BASINDA F.BAHÇE YORUMLARI

Fenerbahçe, Denizli deplasmanından 2-0’lık skorla çıktı. Sarı-lacivertliler lige iyi bir başlangıç yaparken geceye ve yazarların köşelerine damgasını vuran olay statta uzun süre kesilen elektrik oldu.

BASINDA F.BAHÇE YORUMLARI

Gürcan Bilgiç (Sabah): Beyhude Ayaklar! Denizlispor başlangıcında, geçmişin sorunlarını bitirmek isteyen bir F.Bahçe vardı sahada. Üç yıl sonra takımın başına geçen Daum, aslında yeniden kolları sıvamıyor, dördüncü senesinde, kaldığı yerden işini devam ediyordu. Verilen 'şampiyonluk' sözlerinin ağırlığının hissedilmemesi, böylesine çetin bir mücadelenin arzuyla devam etmesi için F.Bahçe'ye gereken ilk şey 'devamlı kazanmak'tı. Resmi maçlar etabında, bu sihirli çıkışın sinyallerini verdiler zaten. Artık Turkcell Süper Ligi'ne, "Ağabeyiniz geri döndü" demeleri gerekiyordu. Emre ve Alex'in pas koridorlarından, artık risk almaya başlayan Denizli defansının arkasına doğru seyrek de olsa etkili paslar gidiyor ama Santos ve Güiza'nın 'yorumsuz' katkılarıyla beyhude oluyordu. 45 dakika kesilen elektriklerin verdiği müthiş 'mola' süresine rağmen Daum'un yorgunluğu ve işlevsizliği sezmemesi, hamle yapmaması, seyretmeye devam etmesi inanılmazdı. Alman hoca şampiyonluğu bıraktığı yerde, aynen devam ediyordu anlaşılan. Fizik olarak bir 'yürüme' şampiyonuna rakip olmaya kararlı Santos'un, rakip ile değil, Alex ile rekabete girmesine de seyirciydi Daum. Mehmet Topuz'u ısınmaya gönderdiğinde dakika 75'ti. F.Bahçe'nin dörtlü defansı ve iki ön liberosu ile maçı kazandığını söylememiz yanlış olmaz. Gökhan Gönül'ün diğer üç beceriksize, 'Gol nasıl atılır' dersini de vermesiyle gece son buldu. Daha sert maçlar başlamadan Santos'un bitikliğine, iki gol atmasına rağmen maçların kaderinin Güiza'ya teslim edilemeyeceği gerçeğine çözüm bulunması gerek. Ceza kesen bir takım ile oynandığında kimsenin şikayet etme hakkı da kalmaz sonra... Selçuk Yula (Fotomaç): Bekleyin ve Görün Yahu, anlaşılacak iş değil. Fenerbahçe'nin şampiyonluğunun çalındığı gün Denizli'de maç 16 dakika durmuştu. Daha ligin ilk haftası yine aynı numaraları çevirmeye çalışıyorlar. Maç 1-0 iken stat ışıkları kapattırılacak, kafalarına göre maç tekrarlanacak. Ama federasyondan gelen bilgi ile maç aynı dakikadan aynı skorla devam ettirilince Ali İpek'in planları suya düştü. Fenerbahçe de hak ettiği galibiyeti aldı. Aslında fazla bir şey söylemeye gerek yok. Ben Selçuk Yula olarak bir yorum yapmaya da gerek duymuyorum. Geçen sene Güiza'ya "Futbolcu değil" diyen meslektaşlarıma karşı "Yahu siz kimsiniz ki İspanya gol kralını futbolcu olarak saymıyorsunuz" diyerek karşı çıkmıştım. Neyse her zamanki gibi haklı çıkıyorum. Sizler, "Büyük maçların adamı değil" dediğiniz Alex ve "Futbolcu değil" dediğiniz Güiza'yı, Fenerbahçe'den uzaklaştırmak isterken bizler bu ustaları hep korumaya aldık. Şimdi görüyorum ki 2-3 ay önce yazdıklarınızı unutup bu insanlara övgüler yağdırıyorsunuz. Ne güzel, futbolu bilen bizlerin yanına geliyorsunuz. Fenerbahçe iyi yolda. Kimse merak etmesin. Gün geçtikçe çok daha iyi olacaktır. Şu bir gerçek ki sağ kanatta Gökhan Gönül olmazsa olmaz. "Her yerin alternatifi var" diyoruz ama bu çocuğun alternatifi yok. Cristian için ülkemizde böyle çok futbolcu var diyorlar ama bir tane söylesinler de ben de göreyim. Ön liberoda bu kadar iyiler varsa Brezilyalı Aurelio niye tek tabanca. Cristian, Fenerbahçe için biçilmiş kaftan. Aynı Santos gibi. Bu çocuklar takıma alıştıkları müddetçe çok daha iyi işler yapacaklardır. Tekrar ediyorum. Kimse merak etmesin. Fenerbahçe gün geçtikçe daha iyi duruma gelecektir. Bekleyin ve görün. Ziya Şengül (Star): Elektrikler Söndü Ama Fener Parladı Alex'in pası, Güiza'nın dakika bir, gol bir ile maça girişi... Fener için 2009-10 sezonunun startı oldu... Yeni transfer Dos Santos'un, Denizli kalecisi Mahmut ile karşı karşıya kaldığı anlarda birinci ve ikinci yarıda kaçırdığı net gol pozisyonları vardı. Sezona asist ile başlayan Alex bu deplasmanda özellikle ilk yarıda ağları havalandıracak gol vuruşunu yapamadı. Bu kaçan goller, Fener adına, elbette hiç iyi olmadı. Maçın hemen başında bir gol bulmuşsun, yarım düzine fazlasını kaçırmışsın. Neden bu kadar gol kaçırma yarışı içinde bulunulduğunu anlamakta zorlandım! Fener'de topu ayağa oynama isteği elbette iyi. Emre Belözoğlu, Cristan ile iyi bir ikili oldu ortada. Vederson soldan, Gökhan sağdan akın akın bindirmeler yaptılar. Ama çoğunlukla yaptıkları ortalar hep rakibin üzerine gitti. Oyunun ikinci yarısına çok önemli bir notla başlamak istiyorum. Güiza kendi yarı alanında çıkıp topu sahiplenirken, ofsayt kararı hangi kural kitabında yazıyor; sayın Bülent Yıldırım'a sormak isterim. Ardından Denizli'de kesilen elektrikler, sezonun daha ilk haftasında sahadaki futbolun tüm neşesini kaçırdı. Milyon dolarlar verip, futbolcular alıyorsun. Dünyanın parasını harcıyorsun. Adı "Süper" olan ligde oynuyorsun... Bir anda karanlığa gömülüyorsun. Dakikalarca, neredeyse bir tam devre oyun duruyor. İki takımın da oyundaki hızı kesiliyor, futbolcular soğuyor. Tekrar aynı ritmi nasıl bulacaklar. Hem Fenerbahçe'ye, hem de Denizli'ye yazık değil mi? Kemal Belgin (Türkiye): Geçmiş Olsun F.Bahçe ile Denizlispor'un bu sezonki lig takviminde daha kafadan buluşmaları medyada klasik lig anonslarının ötesine geçmişti. Çünkü, Daum‘un üst üste üçüncü şampiyonluğu son oyunda Denizlisporca engellenmiş ve F.Bahçe hocasının eline bavulunu tutuşturmuştu. Böyle geldik dün akşamki oyuna. Denizlispor'un başında bu defa geçen sezon Ali Sami Yen'de G.Saray'ın meşhur ettiği dönemin Kocaelispor Teknik Direktörü Erhan Altın vardı... Ve de ev sahibi neredeyse, kapının önünden kim geçmişse transfer etmiş, dolayısıyla da yepyeni bir takımla F.Bahçe karşısına çıkacaktı. Ama gördük ki, F.Bahçe daha dakika dolmadan kazandığı şık golün de verdiği avantajla, sahanın her bölgesinde; adeta idman yaparcasına top dolaştırıp, gücünü gecenin sıcağına kaptırmamak adına ekonomik kullandı. İlk yarının skoru F.Bahçe lehine sadece 1-0'la kaldıysa bunda golleri kaçıran Alex ve de o pozisyonları şansıyla atlatan kaleci Özden‘in rolü büyüktü. Emre zaman zaman yer değişerek kendisiyle birlikte oyuna çıkan Dos Santos - Vederson ikilisiyle birlikte, Kazım da varyeteye kaçmadığı pozisyonlarda Güiza ile çok sık diyaloglar kurabildiler. Ama ilk golün asistini yapan Alex, ilk yarı boyunca bu işe pek ortak olmadı. Önder ve Bilica, Bulgar uç adamının top bekler anlayışının ötesine çıkmayışı sayesinde oyunun ilk bölümünü rahat geçirdiler. İkinci yarı yani maçın tamamını bağlamak adına bir şeyler yazıp çizmek görevimizdi ama ışık skandalı buna izin vermeyecekti. Dünyada hiç bir hakem bir müsabakanın 40 dakikadan fazla arızaya uğramasına izin vermez. Düdüğünü çalar ve maçı tatil ettiğini açıklar, ondan sonrası da Futbol Federasyonu'nun kararına bağlıdır. Denizlispor maça ağırlığını tam getirirken 59. dakikadaki elektrik arızası maçın heyecanını, rengini ve zevkini kaçırdı. Oyuncuların hatta hakem triosunun ağır adale sakatlıklarına uğramamış olmaları bu kadar aradan sonra bir şanstı. Geçmiş olsun. Selim Soydan (Vatan): Temposuz Fener F.Bahçe yeni sezona dün akşam Denizli'de start verdi. Süper Kupa'yı müzesine götüren, UEFA Avrupa Ligi'nde play-off'lara kalan F.Bahçe, dünkü mücadeleye de golle başladı. Öyle ki, Alex'in akıl dolu pasında, altıpas üzerinde topla buluşan Güiza, daha karşılaşmanın ilk dakikası bile dolmadan sarı-lacivertlileri öne geçirdi. Açıkçası ben bu golden sonra arkasının da gelmesini bekliyordum. Çünkü sahada attığı golle moral bulan bir F.Bahçe ve aynı şekilde moral bozukluğu yaşayan ve adeta çöken bir Denizli takımı vardı. Ancak F.Bahçe bundan maalesef faydalanamadı. Yavaş top yapıp, yavaş da oynayarak rakibine pozisyonlarda zaman tanınması, beklenen gollerin de gelmesine engel oldu. İkinci yarıda F.Bahçe adına yararlı işler yapanlar yine Alex ile Emre'ydi. Özellikle Alex'in Santos'a ‘al da at' diye verdiği pasta F.Bahçe'nin yeni Brezilyalı'sı kaleciyle karşı karşıya olmasına rağmen topu dışarı attı. Esasında aynı pozisyonunu ilk yarıda da yakalamıştı Santos.. Fakat onda da zayıf vurup kaleciye hamle şansı vermişti. İkinci yarıda sarı-lacivertlilerin, oyunun duraklama anına kadar topla gerektiğinden fazla oynadığını gördüm. Bu oyun tarzı biraz da Denizli'nin zayıf ve yumuşak oynamasından kaynaklandı. Ancak F.Bahçe daha hareketli ve çabuk oynayabilseydi, istediği golleri rahatlıkla bulabilirdi.
<< Önceki Haber BASINDA F.BAHÇE YORUMLARI Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER