Ermenilere ne oldu ?

Kahire eski büyükelçisi AK Parti Düzce Milletvekili Yaşar Yakış, 1. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusundaki Ermenilerin durumunu anlattı.

Ermenilere ne oldu ?

Düzce Sanayici ve İşadamlarının (DÜSİAD) Mısır’a düzenlediği geziye katılan eski dışişleri bakanı ve Kahire eski büyükelçisi AK Parti Düzce Milletvekili Yaşar Yakış 1. Dünya Savaşı sırasında Filistin cephesinde İngilizlere karşı savaşarak esir düşen binlerce Türk askeri gibi 88 Ermeni’nin de hastane ve esir kamplarında İngilizler tarafından öldürüldüğünü ya da ölüme terk edildiklerini söyledi. Yakış, ölen Türk askerleri gibi Ermenilerin de isimlerinin Kahire’deki Türk büyükelçiliğinde bulunduğunu belirtti. Yakış’ın yanı sıra Düzce Milletvekili Celal Erbay, Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş ve Düzceli 20 işadamı DÜSİAD’ın organizesinde Kahire ve İskenderiye’ye gezi düzenledi. Gezi süresince Osmanlılardan Memlüklere, Tulunoğullarından Eyyübilere, Kahire’nin yaklaşık 1.200 yıllık Türk geçmişine ait eserler gezildi, iş görüşmeleri yapıldı. Gezi sırasında gruba rehberlik yapan Yakış, hem Mısır’daki Türk ve Osmanlı varlığı konusunda ilginç bilgilendirmelerde bulundu hem de Türkiye’nin Kahire’deki en sevilen büyükelçisi olmasının tesadüf olmadığını ortaya koydu: Osmanlı saflarında 88 Ermeni: 1. Dünya Savaşı sırasında Filistin cephesinde İngilizlere esir düşen binlerce Türk askeri, bakımsızlıktan ve kasıtlı olarak hastanelerde ve esir kamplarında öldürülürken, bunlar arasında Osmanlı saflarında çarpışan 88 Ermeni de bulunuyordu. Bu savaşta Moritanya’dan gelerek Türkiye’nin saflarında savaşan Mevaşi kabilesi mensupları da vardı. Daha sonra bu kabilenin kalanları Atatürk tarafından Adana’nın Kozan ilçesine yerleştirildi. İngiliz komutanın keşfettiği Ressam Hidayet, ağabeyi Filistin cephesinde çarpışırken İngilizlere esir düşer ve annesi tarafından Mısır’a gönderilerek akıbetini araştırmasını ister. Henüz 15’inde olan Hidayet, İngiliz karargâhına gider ve ağabeyini sorar. Beklerken de masada bulunan kağıtlara resim çizer. Bunu fark eden İngiliz komutan, hem Hidayet’i üzmemek hem de oyalamak için, bilgi alamadığını söyler. Birkaç hafta Hidayet gidip gelirken, İngiliz komutan da o gelince kasıtlı olarak masaya kâğıtlar bırakır ve saatlerce orada oyalar. Bir gün İngiliz komutan Hidayet’e gerçeği anlatır; fakat para karşılığı İngiliz askerlerinin resmini çizmesini teklif eder. Hidayet, kabul eder ve çok iyi para kazanır. Daha sonra kraliyet ailesi onu himayesine alır. Kahire’de bir Lazoğlu: Günümüzde İçişleri Bakanlığı ve Mısır İstihbarat Birimi’nin bulunduğu Lazogli Meydanı’nın ilginç bir öyküsü var: Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın en güvendiği isim olan mali işlerden sorumlu Lazoğlu Muhammed Bey öldükten sonra Mehmet Ali Paşa’nın torunu Tevfik Paşa, kendi döneminde onun heykelini yapmak ister. Fakat heykelini yapacak olan Fransız ressam ona ait hiçbir resim bulamaz. Fransız ressam bir gün sokakta bir arkadaşıyla yürürken, arkadaşı yoldan geçen birini gösterir, ‘İşte Lazoğlu’ diyerek ona benzeyen birini gösterir. Sırtında su taşıyan bu kişiyi resmeden Fransız ressam, heykelini de meydana diker. Şivekâr’ın intikamı: Prens Fuad, kısa yoldan kral olabilmek için zengin bir ailenin kızı olan Şivekâr’la evleniyor. Ancak bir gün Şivekar’ın ağabeyi Fuad’la tartışır ve tabancısını çekerek ateşler. Kurşun Fuad’ın boğazını sıyırır ve Fuad sesi kısık biri olarak kalır. Bunun üzerine Şivekâr boşanır ve daha sonra İstanbul’da bir bankada çalışan İlhami Bey’le evlenir. Fakat İlhami Bey’in askere alınması gerekir. Şivekâr, kocasının askere alınmamasını ister, aksi takdirde Türk elçiliğine verdiği binayı geri alacağını söyler. İsteği reddedilir ve bugün Mısır’da başbakanlığın olduğu bina, Türk elçiliğinin elinden alınır. Kraliyet ailesinin mallarına el konuldu: Mısır, 1964’te aldığı bir kararla 1952’de devirdikleri krallığa mensup ailenin tüm mallarını da devletleştirdi. Türk soyundan gelen kraliyet ailesinin mensupları ülkeden çıkarıldı. Kraliyet ailesine mensup erkeklerin çoğunluğu İstanbul’da, kadınların da çoğunluğu Kahire’de kaldı. Bu da açılan davalarda ilginç mahkeme kararlarının çıkmasına sebep oluyor. Mısır kanunları erkeği üstün tutarken, Türk yasaları daha fazla kadınları koruyor. Bu durumda açılan mahkemelerde Mısır mahkemeleri Türkiye’den açılan davaları haklı bulurken, Türk mahkemeleri de Mısır’dan açılan davaları haklı buluyor. Bu arada İstanbul’da yaşayan 87 yaşındaki Neslişah Sultan da Mısır Hidivi 2. Abbas’ın oğlu Prens Abdulmunim’le evli olduğu için Mısır’da da bazı mülklere sahip. Ancak, bu mülkler üzerinde hak iddia edebilmesi için bu ailenin bir süre Mısır’da yaşaması gerekiyor ve Neslişah Sultan da her yıl bir süre Mısır’da kalıyor. Kahire’deki İslam eserlerinin yaklaşık yüzde 80’i Memlüklerden kalma. Memlükler dünyada Türk ismini kullanan ilk Türk devleti. Osmanlının tersine Memlüklerde idare her zaman Türklerde olmuştur. ZAMAN - PAZAR
<< Önceki Haber Ermenilere ne oldu ? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER