Hukukçu Gökhan Güneş, Garson ve SD kart yalanını deşifre etti

Hukukçu Dr. Gökhan Güneş, işkenceyle gizli tanık yapılan Garson'un SD kart teslim etmediğini belirterek, "Garson gelip teslim olmamış, zorla kaçırılıp işkence edildikten sonra, oluşturulan SD kartları sanki kendisi teslim etmiş gibi gösterilmiştir." dedi.

SHABER3.COM

Bold Medya'da yer alan habere göre hükümete yakın medyada haziran ayında ‘MİT, Garson’u çözdü 320 bin kişi deşifre oldu’ başlıklarıyla yayınlanan haberlerin maksadı ortaya çıktı. Hukukçu Dr. Gökhan Güneş, işkenceyle gizli tanık yapılan Garson’un SD kart teslim etmediğini belirterek, “Garson gelip teslim olmamış, zorla kaçırılıp işkence edildikten sonra, oluşturulan SD kartları sanki kendisi teslim etmiş gibi gösterilmiştir.” dedi.

Dr. Gökhan Güneş sosyal medya hesabından ‘SD kartları Garson mu teslim etti?’ başlığıyla tam bir kumpas olan SD kart bilgilerinin neden delil olamayacağını tek tek anlattı.

‘İŞKENCEYLE GİZLİ TANIK YAPILDI’

Hükümet yargısının delil olarak kabul ettiği fişlemelerin nasıl oluşturulduğunu anlatan Güneş, “Rejim yargısının Garson’la ilgili inanmamızı istediği ilk şey, içinden fişleme bilgileri olan SD kartları, işkenceyle gizli tanık yapılan Garson’un teslim ettiği ve dolayısıyla verilecek cezaların temelini oluşturacak fişlemelerin ters algıyla delil olarak pazarlanmasıydı.” dedi.

BYLOCK’TA DÜŞTÜKLERİ HATAYA DÜŞMEK İSTEMEDİLER

Güneş, soruşturma savcısının bu senaryoya uygun olarak CMK’nın 169. maddesine aykırı ve yok hükmünde olan tutanağa, ‘bir erkek şahsın iki adet SD kart teslim etmek istediği’ni yazmasının altında yatan gerçeği şöyle açıkladı: “Buraya kadar kendilerince bir sorun yoktu ve Bylock’ta yaşanan hukuka aykırılık iddiaları SD kartların teslim tutanağı ve Garson’un “evet SD kartları ben teslim ettim” demesiyle ortadan kalkacaktı.”

HAVUZ MEDYASININ HABERLERİ PLANLARI BOZDU

AKP yargısının kurduğu planı havuz medyasının haberlerinin bozduğunu kaydeden Güneş, “Ama yine öyle olmadı ve yine bir çuval inciri çöp ettiler. Şöyle ki; güya 18/4/2017’de Garson SD kartları teslim etmiş ve 26/4/2017’de operasyonlar başlamıştı. Ancak, havuz medyası attığı manşet ve yaptıkları haberlerle olayın böyle olmadığını ortaya koymuş oldu. Zira gazeteler 27/4/2017’de görseldeki manşetlerle çıkmıştı. Haber içeriğini MİT ve adliyeden aldıklarında şüphe olmayan Havuz medyasına göre, SD kartlar büyük bir operasyonla ele geçirilmişti. Garson’un yakalanıp itirafçı olacağını söylemesinden sonra gösterdiği evden çıkmıştı.” dedi.

HABERLERİ ZİHNİ ÇAKIR’A DÜZELTTİRME ÇABASI

Başta Sabah olmak üzere havuz medyasının konuyu aynı şekilde işlediğini delilleriyle ortaya koyan Güneş, “Yani SD kartların teslim edilmediğini ve operasyonla ele geçirildiğini duyurmuştu. Ancak, bu manşet ve haberler SD kartların teslim edildiği senaryosunu çöpe atıyordu ve bu husus mahkemelerde mutlaka gündeme geleceği için acil olarak bunun düzeltilmesi gerekiyordu. Bu konudaki “tavzih” ve gazetecilere “ayar verme” görevi de her dönemin meşhur ve maruf gizli tanığı Zihni Çakır’a verilmişti. Ne zaman? Bahse konu operasyondan 1 yıl sonra, yani 5 Mayıs 2018’de.” değerlendirmesini yaptı.

ÇAKIR’IN YAZISINDAN SONRA ESKİ HABERLER SİLİNDİ

Çakır’ın yazısından sonra yaşanan telaşı da anlatan Güneş, “Çakır’a bu yazı durduk yere yazdırılmamıştı ve yazıyla amaçlanan bir şeyler olmalıydı? Ne mi oldu? Sabah Gazetesindeki haberi yapan Yahya Bostan’ın haber içeriği ile Tolga Şardan ve Neşet Dişkaya’nın yazdıkları buharlaştı! Dişkaya kendi paylaşımını sildiği gibi başka birinin yazdığı tweet'te belirttiği linkten de bu habere ulaşma imkanı kalmadı. Yani MİT, her dönem kirli işleri için taşeron olarak kullandığı Çakır üzerinden alan temizliği yapmış ve senaryodan sapan ayrık otlarını bu şekilde temizlemişti. Çakır sayesinde senaryonun en önemli bölümü de böylece çöpe atılmış oldu.” bilgisi verdi.

BİROL ERDEM KARARI VE HABLEMİTOĞLU DOSYASI

Güneş, “Anlaşılan, diğerlerine haberlerini sildiren güç, Çakır’ın baltayı taşa vuracağını düşünemedi ya da bu yazıyı sildirmeyi unuttu. Çakır’ın bu yazısı sayesinde biz de, tıpkı Birol Erdem kararı ve Hablemitoğlu dosyasında olduğu gibi silinen haber içeriklerine ulaşmış olduk.” diye yazdı.

SD KARTLAR OLUŞTURULUP TESLİM ETMİŞ GİBİ GÖSTERİLDİ

Kumpasın detaylarını paylaşan Dr. Gökhan Güneş, “Ortada olan, MİT’in ve Emniyetin üzerinde uzun süre çalıştığı fişlemelere hukuk kılıfı giydirmek üzere gizli tanık yapılan Garson’un kullanılmasıdır! Daha sonra ayrıntılarını paylaşmayı düşündüğümüz şekliyle, Garson kendi rızasıyla SD kartları teslim etmemiş, kaçırılarak günlerce işkence gördükten sonra önüne konulan metinleri imzalamak zorunda kalmıştır. Hatta bazı metinler kendisine imzalatma zahmetinde bile bulunulmamıştır. Verdiği iki ifadedeki imza farklılığının sebebi de budur. Açıklamalardan anlaşılacağı üzere, SD kart olayı masum insanlara kurulan “buz gibi kumpastır” ve hukuka aykırı oluşturulan bilgi ve belgelerin hiçbirinin delil değeri yoktur. Bu kumpasın, parçası olan yargı/kolluk mensuplarının işledikleri insanlığa karşı suçlardan sadece biridir.”  ifadelerini kullandı.
<< Önceki Haber Hukukçu Gökhan Güneş, Garson ve SD kart yalanını deşifre... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER