevlerine devam edecekler. Temyiz Mahkemesi altında topluyoruz ki, Askeri Mahkemeler ve Uyuşmazlık Mahkemeleri, bunları da bir çatı altında buluşturmak suretiyle yüksek yargıda temyiz bağlamında bir birlikteliği sağlamaya çalışıyoruz. Tıpkı Sosyal Güvenlik Şemsiyesi altında birleştirdiklerimiz gibi. Bu, bir noktada savurganlığa karşıda bir tedbirdir dedi.
     Ayrıca Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun üyelerinin bir bölümünü de TBMMde seçtirmek istediklerini, bunu eleştirenler olduğunu belirten Şahin, şunları söyledi:
     Yine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmeye devam edecek. 6 tane var. Ama TBMM milletin meclisidir. Hakimler de millet adına karar verir. Milletin temsil edildiği yer de TBMMdir. Sizin adınıza karar veren organlara üye seçecek olan yerin parlamento olmasından doğal ne var. Yeni önerilerimizin bu alanda reform niteliği taşıdığını belirtmek istiyorum. Bizim üzerinde durduğumuz, altını çizdiğimiz konu, yargı organlarına kimsenin talimat vermemesidir. Hakimlerimiz ve savcılarımız, yargı organlarımız her türlü dış etkiden bağımsız olarak görevlerini büyük bir rahatlık içinde yerine getirmeliler. Hiç kimse, hiçbir kurum yargı organlarına talimat vermemelidir. Şimdi bu kuralın zaman zaman ihlal edildiğini görüyorum.
    
     -ABD Büyükelçisinin sözleri-
    
     Mehmet Ali Şahin, Türkiyede birkaç yıldır devam eden önemli davaların olduğunu ve bu davaların Türkiyenin vesayet rejiminden kurtulmak için derin devlet denilen yapılanmaların deşifre olması ve Türkiyenin anti demokratik yapılanmalardan temizlenmesi için bir yargısal süreci başlattığını anlattı.
     Bunun Türkiye için önemle üzerinde durulması gereken bir süreç olduğunu vurgulayan Şahin, şöyle devam etti:
     Şimdi ABDnin Ankara Büyükelçisi bir konuşma yapıyor. Bu davaları kastederek diyor ki, Bu davalarda yargılanan askerler, profesörler ve bazı seviyedeki insanlar ne için yargılandıklarını bilmiyorlar, uzun süredir de cezaevindeler. Biz bunu doğru bulmuyoruz. Parti sözcümüz gerekli cevabı verdi kendisine. Siz bir büyükelçi olarak bir ülkenin iç işlerine karışamazsınız. Bu sizin ne göreviniz ne de haddinizdir. Kendisi Dışişlerine çağrılarak bu konuda uyarılmıştır. Bu konuşmaları başka çevrelerden de duyuyoruz. Balyoz denilen dava bitti. Bunlar neden yargılandıklarını, neden ceza aldıklarını ve ne gibi delillerin olduğunu çok iyi biliyorlar. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Balyoz davasını bitirdi. Neden dolayı burada yargılananlar ceza aldı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini devirmeye eksik teşebbüsten. 365 kişi yargılandı, 325 kişi hüküm giydi. Bunlar niçin yargılandıklarını biliyorlar, ancak cezaların temyiz ayağı da var, yanlış anlaşılmasın, bunu da belirtmek isterim. 27 ayda bitti bu dava, uzun bir süre değildir bu. Bunları söylerken hakim ve savcılara haksızlık yapılıyor. Birçok asker 20 yıl hapis cezası aldı. Şimdi bunları söyleyenlerin demek ki bunlardan haberi yok. Bunlar neden cezaevinde tutuluyor diyenlere soruyorum, 20 yıl ceza alan birini serbest mi bırakacaklar. Eleştirirken de biraz insaflı ve bilerek eleştirmek lazım.
    
     -Ergenekon davası-
    
     Egenekon davasının daha önce açıldığını, ancak bitmediğini, şu anda karar aşamasında olduğunu kaydeden Şahin, Tabi mahkemelerimizden, savcılardan, yargıçlardan şunu bekleriz. Eğer davalar çok uzarsa, tutukluk süreleri uzun olursa ve bu bir cezaya dönüşürse yargıya güven azalır. O nedenle bir an önce sonuçlanması lazım. Eğer suçlularsa cezaları verilsin. Deliller bunu göstermiyorsa beratını verirsiniz diye konuştu.
     Hakim ve savcıların kimseyi düşman görmediğini, hasım olarak ta nitelendirmediğine işaret eden Şahin, Delillere dayanarak yasaları uygularlar. Onları af edersiniz, sözüm buradan dışarı, Şamar oğlanı olarak görüp eleştirilmelerini doğru bulmuyorum dedi.
    
     -İstanbul Baro yönetimi düştü-
    
     Balyoz davasında karar veren İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinin geçtiğimiz nisan ayında işgale uğradığını, çalışmaktan men edildiğini ve işgal eden 8 kişinin bildiri okuduğunu söyleyen Şahin, Kimdi bunlar, İstanbul Baro Başkanı ve yönetimi. Mahkemeyi bastılar, bunlar avukat. Avukat savunur, ama bunlar militanca sanki bir örgütün mensupları gibi girdiler mahkemeye hakaret ettiler savcılara ve hakimlere. Mahkeme yöneticileri bunlar hakkında suç duyurusunda bulundu. Dava açıldı. Baro yönetimi şimdi tutuştu. Avukatlık Kanunu 90. maddesine göre 2 yıldan fazla hakkınızda bir ceza istinasıyla davaya muhatap olursanız baroda görev yapamıyorsunuz. Hüküm giyerseniz demiyor. 90. madde, dava açılırsa diyor. 90 ve 92. maddeyi birlikte değerlendirdiğimizde İstanbul Baro yönetimi görevden düşmüştür. Dün kongre kararı aldılar, seçimsiz. Hiç direnmeyin. Bundan dolayı bizi suçluyorlar hükümet olarak. Biz mi dedik size gidin mahkemeyi basın diye. İstanbul gibi bir baronun başındaki ve yönetimindeki kişiler mahkemeyi basmaya utanmıyor musunuz- Bizimle ne ilgisi var şeklinde konuştu.
    
     -Hiç bir zaman beni bu iş tatmin etmiyor demeyin-
    
     Salonda bulunan belediye başkanları, milletvekilleri ve meclis üyelerine seslenen Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:
     Ben halk tarafından seçilmiş belediye başkanlarına, milletvekillerine, uzun süre siyaset yapmış bir kardeşiniz olarak şunu söylemek istiyorum. Halkın oyları ile gelmiş olduğunuz görev ne olursa olsun milletvekili olur, hatta başbakanlık bile olur, belediye başkanlığı olur, meclis üyeliği olur. Sakın ha şu cümleyi kullanmayın, Beni bu iş tatmin etmiyor. Bunu asla söylemeyin. Bu halka saygısılıktır. Sizi hizmet için başa getirenleri küçük görmektir. Kendini beğenmişliktir. Bu siyasetçinin yapacağı en büyük hatadır. Biz parti olarak başından beri Genel Başkanımız dahil, halkımız bizi hangi hizmete getirişse bu makamda hizmet etmeyi şeref saymışızdır. Bu kelimeyi, bu benim için çocuk oyuncağı anlamına gelen kelimeyi asla kullanmayız. Halk size oy vermişse onu küçümseyemezsiniz. Söylerseniz halkla aranızdaki manevi bağı koparırsınız. Halkın size vermiş olduğu şerefli hizmeti asla unutmayacaksınız. Biz hep bu anlayışla çalıştık.
     Toplantıya AK Parti Karabük Milletvekili Osman Kahveci, AK Parti Düzce Milletvekili Osman Çakır, AK Parti Karabük İl Başkanı Ömer Ayar, ilçe belediye başkanları ve partililer katıldı.
    
     Muhabir: Ahmet Özler
     Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu
<< Önceki Haber AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şahin: Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER