Göstere göstere kriz

Hatip Dicle, aldığı mahkumiyet kararının milletvekilliğine engel olduğunu bilmesine rağmen aday oldu.

Göstere göstere kriz

Yüksek Seçim Kurulu, Diyarbakır'dan seçilen Hatip Dicle'nin milletvekilliğini düşürerek yeni bir krize neden oldu. YSK, Dicle'nin adaylığına yeşil ışık yakmasına gerekçe olarak Yargıtay kararının kendilerine yeni ulaşmasını gösterdi. Fakat, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ali Em'in, Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesi ile ilgili kararının 12 Haziran seçimlerinden önce alınan "Ara karar" olduğunu söylemesi kafaları karıştırdı. AŞANER BİLİYOR MUYDU Dicle'nin 1 yıl 8 ay hapis cezasını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi üyesi Halim Aşaner'in aynı zamanda YSK üyesi olması da bir diğer tartışma konusu. Aşaner'in de Dicle ile ilgili 22 Mart tarihli Yargıtay kararını YSK'nın gündemine getirmediği öğrenildi. Dicle'nin ise milletvekili olamayacağını bile bile mahkumiyetini neden gizleyip aday olduğu merak konusu. YSK'nın Dicle kararı üzerine dikkatler KCK davası kapsamında halen cezaevlerinde bulunan diğer 5 bağımsız milletvekilinin durumuna çevrildi. Savcılar verdikleri mütalaada hem Hatip Dicle'nin hem diğer KCK tutuklularının tahliye edilmemesi yönünde görüş bildirdi. KCK'YA TAHLİYE PLANI Uzmanlar, YSK'nın Dicle kararının bu aşamada devreye girdiğini ve bölgede BDP ve DTK açıklamalarıyla çeşitli gösterilerin ve şiddet eylemlerinin tırmandırılacağını vurguluyorlar. Böylece KCK mahkemeleri üzerine baskı kurulması ve sadece milletvekili seçilenlerin değil, KCK'dan tutuklu tüm sanıkların tahliye edilmesinin amaçlandığına dikkat çekiyorlar. SENARYONUN DEVAMI YSK, 18 Nisan'da aralarında Hatip Dicle'nin de bulunduğu 12 bağımsız milletvekili adayını 'eksik evrak' gerekçesiyle veto etmişti. Karar üzerine Türkiye'de gerilim yeniden yükselmiş, çıkan olaylarda bir kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralanmış, BDP'li belediyelere ait iş makineleri polislerin üzerine sürülmüştü. YSK 3 gün sonra veto kararını kaldırmıştı. Yargıtay kararı 9 Haziran'da bize geldi YSK'nı Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı. Kararda, Dicle'nin, 22 Mart 2011'de kesinleşen kararla terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan mahkum olması nedeniyle milletvekili seçilme koşullarını taşımadığı belirtiliyor. Dicle'nin, 11 Nisan 2011'de avukatları aracılığıyla İl Seçim Kurulu'na başvurduğu ve milletvekili seçilme koşullarına yeniden sahip olduğu saptamasıyla adaylığının kabulüne karar verildiği ifade edildi. YSK, Dicle'nin bir başka davada verilen mahkumiyet kararının Yargıtay'ca onanarak kesinleştiği bilgisinin ise 9 Haziran 2011'de kendilerine ulaştığı ifade etti. YSK'nın bu bilgiye rağmen sessiz kalması ve kararını önceki gece vermesi ise dikkat çekti. YSK, kararın 22 Mart'ta onanmasına karşın bilgileri adli sicil kayıtlarına işlenmediği mahkumiyetten haberdar olmadığını ileri sürdü. Dicle'nin işlediği suç nedeniyle milletvekili olamayacağı ifade edilirken, FP milletvekili Merve Kavakçı'nın vatandaşlık ve DYP'li Bahattin Şeker'in de askerlik nedeniyle vekilliklerinin düşürülmesi emsal gösterildi. HSYK Başkanı'ndan YSK'ya destek Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanı Ahmet Hamsici, YSK'nın milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle'ye ilişkin kararının yerinde olduğunu söyledi. Hamsici, "Kurum başkanı olarak değil hukukçu olarak söylüyorum. İlgili yerinde bir karar" dedi. Avukatlar karara itiraz etti Milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle'nin avukatı Levent Kanat, Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) başvurarak karar düzeltme isteminde bulundu. Kanat, YSK'ya, karar düzeltme istemine ilişkin dilekçesini sundu. Dilekçede 'YSK kararının yeniden gözden geçirilmesi, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesine yapılan itirazın sonuçlanmasının beklenmesi' talepleri yer aldı. DTK'dan Meclis'e girmeyin çağrıDemokratik Toplum Kongresi, YSK'nın kararına karşı seferberlik ilan ederek bağımsız milletvekillerine "Meclis'e girmeyin" çağrısı yaptı. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkanı Ahmet Türk, Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesine sert tepki verdi. Dicle ile ilgili verilen kararın ne hukuki, ne insani, ne de vicdani olduğunu savunan Türk, şöyle konuştu: ELİMİZ BAĞLI DEĞİL "Tamamen Türkiye'yi kaosa sürüklemeye yönelik bir karardır. Türkiye'yi halkımızı çatışmalı bir sürece itmek konusunda verilmiş bir karardır. Halkımız bu hukuksuz tavra, bu hukuksuz karara elbette demokratik tepkisini gösterecek ve böyle kararlar karşısında eli kolu bağlı kalmayacaktır. Çünkü biz özgürlük ve demokrasi mücadelesini veriyoruz." Türk, kaosta herkesin büyük acılar yaşayabileceğini söyledi. DTK'nın Daimi Meclis Toplantısı'nın sona ermesinden sonra hazırlanan sonuç bildirgesini ise DTK Sözcüsü Cemal Coşkun okudu. "Bu kararın geri alınması için, TBMM'yi duruma acilen el koymaya ve demokratik yolları açmaya davet ediyoruz" denilen bildirgede şu ifadeler yer aldı: SEFERBERLİK İLANI "Bu kararın acilen geri alınması ve sayın Hatip Dicle şahsında halkımızın demokratik temsiliyetinin önünün açılması için, tüm halkımızı sivil, demokratik eylemlerini en üst düzeyde yurtsever seferberlik ruhuyla bulunduğu her yerde en görkemli bir şekilde ortaya koymaya çağırır; siyasi parti olarak en büyük bileşenimiz olan BDP'ye, MYK'sını ve Meclis Grubu'nu toplayarak, daha önce verdikleri 'bir tek eksik olsa bile Meclise gitmeyeceğiz' kararı doğrultusunda kamuoyuna açık ve net bir şekilde iradesini deklare etmeyi acil olarak tavsiye eder." Bağımsız milletvekilleri Diyarbakır'da toplanıyor BDP'liler bugün Diyarbakır'da YSK'nın Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesi kararını değerlendirmek üzere, bağımsız seçilen milletvekillerinin de katılacağı bir toplantı düzenleyecek. BDP destekli Bağımsız Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) bağımsız milletvekillerinin Meclis'e gitmeme çağrısının sadece bir tavsiye kararı olduğunu, bu tavsiyelerin tartışılacağını söyledi. Tan bugün saat 10.00'da milletvekilleri olarak Diyarbakır'da toplanacaklarını ve kararlarını netleştireceklerini ifade etti. BDP destekli Bağımsız Diyarbakır Milletvekili Şerafettin Elçi ise DTK'nın çağrı için, "DTK'nın kararı bizi bağlamaz ama biz grup olarak karar alacağız, o karar esastır" dedi. Diğer BDP'lilerin açıklamaları ise şu şekilde: BDP Eş Genel Başkanı Filiz Koçali: "Bizim kararımız çok nettir. Biz ya 36 milletvekilimiz ile o Meclis'e gideceğiz ya da gitmeyeceğiz. YSK'nın kararını ne Diyarbakır halkı ne bölge halkı ne de vicdanı olan kabul edebilir. Biz haklı tepkimizi ortaya koyacağız. Artık çözüm bulmak YSK ve Başbakan Erdoğan'ın işidir." Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel: "Daha önce YSK'nın benzer müdahalesi olmuştu ve hem sokaklarda hem de demokratik güçler tarafından eleştiri ve protestolara uğramıştı. Benzer süreç yeniden yaşanacak. Halk kendi temsilcisine mutlaka sahip çıkacaktır." BUGÜN BÖLGE KAYNAYACAK Bağımsız Milletvekili Bengi Yıldız: "Bu karar telafisi imkansız zararlara neden olacak. YSK bu toplumun temeline dinamit yerleştiren bir kurul haline geldi. YSK'nın bölge halkının hassasiyetleriyle oynuyor. Bugün bölge kaynayacak." Bağımsız Milletvekili Hasip Kaplan: "Kararın sonuçları ağır olacak. Hatip Dicle'nin seçim öncesi kararı verilmişti. Neden seçime girmesine izin verildi, neden seçildi? Seçmenin iradesi neden yok sayıldı. YSK tuzak bir karar verdi. Hukuk kötüye kullanıldı, tuzak kuruldu, seçmenin iradesi yok sayıldı." Bu karar zaman ayarlı bir eylem YSK'nın Dicle kararına siyasetçi ve aydınlardan gelen değerlendirmeler şu şekilde: Gazeteci-Yazar Orhan Miroğlu: "Bu risk başka BDP'li vekiller için de var. Meclis'in çok acilen bu konudaki değişiklikleri yapması gerekir. CHP olumlu mesajlar verdi. En fazla MHP biraz tepki gösterebilir. Sayın Başbakan'da Dicle'nin milletvekilliğinin düşmesinden sonraki durumdan memnun olduğunu düşünmüyorum." YSK'NIN HUKUKA DARBESİ Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Hüseyin Yayman: "20 yıl aradan sonra Dicle'nin parlamentoya girmesinin engellemesi hukuka darbedir. YSK'nın kararı zaman ayarlı bir eylemdir ve Bingöl'de 33 askerin öldürülmesinden bir farkı yok. AK Parti sözcülerinin yüksek sesle irade beyan etmeleri gerekir." AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu: "Siyasete müdahalede uygulamaya bakıldığı zaman Hazro meselesi ile YSK'nın ya da Yargıtay'ın verdiği karar arasında çok fark yok. Biz rakibimize yapılan haksızlığa karşı çıkacağız ama bize yapılan haksızlığa da sessiz durmayacağız." CHP: DOĞRU BULMUYORUZ CHP Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Bihlun Tamaylıgil: "Bir milletvekilinin mazbata aldıktan sonra düşürülmesini hukuken ve siyaseten doğru bulmuyoruz." Vekilliği sadece Meclis düşürebilir CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen'den Dicle'nin durumu ile ilgili ilginç bir yorum geldi. Türmen, YSK'nın Hatip Dicle ile ilgili kararını değerlendirirken, "YSK'nın yetkileri, milletvekili seçilme koşulları ile ilgilidir. Milletvekilliği düşürme işlemi Meclise aittir" dedi. Mecliste kayıt işlemlerini yaptıran Türmen, gazetecilerin soruları üzerine, Hatip Dicle'nin halkın oylarıyla milletvekili seçildiğini, bu nedenle milletvekilliğinin düşürülmesinin ancak TBMM'nin elinde olduğunu söyledi. Türmen, BDP'nin desteklediği bağımsız milletvekillerinin, yemin etmemeleri halinde milletvekilliği sıfatını kazanıp kazanamayacaklarına ilişkin soru üzerine, bu konuda da bir boşluk bulunduğunu, bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu ifade etti. Yine yakıp yıktılar Dün akşam saatlerinde Demokratik Toplum Kongresi tarafından yapılan 'sokaklara dökülün' talimatı yurt genelinde olaylar çıkmasına neden oldu. Diyarbakır, Muğla, Ankara, İzmir ve Bursa'da da BDP'liler gösteriler yaptı. Bu 5 ildeki gösterilerde küçük çaplı gerginlikler dışında olaylar çıkmazken, İstanbul sokakları savaş alanına döndü. Beyoğlu'nda toplanan bin kişilik bir grup terör örgütü lehine sloganlar atarak taş ve sopalarla polise saldırdı. Polis ise gruba biber gazı ve tazyikli suyla karşılık verdi. Ara sokaklara kaçan bazı gösterilerde ev ve iş yerlerine zarar verdi. YENİŞAFAK
<< Önceki Haber Göstere göstere kriz Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER