Sivil toplum örgütleriyle ilgili şok iddia

Hangi örgütler Türkiye'nin geleceğini yabancılara satıyor?

Sivil toplum örgütleriyle ilgili şok iddia

Çevre Konseyi Sekreteri Çetintaş’tan müthiş iddia: Türkiye’ye sanayi pazarlamak isteyen yabancılar, bazı sivil toplum örgütlerini taşeron olarak kullanıyor. İngiliz Kraliyet Ailesi, Alman ve Fransızlar’ın kurdurduğu kuruluşları var. Onların başkanları cezalandırılmalı. Kanaltürk Ankara Temsilcisi Sami Dadağlıoğlu’nun hazırlayıp sunduğu “Pazar Politikası” programında “madencilik ve çevre” konusu masaya yatırıldı. Programa Ankara’dan Maden İşleri Genel Müdürü Mehmet Hamdi Yıldırım, Orman Genel Müdürü Osman Kahveci, Altın Madencileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Muhterem Köse ile İstanbul’dan Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği Çevre Danışmanı Prof. Dr. Caner Zanbak, İstanbul Çevre Konseyi Sekreteri ve Doğa Savaşçıları Derneği Başkanı Zafer Murat Çetintaş katıldı. Programa Zafer Murat Çetintaş’ın iddiaları damgasını vurdu. Çetintaş, Türkiye’nin altın, bor ve nikel madenleri açısından çok zengin bir ülke olduğunu belirterek, bor madeninin karalanmaya başlandığını, kanser oluşturuyor diye oyunlar oynandığını söyledi. Çetintaş, şöyle devam etti: BAŞKANLARI CEZALANDIRILSIN “Burada Türkiye’ye sanayi pazarlamak isteyen yabancıların bazı sivil toplum örgütleri altında taşeronları var. Türkiye’de İngiliz Kraliyet ailesinin, Alman ve Fransızlar’ın kurdurdukları sivil toplum kuruluşları bile var. Kendi sanayilerini pazarlamak için sivil toplum örgütleri kurduruyorlar. Başkalarının taşeronluğunu yapan sivil toplum örgütlerini değil, onların başındaki yöneticilerin, başkanların cezalandırılması lazım. Fatura başkanlara çıkartılmalı.” Çevrenin korunarak geliştirilmesinden yana olduklarını vurgulayan Çetintaş, Türkiye’nin sanayi çöplüğü haline getirilmemesi gerektiğini ifade etti. Çetintaş, “Sanayi, madenciliğin karşısında gösterilmeye ve öcü gibi algılandırılmaya çalışılıyoruz. Sektör, çevreci sivil toplum örgütleri ve halkla kavgalı halde gibi gösterilmesi yanlış” dedi. SİNANÜRLE ALTIN ÜRETİLMİYOR Maden işleri Genel Müdürü Yıldırım da, Türkiye’de “siyanürle” altın çıkartıldığını iddialarına sert tepki göstererek, “Ülkemizdeki hiçbir madende siyanürle altın çıkartılmıyor” dedi. Ülke çapında 50 bin arama ruhsatını yönettiklerini, 10 binine işletme ruhsatı verildiğini bunun da 5 bininin aktif olduğunu ifade eden Yıldırım, iddia edildiği gibi Yıldırım, her önüne gelene arama veya işletme ruhsatı verilmediğini bildirdi. YEREL YÖNETİCİLER DAHA HASSAS OLMALI Yıldırım şöyle devam etti: “Son 4-5 yıl içinde Türkiye madenciliği çok iyi noktalara geldi. Şu an yüzde 10’lardayız. Kazmayı vurmak için ‘git şu izinleri al gel’ diyoruz. ÇED iznini almayana işletme ruhsatı vermiyoruz. Önemli bir yönetmelik çalışması üzerinde çalışıyoruz. Maden Kanunu ile ilgili de yeni çalışmalar yapıyoruz. Madenciler, Gayri Sıhhi Müesseseler (GSM) izni almakta büyük sıkıntı çekiyor. GSM izinleri konusunda büyük sıkıntılar yaşanıyor. Bu konuda yerel yöneticilerimizin daha hassas davranmaları gerekiyor.” ELEMANLARIM ARAZİDE Ruhsat verdikleri her maden sahasını sürekli denetlediklerini belirten Yıldırım, sahaları aşan ya da izinsiz üretim yapan işletmelere her yıl trilyonlarca lira ceza kestiklerini bildirdi. Yıldırım, “Ruhsat verdiğimiz ve aktif çalışan 5 bin sahayı personelimiz büyük özveri ile denetliyor. Benim elemanlarımın tümü arazide” şeklinde konuştu. Altın işletme sahası için 39 ruhsat vermelerine karşın sadece iki tanesinin işletildiğini kaydeden Yıldırım, “Bu reva mıdır? Bugüne kadar 250 ayrı türde mineral yapısında ruhsat vermişiz. Dünyanın çok az ülkesine nasip olan bir durum bu. Bunları yokmuş gibi davranamayız” diye konuştu. BİR KAÇIK SUDA FIRTINA KOPARTILIYOR Orman Genel Müdürü Osman Kahveci, Türkiye’deki ormanlarda yılda 14-15 milyon metreküp ağaç kesildiğini söyledi. Ormancılık ilminin, ormancılığın sürdürülebilir, geliştirilebilir ve işletilebilir olması için bulunduğunu vurgulayan Kahveci, maden arama veya işletme izni verilen ormanlık sahalarda çok verimli orman alanları bulunmadığını bildirdi. DEZENFORMASYON YAPILIYOR Kahveci, “Genelde bu alanlar taşlık ya da makilik özelliğinde. Maden çıkartmak için ormanlardan kesilen ağaç sayısı 10 binde bir bile değildir. Bir kaşık suda fırtına kopartılmak isteniyor. Madencilik yapılan her ormanlık arazide doğa katlediliyor diye dezenformasyon yapılıyor. Madencilik faaliyetinden sonra o alanın tekrar doğaya kazandırılması için çalışma yapılıyor. Buna rehabilitasyon diyoruz. Madenciler bize rehabilitasyon projesi sunuyor. Bize taahhütte bulunuyorlar. Madencilik faaliyeti sürürken bile rehabilitasyon çalışması yapılıyor. Bedelini alıp rehabilitasyon çalışmasını onlar adına bizde yapıyoruz.” ORMANLAR TAHRİP EDİLMEDİ Madencilik sektörünün istihdam yaratmada, ekonomiye katkı sağlamada önemli bir lokomotif görevi üstlendiğini belirten Kahveci, her maden ruhsatı talep edene ‘gel, ormanda maden ara’ demediklerini bildirdi. Kahveci, “Şu an ormanların binde birlik alanında maden aranıyor. Ruhsat alınmış madenler büyük ormanlık alanları tahrip etmiş değil. Hem ormancılık, hem çevrecilik konusunda hassasiyetlerimiz var. Ülkenin ekonomisini, sosyal yapısını düşünmek zorundayız” diye konuştu. ORMAN ALANLARI AZALMIYOR ARTIYOR Altın Madencileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Muhterem Köse ise, bir ağaç yerine 10 ağaç parası ödediklerini belirterek, “Madencilik faaliyetlerinde orman alanları azalmıyor, aksine artıyor. Sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda, doğayı koruyarak bu faaliyeti sürdürüyoruz. Maden çıkarttığımız alanları ya tekrar orman ya da gölet haline getiriyoruz, yeni rekreasyon alanları yaratıyoruz. Madencilik sermaye açısından çok riskli bir sektör. 5-10 yıl cebinizden milyonlarca dolar para harcayacaksınız, maden bulmama gibi bir risk var” dedi. “Altın madenciliğinde kullanılan siyanürün çevreye verdiği zararın, bir sigaranın dumanından daha az olduğunu vurgulayan Köse, sözlerini şöyle tamamladı: LOBİLERİN İŞİNE YARAR “Altın madenciliğinde 50, 100, 200 milyon dolarlık yatırımlar yapıyoruz. Nerede yeni bir altın yatağı bulsak bazı çevrelerce istenmiyoruz. Türkiye altın madeninde önemli bir rezerve sahip. Havayı, suyu, toprağı kirletmeden devletten aldığımız izinle, uluslararası standartlar neyi gerektiriyorsa altın çıkartmak istiyoruz. Çevre lobileri maden çıkartılmasın diyorlar. Örneğin Çanakkale’de ‘altın madencileri milli parkı talan etti’ dediler. Milli parkın 20 kilometre uzağında altın çıkartılıyor. Dezenformasyon yapılıyor. Gerçek olmayan konular medya da manşetlere taşınıyor. Orman Genel Müdürlüğü’nün izni olmadan bir ağaç dahi kesilemez. Böyle manşetler atılırsa, kargaşa yaşanır, bu da lobilerin işine yarar.” Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği Çevre Danışmanı Prof. Dr. Caner Zanbak ise “Bu konuda toplum kaosa sürüklenmemeli. Toplumun kolayca yönlendirilebildiği bir ortamdayız çünkü. Bunu çok dikkat etmek gerekir” dedi.BUGÜN
<< Önceki Haber Sivil toplum örgütleriyle ilgili şok iddia Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER