Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi açılışında yaptığı konuşmada 1 Kasım seçimin çok önemli olduğunu ifade ederek, "Milletimizin feraset ve basireti milli ve yerli olanlar gayri milli ve yabancılaşmış olanı en iyi şekilde ayıracak hassasiyete sahiptir" diye konuştu. HDP'lilerin Kürt vatandaşları temsil etmediğini savunan Erdoğan, "95 yıllık süreçte kimi dönemlerde farklı etnik kökenlere, inançlara, mezheplere baskı yapıldığı tabii ki inkâr edilemez bir gerçektir." dedi.

TBMM Genel Kurulu'nun 25. Yasama Dönemi 2. Yasama Yılının 1. Birleşimi saat 15.00'te açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama yılının açılışı vesilesiyle TBMM Genel Kurulu'nda konuştu. Birleşimi TBMM Başkanı İsmet Yılmaz'ın yönetirken Genel Kurul'da Erdoğan, 7 Haziran seçimlerin hiçbir siyasi partiyi tek başına iktidara taşımadığını ifade ederek "Yaşadığımız süreç demokrasi tarihimizde ilk kez şahit olduğumuz bir süreçtir. Bir hükümet kurulmamış olmasına rağmen Türkiye anayasasını harfiyen uygulamak suretiyle çok büyük bir demokratik olgunluk sergilemiştir." diye konuştu.

Hükümetin kurulamaması ya da cumhurbaşkanının seçilememesinden dolayı tarihte uzun süre kriz dönemlerinin yaşandığını ifade eden Erdoğan, "Ülkemizde siyasetin de devletin de kurumsallaşma sürecinde kat ettiği mesafeyi bu dönem vesilesiyle test ettik, ulaştığımız ileri düzeyi gördük. Siyasi partilerin var oluş gayesi siyasi alanı savunmak ve temsil görevlerini en iyi şekilde yerine getirmektir. Siyaset dışı saiklerle bu alanı boşaltan, görev üstlenmekten kaçınan siyasi partiler kendi varlıklarını inkâr ediyor demektir. Kimse siyasal alanda ortaya çıkartılan boşluğun faturasını cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere başka yerlere kesmeye çalışarak sorumluluktan kaçamaz." diye konuştu.

'BU AZİZ KÜRSÜDE EDİLEN YEMİNLERE UYMAK HERKES İÇİN AHLAKİ BİR VAZİFEDİR'

Milli iradenin tek ve yegane çıkış yolu olduğunu kaydeden Erdoğan, 1 Kasım'da millet iradesinin en sağlıklı şekilde sandıklara yansıması gerektiği vurgusu yaptı. "Bu aziz kürsüde edilen yeminlere, yapılan ahitleşmeye uymak herkes için demokratik görevden öte ahlaki bir vazifedir. Türkiye'nin istiklalinin ve istikbalinin söz konusu olduğu yerde yekvücut olarak hareket edemezsek milletimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirmemiş oluruz." diyen Erdoğan, "Milletimizin feraset ve basireti milli ve yerli olanlar gayri milli ve yabancılaşmış olanı en iyi şekilde ayıracak hassasiyete sahiptir. 1 Kasım seçimleri bu manada son derece önemli bir sınavdır. Türkiye'nin bu önemli sınavı da başarı ile atlatacağına yürekten inanıyorum." dedi.

'EKONOMİ BÜROKRASİSİ KARARLI HAREKET ETMELİDİR'

Türkiye'nin geri dönülemez bir atılım döneminde olduğunu, 2023 hedeflerine mutlaka ulaşacağını kaydeden Erdoğan, istikrar ve güvenin ekonomi için ne kadar önemli olduğunu anlattı. Aylardır süren belirsizlik ortamına rağmen Türk ekonomisinin etkilenmediğini kaydeden Erdoğan, ekonomik göstergelerde oluşan kısmı durgunluğun geçici olduğunu savundu. Erdoğan, "Özellikle ekonomi bürokrasisi kararı hareket etmelidir. Finans sektörünün reel sektörü zor durumda bırakacak şekilde davranmasını da asla kabul edemeyiz. Bunlar gelip geçici dönemlerdir. Türkiye ekonomisi dışa açık yapısıyla küresel rekabetin şartlarına uygun olarak üretime dayalı, adil, kapsayıcı büyüme ilkeleri ile yoluna devam edecektir." ifadelerini kullandı.

'AYNI İFTİRALARI TEKRARLAMAKTAN GERİ DURMUYORLAR'

Meclis'ten geçirilen İç Güvenlik Paketi'nin terörle mücadelede büyük katkı sağladığına inandığını kaydeden Erdoğan, Kobani eylemlerinden söz ederek 'düştü düşecek' sözlerinin maksadın dışında kullanıldığını söyledi. Erdoğan, "Yalan ve fitne çarkını durmaksızın işleten bu kesimler gerçek tüm açıklığıyla ortada olmasına rağmen hala aynı iftiraları tekrarlamaktan geri durmuyorlar." dedi.

'SURİYELİLERİ KENDİ VATANDAŞLARIMIZDAN AYRI GÖREMEYİZ'

Suriyeli mültecilere karşı kapıların açık tutulmaya devam edileceğini ifade eden Erdoğan, "Suriye ve Irak'ta yaşayanları kendi vatandaşlarımızdan ayrı görmek bizi tarih nezdinde, ecdadımız ve bilhassa şehirlerimiz nazarında mahcup eder. Bizim bu topraklarda ve oralarda yaşayan kardeşlerimize bakışımız asla batı ülkeleri başta olmak üzere diğer devletlerle aynı olamaz." şeklinde konuştu.
İki milyon insanın dünyanın neresine giderse gitsin bir takım sıkıntılara yol açacağını ifade eden Türk insanın gösterdiği misafirperverliğin dünyada bir örneğinin olmadığını ifade etti. Türkiye'nin Suriyeli mülteciler için şuana kadar 7.5 milyar lira harcadığını söyledi.

'GÜNÜ KURTARMANIN DEĞİL, ORTAK GELECEK İNŞA ETME ÇABASINDAYIZ'

Türkiye'nin bölgede güven ve istikrar adası olmaya devam ettiğini kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin bölge ülkelerine salt çıkar penceresinden bakmadığını kaydederek, "Bölge ülkelerinde olaylara kesinlikle mezhep veya etnik temelli olarak da yaklaşmıyoruz. Kısa dönemli menfaatleri, bizi biz yapan değerlere tercih etmedik, etmeyeceğiz. Günü kurtarmanın değil, ortak bir geleceği inşa etmenin çabası içerisindeyiz." dedi.

Mülteciler karşısında Avrupa'nın tutumunu eleştiren Erdoğan, "Türkiye sınırlarının hemen yanı başında ne terörün kök salmasına ne de tek yanlı oldu bittilere izin vermeyecektir. Adı ne olursa olsun terör öğütlerin ülkemizde ve bölgemizde etkinlik kurmasına rıza göstermeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

'AB İLE KAZAN-KAZAN STRATEJİSİNİ DEVAM ETTİRMEK İSTİYORUZ'

Konuşmasında Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecine de yer ayıran Erdoğan, tam üyelik konusundaki kararlılığın devam ettiğinin altını çizerek "Türkiye-AB ilişkilerini 'kazan-kazan' stratejisine dayalı olarak bugünlere kadar getirdik. Aynı anlayışla devam ettirmek istiyoruz. Buna rağmen bazı üye ülkelerce önümüze çıkartılan siyasi engeller nedeniyle müzakere sürecimizde uzunca süredir kayda değer bir ilerleme sağlayamadık. Birlik üyesi bazı ülkelerin Avrupa değerleri ve dayanışması ile bağdaşmayan yaklaşımların bu duruma yol açtığını biliyoruz." diye konuştu.
Önümüzdeki dönemde Türkiye'ye yönelik ikircikli tavrın bir tarafa bırakılmasını istedi.

'HAKSIZLIKLAR ZAMAN ZAMAN ZULME DÖNÜŞTÜ'

İsrail'in Kudüs'teki tavrından bir an önce vazgeçmesi temennisinde bulunan Erdoğan, Kürt vatandaşlara zaman zaman zulüm yapıldığını ifade ederek "Bugün de 78 milyon vatandaşımızın her biri bu Meclis'in, bu devletin ve elbette bu vatanın eşit ölçüde sahibidir. Her biri birinci sınıf vatandaşıdır. 95 yıllık süreçte kimi dönemlerde farklı etnik kökenlere, inançlara, mezheplere baskı yapıldığı tabii ki inkâr edilemez bir gerçektir. Bu manada inançlı kesime de, farklı düşünenlere de, Kürtlere de, başka kesimlere de haksızlıklar yapılmıştır. Hatta zaman zaman bu haksızlıklar zulme dönüşmüştür." dedi.

HDP SIRALARINI GÖSTEREREK: KÜRT KARDEŞLERİMİ ONLAR TEMSİL ETMİYOR

Milletin kendisini makamların en büyüğüne layık gördüğünü kaydeden Erdoğan, "Buradan Kürt kardeşlerime özellikle seslenmek isterim. Biz Kürt kardeşlerimizle her zaman gönül diliyle konuştuk. Burada Kürt kardeşlerim vardır. Bilemediğiniz bir şey var; Kürt kardeşlerimi onlar (HDP'li milletvekilleri sıralarını göstererek) temsil etmiyor, burada (AK Parti sıralarını göstererek) Kürt kardeşlerim var. Kürt sorunu ile terör sorununu farklıdır. Siz bunu ayırt edemediniz. Bugün de gönül diliyle konuşuyoruz." diye konuştu.
"Kürt ayrıdır, terörist ayrıdır" diyen Erdoğan, "Mücadelemiz bir etnik kökenle değil, altını çizerek ifade ediyorum terörledir, terör örgütüyledir, teröristledir." dedi.

'TERÖRÜ DESTEKLEYEN' ÜLKELERE SESLENDİ: NE YAPTIĞINIZ ÇOK İYİ BİLİYORUZ

Çözüm süreci hususunda bunun zor olduğunun bildiklerini ancak başarmak için mücadele ettiklerini ifade eden Erdoğan, silahların bırakılmasının yeterli olmadığını gömülmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, "Buradan terörü ve terör örgütlerini destekleyen ülkelere de sesleniyorum; ne yaptığınızı çok iyi biliyoruz. Çok yakından takip ediyoruz. Tuttuğunuz maşalar gün gelecek sizin elinizi de yakacaktır." ifadelerini kullandı. CİHAN