Erdoğan isim vermeden eleştirdi

Başbakan Erdoğan, partisince Manisa Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuştu

Erdoğan isim vermeden eleştirdi

Erdoğan, partisince Manisa Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinginde isim vermeden Süleyman Demirel'i eleştirdi. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, ''Fitneye, fesada, aramıza nifak tohumları ekmek isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Kan üzerinden, terörün yedeğinde, istismarla siyaset yapanların oyununa gelmeyeceğiz. Kanı, gözyaşını ganimet bilenlerin, fırsat bilenlerin tezgahını, inşallah 12 Haziran'da bir kez daha alt üst edeceğiz'' dedi. ''Şehzadeler şehri, alimler şehri, evliyalar şehri Manisa'yı selamlıyorum... Manisa, 2. Murad'ın Şehridir. Manisa, Sultan Selimlerin, Sultan Mehmet'lerin, Sultan Mustafa'ların şehridir. Manisa, Kanuni Sultan Süleyman'ın, Fatih Sultan Mehmet'in şehridir. Ne diyor, Cihan Padişahı Fatih Sultan Mehmet; 'Hüner, bir şehir bünyad etmektir, reaya kalbin abad etmektir.' İşte Manisa, Fatih'in imar ettiği, inşa ettiği, ihya ettiği, Manisalıların da kalbini abad ettiği bir şehirdir. Öyle insanlar vardır ki yıldız gibidir, peşine takılırsınız, yolu bulursunuz. Öyle şehirler vardır ki ay gibidir, güneş gibidir, yıldız gibidir, peşine takılır, huzuru, güveni, gönül ferahlığını bulursunuz. Manisa işte öyle bir şehir. Manisa tarih şehri, ilim şehri, medeniyet şehri. Manisa, alimleriyle, evliyalarıyla bizim önümüzü aydınlatan bir şehir.'' -''TÜRKİYE GENELİNDE 4 BİNE YAKIN VAKIF ESERİNE AK PARTİ İKTİDARI SAHİP ÇIKTI''- Manisa'ya vefa borçlarının olduğunu belirten Erdoğan, 8,5 yılda, Manisa'da 41 vakıf eserinin restorasyonunu gerçekleştirdiklerini ifade etti. Bu eserlerin medeniyetin, tarihin ve ataların emaneti olduklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, Türkiye genelinde 4 bine yakın vakıf eserine AK Parti iktidarının sahip çıktığını söyledi. Erdoğan, sadece Türkiye'de değil, Moğolistan'dan Saraybosna'ya, Kudüs'ten Üsküp'e, Beyrut'tan Kırım'a kadar, Selçuklu ve Osmanlı'dan kalma eserlere sahip çıktıklarını anlattı. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bizim Kosova'da, Kosova Meydan Savaşı'nda şehit düşmüş bir sultanımızın, Murat Hüdavendigar'ın türbesi var... O türbe yüzyıllardır mahzundu, o türbe yüzyıllardır metruktu, terk edilmişti. O türbe, bu milletin şanlı tarihine yakışmayacak derecede bakımsızdı. Diyanet İşleri Başkanlığımız ve A haberleri'>TİKA, gittiler, gerekli görüşmeleri yaptılar, çalışmalara başladılar ve o türbeyi adeta yeniden imar ve inşa ettiler. Geçen yıl gittik, Kosova'da türbeyi ziyaret ederek Murat Hüdavendigar'ın gül bahçesi içindeki kabri başında ziyaretimizi gerçekleştirdik. Aynı gün, Manisalı Fatih Sultan Mehmet'in Priştine'de inşa ettiği, bizim de restore ettiğimiz caminin açılışını yaptık. Neredeydi bizden öncekiler?'' -''BUNLAR ANCAK NAL TOPLAR, NAL...''- Türkiye'nin tarihine, medeniyetine, eserlerine sahip çıkan bir ülke olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin aynı zamanda, dünyanın her coğrafyasında, mazlumun, mağdurun, mahrumun hakkını ve hukukunu savunan bir ülke olduğunu ifade etti. Kurtuluş Savaşı'nda cepheye yol, vatanı savunacak silah ve düşmana atacak kurşunun bulunamadığını hatırlatan Erdoğan, bugün kendi piyade tüfeğini, kendi helikopteri ATAK'ı, kendi savaş gemisi MİLGEM'i, kendi insansız savaş uçağı ANKA'yı üreten, tamamen Türk mühendislerinin tasarımıyla, GÖKTÜRK uydusunu imal eden ve uzaya göndermek için geri sayım yapan bir Türkiye bulunduğunu dile getirdi. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''Ey CHP, ey MHP, neredesiniz siz yahu? Biz nasıl gidiyoruz, siz nasıl geliyorsunuz? Bunlar ancak nal toplar, nal... Bu ülkede milliyetçilik yapan değil, milliyetçiliği pazarlayanlar var. Bu ülkede milliyetçiliği slogan atmak, el işareti yapmak zannedenler var. Bu ülkede, milliyetçi geçinenler, milliyetçilikten geçinenler var. Siz onlara sorun, 'Orhun Abideleri nerededir?' diye. Onlar, haritada yerini bilmezken, biz gidip oradaki eserlere sahip çıktık. İnanır mısınız, tarlaya uçakla indik. Yol yok. Adeta çöl. Karakurum'dan Orhun Anıtlarına 42 kilometre asfalt yolu yaptık. Müzeyi açtık... Siz onlara, GÖKTÜRK nedir, ANKA nedir, MİLGEM nedir, ATAK nedir diye sorun. Bilmezler... Milliyetçilik kafatasıyla değil, kafadaki, gönüldeki, kalpteki millet sevgisiyle olur. İnsan, eşref-i mahlukattır, yaratılmışların en şereflisidir. Derisinin rengi, dili, etnik kökeni her ne olursa olsun, insan, önce insandır, önce candır. Diyor ki Kaygusuz Abdal; 'Şu adem dedikleri/ el, ayakla baş değil/ adem manaya derler/ suret ile kaş değil...' İşte bizim insan anlayışımız bu. Biz, Yunus gibi söylüyor, yaratılanı severiz, yaradandan ötürü diyoruz. Ayrım yok bizde. İnsanı seveceğiz, hayvanı seveceğiz, nebatatı da seveceğiz. Çünkü, hepsi yaradanın eseri. Biz, bu toprakları kardeşlik üzerine kurduk, bu toprakları kardeşlikle büyüttük. Tarih boyunca bu topraklarda hep bir olduk, bütün olduk, beraber olduk. Bundan sonra da kardeşlikle yolumuzda yürüyeceğiz. Fitneye, fesada, aramıza nifak tohumları ekmek isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Kan üzerinden, terörün yedeğinde, istismarla siyaset yapanların oyununa gelmeyeceğiz. Kanı, gözyaşını ganimet bilenlerin, fırsat bilenlerin tezgahını, inşallah 12 Haziran'da bir kez daha alt üst edeceğiz.'' AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni bir anayasa yapmak için 12 Haziran'daki seçimde 367'nin üzerinde milletvekili çıkarmayı hedeflerini belirterek, bunun gerçekleşmesi durumunda TBMM'deki partilere yeni anayasayı, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda birlikte yapma çağrısında bulunacaklarını bildirdi. Erdoğan, TBMM'deki partilerin bu çağrıya olumlu cevap vermemeleri durumunda da sivil toplum kuruluşlarının (STK) önerilerini dikkate alacaklarını ve yeni anayasayı TBMM'den çıkaracaklarını söyledi. Manisa'da partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap eden Erdoğan, seçimlere 30 gün kaldığını hatırlatarak, partililerden kapı kapı dolaşarak AK Parti için oy istemelerini talep etti. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Biz de il, ilçe dolaşıyoruz. Dolaşacağız ki inşallah sandıkları AK Parti ile patlatacağız. Çünkü yeni bir anayasa yapacağız. İleri bir demokrasi için yapacağız, temel hak ve özgürlükler için yeni bir anayasa... Bunun için de tabii 367'nin üzerinde milletvekili çıkarmamız lazım. Bu milletvekilini hep beraber çıkaracağız. Çünkü AK Parti Tayyip'in, Ahmet'in, Mehmet'in partisi değil, milletin partisi, milletin... Biz bir bölgenin veya bir etnik unsurun partisi değiliz. Biz 780 bin kilometrekarenin, 74 milyonun partisiyiz. Bizim farkımız bu. Bunu sizlerle beraber başaracağız. Siz bizim arkamızda olduğunuz sürece hiç endişe etmeyin. Biz 367'nin üzerinde milletvekilini çıkardığımız takdirde diğer partilere diyeceğiz ki, 'gelin Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda bunu beraber yapalım.' Gelirlerse bunu beraber yapacağız. Bundan önce gelmediler. Gelmezlerse o zaman bu yetki bizde olduğuna göre, millet bize bu yetkiyi verdiğine göre, o zaman anayasayı Parlamentoda biz, zaten şu anda çalışmalar başladı, milletimize gidiliyor, millet çalışıyor, STK'lar çalışıyor, bütün bu yapılanları alacağız, onlarla konuşmayı yapacağız, onlarla beraber çalışmayı yapacağız ve milletimizin 'bu benim anayasam' diyeceği anayasayı inşallah Meclisten çıkaracağız.'' -''87 YAŞINA GELMİŞ AMA HALA BU İŞLERDEN ELİNİ ETEĞİNİ ÇEKMEMİŞ BİR SİYASETÇİ...''- Başbakan Erdoğan, konuşmasında, ''3 Kasım 2002'de AK PARTİ'ye yetki vererek siz, eski Türkiye'yi elinizin tersiyle ittiniz'' dedi. Erdoğan, o eski Türkiye'de demokrasiye musallat olmuş çeteler, siyasete musallat olmuş vesayet, mecalsiz, dermansız ve çözüm üretemeyen bir siyaset bulunduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''O Türkiye'de, yetimin kuruşuna, milletin hazinesine göz dikmiş virüsler vardı. O Türkiye'de, yolsuzluk vardı, yoksulluk vardı, yasaklar vardı. 3 Kasım 2002'de geldik, sizin desteğinizle, sizin hayır dualarınızla işte o dönemi kapattık. Şimdi birileri tekrar o günlere geri dönmek istiyor. Birileri, çeteleri, mafyayı, karanlık suç örgütlerini bu ülkeye yeniden musallat etmek istiyor. Şunu unutmayın; bir tarafta 'AK Parti' var, öbür tarafta 'diğerleri' var; bir tarafta 'AK Parti'nin AK siyaseti' var, öbür tarafta 'karanlık bir ittifak' var. Ben size burada, emekli bir siyasetçinin, bu ülkeye çok büyük acılar yaşatmış, bu ülkenin yıllarını heba etmiş, 87 yaşına gelmiş ama hala bu işlerden elini eteğini çekmemiş bir siyasetçinin sözlerini hatırlatmak istiyorum. Bakın, bunlar benim ifadelerim değil. Bunlar, 'Kim ne veriyorsa ben 5 fazlasını veriyorum' diyerek, bu ülkenin enerjisini tüketen bir siyasetçinin sözleri... Hatırlatmamızda fayda var. Bunu Kılıçdaroğlu'nun duyması lazım, yanındakilerin duyması lazım, bir de İkinci Milli Şefin duyması lazım... Diyor ki, 'Rejim düşmanlarının elebaşı, Cumhuriyet Halk Partisi'dir.' Diyor ki, 'Adalet Partisi komünizm karşısında kaledir. CHP, huzura değil, savaşa taliptir.' Diyor ki, 'Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türk köylüsüne vereceği sadece ızdıraptır. Ayakkabının yerini tekrar çarık alacaktır. Halk Partisi demek, karanlık demektir, çarık demektir, kağnı demektir, karasaban demektir.' Yine diyor ki, 'Bahar bayramını, (Yani 1 Mayıs'ı kastediyor) Taksim Meydanı'nda, Marks'ın, Engels'in, Lenin'in resimleriyle, kızıl bayraklarla, orak çekiçle kutlayanların beraberinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin yöneticileri vardır.' 'Halk Partisi, devlete resmen silah çeken eşkıyanın koruyucusudur.' O zat başka ne diyor biliyor musunuz? 'CHP iktidara gelirse ineklerin sütü kurur'... Bakın, son bir hatırlatma daha yapıyorum, o emekli siyasetçi yine şunları söylüyor; 'Cumhuriyet Halk Partisi, iktidar hırsı uğruna, kendisini birtakım ipoteklerin altına sokmuştur'...'' Başbakan Erdoğan, ''Bunları kim diyor'' diye vatandaşlara sorduğu soruya ''Demirel'' yanıtını alınca, ''Duysun, duysun, Ankara duysun, Türkiye duysun bunları. Duyulmasında fayda var'' dedi. -''ÇETE KARDEŞLİĞİ''- Bu sözleri geçmişte hangi siyasetçinin söylediğini vatandaşların bildiğini belirten Başbakan Erdoğan, o kişinin şimdi CHP'ye akıl hocalığı yaptığını ifade etti. ''CHP'nin o beyefendinin gölgesinde ve yedeğinde siyaset yaptığını'' söyleyen Erdoğan, ''Ömrünü CHP ile bu şekilde mücadeleyle geçiren o beyefendiye, şimdi CHP'nin sahip çıktığını ve CHP'nin eski genel başkanının o zatı savunduğunu'' dile getirdi. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''Daha 1991 yılında, Erdal İnönü'ye, 'Sen hiç tahtaya çivi çaktın mı? Ne yapsın ülke seni' diyenler; SHP'ye, 'Yaprakları sararmış dökülmek üzere olan ağaç' diyenler şimdi CHP'nin sararmış yapraklarına can suyu vermek için çırpınıyor. Ey CHP; kanlı 1 Mayıs'tan dolayı, tarihin boyunca sen bu eski siyasetçiyi suçlamadın mı? Kahramanmaraş olaylarından, Çorum olaylarından, üç gencin asılmasından dolayı sen bu eski siyasetçiyi suçlamadın mı? Şu işe bakar mısınız? BDP'nin bağımsız milletvekili çıkıyor, MHP'yi savunuyor. Terör örgütü PKK'nın haber ajansı çıkıyor, MHP'yi savunuyor. Ne oldu şimdi size yahu, sizi hangi güç bir araya getirdi, hangi asgari müşterekte buluştunuz? Bunlar eskiyi özlüyor eskiyi...'' Başbakan Erdoğan, bu partilerin, hep birlikte Türkiye'yi eski Türkiye'ye geri götürmek istediklerini ifade etti. Bu partilerin ''çete kardeşliği'' yaptıklarını belirten Erdoğan, Türk milletinin 12 Haziran'da çetelere destek veren partilere gereken cevabı vereceğini, bu kirli ittifakı bozacağını söyledi. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirirken, ''Diyor ki, 'televizyona gelsin de konuşalım'. Sen daha dur bakalım, sen amatör kümedesin daha. Süper ligde oynayanla, süper ligle amatör lig aynı olur mu? Sonra dur bakalım sen daha çırak bile olmadın'' dedi. Erdoğan, partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinginde vatandaşlara hitap etti. Miting meydanındaki sarı baretli madencilere işaret eden Erdoğan, Manisa'daki madencilerle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu zamandan beri, yani 1990'lı yıllardan bu yana çalıştığını söyledi. ''Kılıçdaroğlu, ben madenci kardeşimle 1990'lı yıllarda çalışırken sen bizim SSK hastanelerinde anamızı ağlatıyordun. Hastanede doktorun muayenehanesinin kapısında bizi inim inim inletiyordun'' diyen Erdoğan, hastanede tedavi olunamayıp muayenehanelere gidildiğini, oralara para verildiğini, reçetelerin bir kısmının alınamadığını söyledi. Erdoğan, kendilerinin ise Soma'dakilerin iş sahibi olabilmeleri için belediye olarak bölgeden kömür alıp İstanbul'da fakir fukaraya dağıttıklarını belirtti. Başbakan olduktan sonra fakir fukarayı, garip gurebayı yalnız bırakmayacaklarını ifade ettiklerini anımsatan Erdoğan, Türkiye'de nerede kömür ocakları varsa hepsini ayağa kaldıracaklarını, Soma'dan Şırnak'a kadar bütün kömür ocaklarını çalıştırdıklarını, kamyoncuları devreye soktuklarını ve fakir fukaraya kömür götürmeye başladıklarını söyledi. Erdoğan, Soma'da yeni bir kömür bölgesinin ihalesini yaptıklarını kaydetti. ''Biz dertliyiz. Bizim derdimiz var, derdimiz'' diyen Erdoğan, muhalefet partilerinin hiçbirinin işçinin, memurun, çiftçinin, köylünün yanında olamayacağını belirterek, şöyle konuştu: ''Bunlar lafını yapar, biz icraatı yaparız. Bizim farkımız bu. Aylardır YGS diyerek gençlerin hayallerini sömürdüler. Ne oldu? Dedik ki 'bak bu iş yargıda biz bu işi yakından takip ediyoruz, bekleyelim' dedik. Ne oldu? Yargı kararını verdi, 'takipsizlik' dedi. Utanmadılar, gittiler yürütmeyi durdurma kararı istediler. Ne oldu? Reddettiler. Şimdi hangi yüzle çıkacaksın bu milletin karşısına. Çıkıp da özür diledin mi bu gençlerden, bu gençleri sokağa dökmekten utanmadınız mı? Bu gençlerin üzerinde siyaset yaparak AK Parti'yi vurmayı mı istiyorsunuz?'' CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, YÖK'ü kaldırma konusundaki açıklamaların tutarsız olduğunu belirten Erdoğan, ''Yalancının mumu yatsıya kadar yanar ama bunun ki yatsıya kadar da yanmıyor. Kim bu? Kılıçdaroğlu. Onun için diyorum ki eğer yürüyen yalan ararsanız, o. Yürüyen yalan o'' dedi. -''CHP, MHP, BDP KOL KOLA...''- ''CHP, MHP, BDP'nin kol kola girdiğini, yanlarında medya kuruluşlarının yer aldığını'' belirten Erdoğan, bunların hepsine milletin cevabı 12 Haziran'da vereceğini söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti: ''12 Eylül'de bunların hepsi bir araya gelmedi mi? Referandumda bir olmadılar mı? CHP'si, MHP'si, BDP'si, TİP'i, Türkiye Komünist Partisi ne varsa illegal örgütler, hepsi bir araya geldi. Ah benim kardeşlerim, 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta etmez. Olay bu. İşte bunların bütün yaptıklarından sonra gelinen nokta ortada yüzde 58'le benim milletim 26 maddelik anayasa paketine 'evet' dedi. Şimdi inşallah 12 Haziran'da diyoruz ki bunu daha farklı bir şekilde tekrarlayalım. Onun için çok çalışacağız. Durmak yok.'' İktidarı MHP, ''CHP'nin yavrusu DSP'' ve ANAP'tan aldıklarını söyleyen Erdoğan, işbaşına geldiklerinde Türkiye'nin IMF'ye olan borcunun 23.5 milyar dolar olduğunu, bunu 5 milyar dolara çektiklerini vurguladı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Şimdi utamadan, sıkılmadan çıkıyor meydanlarda diyor ki, 'ben geldiğimde', sen gelecek değilsin de 'geldiğimde' diyor 'onu köşeye sıkıştıracağım, Yüce Divana göndereceğim' diyor. Sayın Bahçeli, yalnız kalma, yanına Kılıçdaroğlu'nu da al. Ya 8.5 yıldır sizin eliniz ne topluyordu, bu kafanız neye çalışıyordu, bu dosyaları hazırlayamadınız mı, 8.5 yılda bir şey bulamadınız mı? Bulduklarınızı götürün, niye götürmediniz? Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz, bunu böyle biliniz.'' Göreve geldiklerinde Merkez Bankasının kasasında 27.5 milyar dolar olduğunu anımsatan Erdoğan, şimdi kasada 95 milyar dolar olduğunu işaret etti. Erdoğan, ''Sayın Bahçeli, bunlar yalan diyebilecek misin? Halep oradaysa arşın burada. Sana iki tane rakam veriyorum. Daha bitmedi, senin günahın çok, günah dosyan çok. Bu ülkeye vereceğin hesap çok'' diye konuştu. Kılıçdaroğlu'nun, Merkez Bankasındaki kaynağa ''sulandığını'' ifade eden Erdoğan, ''Onun için bol keseden dağıtıyor. Şunu vereceğiz, bunu vereceğiz filan, falan. İnanıyor musunuz bunlara? İşte aynen akıl hocası gibi, akıl hocası ne diyordu, 'Ne veriyorsa 5 fazlasını vereceğim' diyordu. 'İki anahtar vereceğim' diyordu, konut ve otomobil. Geldi mi bunlardan hiç? Şimdi akıl hocası bunları söylüyor ona. 'Böyle dersen çok şey olur' diyor. Aynen o yolda gidiyor bu da şimdi. 'Şu kadar vereceğim, bu kadar vereceğim'. Sakın ha bu yürüyen yalana prim yok'' ifadelerini kullandı. Erdoğan, kamu borç stokunun azaldığını, borçlanma faizlerinin düştüğünü, bunlara giden kaynağın şimdi milletin cebinde kaldığını belirtti. -''ÇOK AÇIK MEYDAN OKUYORUM''- Başbakan Erdoğan, kendilerinden önce ve kendi iktidarları döneminde asgari ücretle neler alınabildiğinin kıyaslanmasını isteyerek, ''Çok açık meydan okuyorum. Mutfağın sahibi benim hanım kardeşlerim, bunun hesabını sorun. Eğer biz onlara göre geri gittiysek. Ülkeyi bu noktada, mutfağı bu noktada geri götürdüysek biz 1 dakika durmaz çekiliriz. Biz koltuklara yapışanlardan olmadık. Hepsinde artış var. Çünkü bu iktidar yolsuzlukla, yoksullukla, yasaklarla mücadele ede ede buraya geldi'' dedi. Eğitimde yapılanlara ilişkin bilgi veren Erdoğan, akıllı tahta ve elektronik kitap projelerini anlattı. Sağlık ve sosyal güvenlikte atılan adımlarla herkesin istediği hastaneye gidebildiğini, istediği eczaneden daha ucuza ilacını alabildiğini anlatan Erdoğan, ''SSK Genel Müdürü Bay Kemal, senin dönemin mi iyi, bu dönem mi iyi? Diyor ki, 'televizyona gelsin de konuşalım'. Sen daha dur bakalım, sen amatör kümedesin daha. Süper ligde oynayanla, süper ligle amatör lig aynı olur mu? Sonra dur bakalım, sen daha çırak bile olmadın. 'Çıraklığı küçümsedi' diyor. Karşıma şöyle çok enteresan birşey asmışlar, bu tabii ahilikte var, 'Pabucu dama atılan çıraklar' diyor. Ama bu beyefendi daha çırak olmadı. O çıraklığa girip de başarısız olanlar için, 'Papucu dama atılan çıraklar birbirinin sırtını sıvazlar ustam' demişler. Bu ahilikte var. Belli ki o da bir ahi. Güzel de bulmuş sağolsun.'' 3 Kasım 2002'de milletin verdiği görevle çıraklık süreçlerinin başladığını ifade eden Erdoğan, 2007'nin kalfalık, 2011'in ise ustalık dönemleri olacağını belirtti. Sağlıkta yapılanlara, aile hekimliği uygulamasına değinen Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na, SSK Genel Müdürlüğü döneminde aile hekimliğinin neden hayata geçirilemediğini sordu. -MANİSA-İZMİR ARASINA TÜNEL- Başbakan Erdoğan, Manisalılara bir müjde vereceğini belirterek, İzmir-Manisa arasında duble yollar yapmalarına rağmen rahat olmadıklarını söyledi. İzmir-Manisa arasına iki tünel açacaklarını anlatan Erdoğan, ''Malum, Sabuncu Beli tüneli ve bu iki tünel bitince 15-20 dakikaya iniyor Manisa-İzmir arası. Çünkü uzunluk 5 kilometre. Böyle bir tüneli yapacağız. İnşallah bu yıl içinde ihalesini bitiriyoruz. İhalesini bitirdikten sonra da tünelin kazı çalışmaları başlayacak'' diye konuştu. Bir müjdesi daha olduğunu belirten Erdoğan, ''Kuzey Ege-Çandarlı Limanı'nın temeli atılıyor şimdi'' dedi. Erdoğan, bu limanın dünyanın en büyük limanlarından birisi olduğunu ifade ederek, özellikle Manisa, Denizli, Aydın, İzmir'in istifade edeceklerini söyledi. ''Biz bunları yaparız. Bunların böyle büyük düşünmesi, büyük projeler üretmesi mümkün değil. Bunlar sadece bol bol dedikodu üretsinler'' diyen Erdoğan, Manisa'da yaptıkları hizmet ve destekten bahsetti. Erdoğan, Manisa'da toplam 1 milyon 122 bin 300 dekar araziyi sulanabilir hale getirdiklerini vurgulayarak, Güneşli Barajı'nın temelini 4 Mayıs'ta attıklarını, Gördes Barajın'dan alınan su ile Akhisar Ovası'nda 50 bin dekar araziyi sulayacak sol sahil sulama inşaatına da ''inşallah'' bu sene başlayacaklarını bildirdi. Erdoğan, 97 bin 660 dekar araziyi sulayacak olan sağ sahil sulama proje çalışmalarının devam ettiğini, Gediz havzası koruma eylem planı kapsamındaki 45 taşkın koruma tesisini de 2012'de tamamlamayı hedeflediklerini kaydetti. -''MANİSA'YI BÜYÜKŞEHİR YAPIYORUZ''- ''Beraber yürüyeceğiz. Durmayacağız. Çünkü bu bizim milli bir davamız. Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarma davası. Çok terleyeceğiz ama 12 Haziran'da da bu zaferi beraber kutlayacağız'' diyen Erdoğan, Manisa'yı yeni dönemde büyükşehir yapacaklarını müjdeledi. Erdoğan, ''Manisa'yı inşallah, tasarı hazır, yeni dönemde büyük şehir yapıyoruz. Manisa büyükşehrin sınırları, mülki sınırdır'' dedi. Uygulamanın 2014 seçimiyle başlayacağına işaret eden Erdoğan, 2014 seçimlerine Manisa'nın büyükşehir olarak gireceğini, belde, köy olmayacağını, buraların da mahalle statüsüne gireceğini kaydetti. Erdoğan, ''İsteyen istediği gibi savrulmayacak. Kaçak inşaat olmayacak, ucubelerden kurtulacağız. Modern şehre sahip olacağız'' dedi. ''Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda, şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bize her şey sizi hatırlatıyor'' mısralarını söyleyen Erdoğan'a, alandaki kalabalık da eşlik etti. -MİTİNGDEN NOTLAR- Başbakan Erdoğan'ın yapacağı mitingi öncesinde AK Parti bayrağı, Başbakan Erdoğan'ın posterini taşıyan iki deve Manisa sokaklarında dolaştırılırken, deve sahipleri geleneksel kıyafetlerle mitingin duyurusunu yaparak vatandaşa çağrı yaptılar. Başbakan Erdoğan, mitinge Bursa'dan milletvekili adayı olan Manisalı Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile birlikte ile geldi. Miting meydanındaki ''Pabucu dama atılan çıraklar birbirinin sırtını sıvazlar ustam'', ''Dünya liderinden bir proje de madenler için bekliyoruz'', '' Büyük usta süper lig bizi kesmez, hedef şampiyonlar ligi'', ''cumanın da sandığın da kazası olmaz'' yazılı pankartlar dikkati çekti. Turuncu iş tulumu giyen Somalı madenciler de meydanda yerlerini alırlarken, Başbakan Erdoğan gelmeden önce, Aşık Veysel'in ''Benim sadık yarım kara topraktır'' parçası, Erdoğan'ın vatandaşlarla yer aldığı fotoğraflardan oluşan video ile platformdaki dev ekrana yansıtıldı. Başbakan Erdoğan konuşmasını sürdürürken, alandaki vatandaşlar ''kıskananlar çatlasın' diye slogan attı. Erdoğan da bunu üzerine, ''Çatlamasınlar. Onları da biz aramıza katalım. Onlara da ihtiyacımız var'' dedi. Erdoğan, konuşmasını Manisaspor atkısı ile yaptı. Öte yandan Başbakan Erdoğan, miting öncesinde Manisa Valiliğini ziyaret ederek Vali Celalettin Güvenç'ten ilin sorunları ile ilgili brifing aldı.
<< Önceki Haber Erdoğan isim vermeden eleştirdi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER