Çetelerin devlete 418 milyar dolar borcu var, tamamını tahsil edeceğiz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’da katıldığı Demokrasi Şurası’nda önemli mesajlar verdi. Türk Demokrasi Vakfı tarafından düzenlenen 2022 Demokrasi Şurası İstanbul'da Grand Cevahir Otel'de gerçekleştirildi.

SHABER3.COM

Şuranın açılışında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasına Mevlana'nın sözleri ile başlayarak “Adalet  kutup yıldızı gibidir der Hazreti Mevlana. O yerinde sabit durur ve bütün kainat onun etrafında döner.  Adalet bu kadar değerlidir. Kutup yıldızı ve bütün kainatın etrafında döndüğü bir adalet anlayışı.  Aslında insanlık tarihi, adalet arayışı tarihidir aynı zamanda. Ve bizler adaletin gerçekleşmesi için mücadele ediyoruz. Çaba harcıyoruz. O nedenle adalet önemli bir kavramdır” dedi.

“BEDELLER ÖDENDİ”

Otoriter rejimlerin  adaletin ne kadar değerli olduğunu hatırlattığını belirten Kılıçdaroğlu “Ve adalet arayışımızı güçlendirirler. Bugün adaleti arıyoruz hep beraber. Demokrasiyi anıyoruz hep beraber. Bedeller ödendi mi? Bedeller ödendi değerli arkadaşlar. Ve ödenmeye de devam ediyor” diye konuştu.

“LİNÇ GİRİŞİMİYLE KARŞI KARŞIYA KALDIM, MİLİM ADIM ATMADIM”

Yaşanan adaletsizliklerde örnekler veren Kılıçdaroğlu “Milletvekilimiz Enis Berberoğlu uzun süre hapislerde kaldı. Eren Erdem uzun süre hapislerde kaldı. Mustafa Balbay'dan tutun Mehmet Haberal'a… İstanbul İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız şimdi haksız şekilde yargılanıyor.  Bu da siyaseten ‘acaba bunu nasıl devre dışı bırakabiliriz' arayışları içindeler. Sadece bu kadar mı? Hayır. Bir şehit cenazesinde bütün devlet protokolünün önünde uzun süre linç girişimiyle karşı kaldım. Ama hiçbir zaman adaleti aramaktan bir milim bile geri adım atmadım. Çünkü yüreğinizde adalet yoksa sizin topluma vereceğiniz hiçbir şey yoktur” dedi.

“MİLLETİMİZ ADALETE ERİŞEMİYOR”


“Gerçekleri tüm halkımıza anlatalım” diyen Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“Milletimiz adalete erişemiyor. Türkiye’de adalete erişim  bir açlık tokluk meselesi haline gelmiştir. Türkiye’de adalete erişim bir insan hakları meselesi haline gelmiştir. Türkiye’de adalete erişim artık bir ekonomik meseledir. Bir yanda hücrelerde tutulan siyasiler var. Bir yanda halkın seçtiği belediye başkanlarını görevden alma çabası var. Öte yandan yine halkın seçtiği belediye başkanlarını görevden alıp yerine kayyum atananlar var. Öte yandan aç çocuklar, evsiz barksız  insanlar var. Ödemeyen kiralar, alınamayan etler, sütler, dolmayan beslenme çantaları var. Öyle bir noktaya geldi ki sorun artık bir parti sorunu olmaktan çıkmış. Sorun artık bir Türkiye sorunudur. Ve bizim, 6 liderini bir araya getiren de sorunun Türkiye sorunu boyutuna ulaşmasıdır.”

“HUZURLU BİR ÜLKE HAYAL EDİYORUM”

Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

“Adalet bir demokrasi meselesidir. Herkesin daha doğrusu bu ülkede yaşayan herkesin kimliği, inancı ne olursa olsun kadının, erkeğin başı açığın başı kapalının, ailenin, bekarın yani herkesin ama herkesin barış ve huzur içinde yaşadığı bir ülke hayal ediyoruz. En büyük hedefim bu. Bir ülke hayal etmek. Huzurlu bir ülke hayal etmek. Üniversitelerde özgürce araştırmanın yapıldığı ve hiç kimsenin düşüncelerinden ötürü hapse atılmadığı bir Türkiye istiyoruz.  Böyle bir Türkiye 21'inci yüzyıla yakışan bir Türkiye olabilir. Kanunların adil olduğu, kanunlar önünde de herkesin eşit muamele gördüğü bir ülke.”

“ORTA SINIFI YOK ETTİLER”

“ Demokrasi sadece insan hakları değildir. Demokrasi aynı zamanda eşit fırsatlarla olur.  Bu ülkede eşit fırsatlar yok sevgili dostlarım. 21'inci yüzyılın Türkiye’sinde işsizliğin, yoksulluğu derinden yaşayan, elektriği kesilen, internete erişemeyen  milyonlarımız var. Açıkça ifade edeyim, orta sınıfı yok ettiler. Bu ülkede ya çok zenginsin ya da hiçbir şeyin yok. Oysa birlikte yaşadığımız demokratik ve özgür bir ülke hayalini gerçeğe dönüştürmek zorundayız. Aynı zamanda gelirin de daha eşit paylaşılması gerektiğine inanıyorum. Çok rahat ifade edeyim ki böyle bir Türkiye mümkün.

“ENGELLER ÇIKARACAKLAR, MÜCADELE EDECEĞİZ”

“Bu süreç kolay olmayacak. Önümüzde sürekli engeller çıkaracaklar, mücadele edeceğiz. Yasa dışı yollara başvuracaklar. Mücadele edeceğiz. Yargıyı sopa olarak kullanacaklar, mücadele edeceğiz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni vesayet altına alacaklar, mücadele edeceğiz. Gazeteleri, televizyonları, binlerce trolleri aracılığıyla saldıracak, karalayacaklar  da mücadele edeceğiz. Çünkü bu mücadele bir hak mücadelesidir. Bu ülke hak ettiği demokrasiye ya kavuşacak ya kavuşacak.”

5'Lİ ÇETE VURGUSU


“Türkiye’de demokrasinin en büyük sorunlarından biri de 5'li çetelerdir. 5'li çete dememe bakmayın bunların sayıları 5'ten çok daha fazla. Çetelerin, kirli sermayenin devlete 418 milyar dolar borcu var. O kirli paraların tamamını tahsil edeceğiz. Devleti ve demokratik kurumları onaracağız, bazılarını yeniden inşa edeceğiz.  Adil bir toplum inşa etmenin kolay olduğunu söylemeyeceğim. Az önce ifade etti zor olacak ama başaracağız. Önemli olan zaten zoru başarmaktır. Bugün bu ideallerle  ne yazık ki taban tabana zıt olan ülkemizin en karanlık anlarında yaşıyoruz. Geçmiş daha mı parlaktı? Değildi. Demokrasi hep hor görüldü, demokrasi o zaman postalların altında ezildi. Bugün kirli sermayenin altında eziliyor. Menderes, Zorlu ve Polatkan'ı idam ettiler. Seviniyordu o zaman birileri. Bugün de başka zalimler seviniyor. Ama biz demokratlar hiç bitmedik, azalmadık.

“100 METRE KOŞUSU DEĞİL MARATON”

“Yapmamız gereken son bir şey kaldı. O da helalleşmek ve artık bu ülkenin bedel ödemesini bitirmektir. Ve bu kavgayı biz bitireceğiz. Darbeciye darbeci diyeceğiz. İster eskisi olsun, ister bugünün olsun kötü olana da kötü diyeceğiz. Şunu da hatırlatmama izin verin.  Gecenin en karanlık anı şafak sökmeden önceki andır. Unutmamak lazım ki bu bir 100 metre koşusu değildir. Bu bir maraton ve biz 6 lider bu maratonun son metrelerini koşuyoruz. Beraber koşacağız. Beraber mücadele edeceğiz.

“SARAYLALILAR KARŞISINDA UMUDUMUZU KAYBETMEYECEĞİZ”


“Saraylılar karşısında umudumuzu asla kaybetmeyeceğiz ama kesinlikle kızgınlığımızın bizi ayırımcı, ötekileştirici yapmasına da izin vermeyeceğiz. Çünkü adalet istiyoruz. Bizleri değiştirmelerine ve kalplerimize nefret yaratmalarına asla izin vermeyeceğiz. Dünyanın bütün demokratlarının birleşmesi lazım artık. Bizi hiç kimse durduramayacak, değişimi birlikte getireceğiz.…”


6'LI MASANIN YÖNETİCİLERİ DE KATILDI

CHP  İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da katıldığı şurada 6'lı Masa'daki siyasi partilerin yöneticileri Gelecek Partisi Genel Başkanı ve eski başbakan Ahmet Davutoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, İYİ Parti Meclis Grup Başkanı İsmail  Tatlıoğlu, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya da birer konuşma yaptı.

DAVUTOĞLU'NDAN CUMHURBAŞKANI'NA REFERENDUM ÇAĞRISI

Gelecek Partisi Genel Başkanı ve eski başbakan Ahmet Davutoğlu Demokrasi Şurası’ndan yaptığı konuşmada Kılıçdaroğlu’nun başörtüsüne yasal teminat çağrısının çok anlamlı bulduğunu ve bir kez daha desteğini sunduğunu belirterek şunları söyledi:

“Sayın Erdoğan bu haklı girişimi bir gollük pas olarak değerlendirip, fay hattını oynatma çabalarını da doğru bulmuyorum. Şimdi bir anayasa değişikliği gündemde. Bu anayasa değişikliğinin referanduma gitmesi önümüzdeki seçimlerin ortamını zehirleyecek en tehlikeli unsurlardan biri. Onun için iktidara, sayın Erdoğan'a sesleniyorum; eğer bu anayasa teklifi 400'ün üzerinde oyla geçerse asla referanduma götürülmeyeceği konusunda cumhurbaşkanı teminat vermelidir. Bu süreç içinde de muhalefet partilerinden gelecek her türlü değişiklik önerisini, teklifini hiçbir ön yargı olmadan değerlendirmeli ve bu teklifin bir mutabakat metni halinde çıkmasına özen göstermelidir. Hepimiz böylesi bir kritik dönemde bu fay hatlarını tahrik ederek, Türkiye’de gerilimlere dayalı bir iklim içinde seçimlere gidilmesine karşı ortak tavır almamız gerekir. 6'lı Masa'nın belki de topluma en ciddi katkısı şudur. Biz 6'lı Masa'da toplumun bütün kesimlerini temsil eden, kapsayıcı bir resim, kapsayıcı bir tablo oluşturuyoruz. Birbirini benzemeyen 6'lı diyorlar ya, iyi ki birbirimize benzemiyoruz. Herkesin birbirine benzediği rejimin tek adı vardır. Otokrasidir. Demokrasi birbirine benzemeyenlerin oturup konuşabildiği rejimdir” dedi. Davutoğlu “Sizin iktidarınız dağılacak ama bu masa dağılmayacak” diye konuştu.

“İKTİDAR ‘BEN İSTEDİĞİMİ CEZALANDIRIRIM' DİYOR”


Davutoğlu Türkiye'de sistemin deprem içinde olduğuna da dikkat çekerek “Sıradan siyasi bir rekabetle karşı karşıya değiliz” dedi. Korku iklimi yaratılmak istediğini söyleyen Davutoğlu, yakın geçmişte örnekler vererek şunları kaydetti:

“Korku iklimi üzerinden iktidarlarını sürdürmek isteyenlerin nice cinayetlere, idamlara, baskılara başvurduklarını gördük. Ne zaman korku iklimi oluşmuşsa, oluşturanların aksine sonuçlar çıkmıştır.  Aslında demokrasinin psikolojik olarak hayata geçirilemeyeceği bir iklim oluşturduğunun farkındayız. Bunu görüyoruz. Sayın Bahçeli’nin her fırsatta Anayasa Mahkemesi dahil her tür kapatma işleminden sorumlu olduğu, TBMM'de bir milletvekilinin açık şekilde saldırıya uğradığı bir dönemde halkın oyları ile seçilmiş İBB Başkanımızın mahkeme kararıyla siyasi yasaklı  hale getirilmeye çalışılması hepsi bir bütünün parçaları. Birbirinden bağımsız değil. İktidar şunu söylüyor; ben istediğimi cezalandırırım. Son karar ile verilmek istenen mesaj şu;' geçmişte bir seçim olmuştu, hukuk kararı ile değiştiriyoruz. Bir seçime daha gidiyoruz oyunuzu ona göre kullanın. Yanlış oy kullanırsanız başka şeylerle karşılaşırsınız.' Bir korku iklimi yaratmaya çalışıyorlar. Eğer verilmek istenen mesaj buysa Saraçhane'de verdiğimiz mesajı burada tekrar vermek durumundayız. Mesajınızı aldık güç, iktidar sahipleri. Cevabımız; korkmadık, korkmuyoruz.”

 “DOMA-PATA REJİMİ”

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ise “Sınırsız yetki, sıfır denetim mantığı, 85 milyondan daha ziyade bir kişinin talepleri doğrultusunda bir yola girdik. Bugün adını bile tarif etmekte zorlandığımız güya kendimize özgü bu demokratik modelle Türkiye’nin yol alabilme imkanı olmadığı kanaatindeyim. Ortaokul yıllarında bir hikaye anlatılırdı. Domatese patates aşısı yapmışlar. ‘Doma-Pata' diye bir renksiz, kokusuz, ahenksiz bir ürün ortaya çıkmış. İşte bugün Türkiye’de de demokrasimizi tarif etmeye kalksak ‘doma-pata' rejimi diyebileceğimiz bir rejim ortaya çıkmıştır. Herkesin birbirinin celladı olduğu süreci sona erdirmek mecburiyetindeyiz” dedi.

“O GÜNÜN MAĞDURLARI BUGÜN ZULMÜ ALKIŞLIYOR”

İYİ Parti Meclis Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu da  İmamoğlu kararına tepki göstererek “O günün mağdurlarının bugün zulmü alkışlayanlar olduğunu  görmek üzücü. Saraçhane iradesi milletin iradesidir” diye konuştu. Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya “Türkiye bugün devam eden demokrasi mücadelesini 200 yıldır veriyor. Karşımızda hukukun üstünlüğü yok sayan bir yönetim anlayışı, geçmişte yaşananların sonucu” dedi. İmamoğlu hakkında hapis ve siyasi yasak kararına tepki gösteren Kaya “ Millet iradesinde başka güç tanımadım diyenler, milletin iradesine ipotek koymaya çalışıyor” dedi.
<< Önceki Haber Çetelerin devlete 418 milyar dolar borcu var, tamamını... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER