KUSURA BAKMA YAKIŞMIYORSUN

Şampiyonluğun güçlü adayı Beşiktaş, deplasmanda Kayserispor'a 1-0 yenildi. Siyah- beyazlı ekip bu sonuçla hem liderlik, hem de namağlup ünvanını kaybetti.

KUSURA BAKMA YAKIŞMIYORSUN

İşte Beşiktaşlı yazarların dün oynanan maçla ilgili görüşleri... ÖMER ÜRÜNDÜL: YANLIŞ DEĞİŞİKLİKLER (SABAH) Beşiktaş 90 dakika kendi kontrolünde götürüp rakibine hiç pozisyon vermediği maçta son dakikalarda yediği golle 3 puan kaybetti. Beşiktaş ilk yarıda oyun disiplinine sadık kalıp akılcı bir taktik plan uyguladı. 3'lü defans bloğu yüksek konsantrasyonla Kayseri'nin 2 forvetini etkisiz hale getirdi. Mustafa Denizli iyi işleyen kurguyu 2 oyuncu birden değiştirerek bozdu. Üstelik hiç de iyi gününde olmayan bir Delgado'yu tutup başarılı Tello yanlışına düşerek, ardından da gelen bir sürpriz golle önemli bir 3 puan kaybedildi. Kayserispor mücadeleci ve disiplinli bir oyun oynamaya çalıştı. Deneyimli hakem Selçuk Dereli genelde 90 dakikayı çok iyi yönetti. Ama o da diğer arkadaşları gibi kritik anda büyük takımı korumaya alma hastalığından kurtulamadı. Kart çıkartmada cömert bir hakem olan Dereli'nin Cisse'ye açık ikinci sarı kartı göstermemesine başka bir mantık yürütmek doğru değil.

KAYSERİ KARTAL'I KOLTUĞUNDAN ETTİ - KARELER İÇİN TIKLAYIN

FATİH DOĞAN: İLK CİDDİ UYARI (FOTOMAÇ) Beşiktaş son 3 maçtır performans olarak alarm veriyordu. Özellikle maçların belli bölümlerinde istenen futbol ortaya konsa da oyun içinde önemli gel-gitler yaşıyordu. Sivas lig ve Antalya ile oynanan kupa maçlarında takımda bir şeylerin iyi gitmediği görülmüştü. Oynayan oyuncular tecrübeli de olsa as da olsa, yedek oyuncu da olsa maç içinde sorumluluk almıyorsa ve inisiyatif kullanmıyorsa bu takım bu sistemi iyi uygulayamaz. Beşiktaş için üzücü olan 3 puanı kaybetmek değil, namağlup unvanının yitirilmesi psikolojik açıdan daha büyük bir kayıp. HASAN SAYDAM: HESAP SORMALI (FOTOMAÇ) Kayseri maçı öncesi ortak fikir, maçın zor geçeceği, galibiyet için bugüne kadar oynanan futbolun daha iyisinin olması ve şahsi becerilerin daha çok ön plana çıkması gerektiğiydi. İkinci devrede oyunun temposu çok az arttı ama iyi futbol yine yoktu. Gol pozisyonuna da girilemedi. Beşiktaş beklenen iyi futbolu oynayamadı. Yahut Kayseri, Beşiktaş'a iyi oynama fırsatı vermedi. Şahsi beceriler de görülmedi. Ligde yenilmeyen takım kalmadı. Denizli sanırım Kayseri'de bırakılan üç puanın hesabını sorarken görülen sarı kartların da hesabını soracak. Hesap sormaz ise işi çok zorlaşır ve ağzı olanlar konuşmaya başlar. TURGAY DEMİR: YAKIŞMIYORSUN! (FOTOMAÇ) Beşiktaş, Kayseri'de liderliğin yanı sıra yenilmezlik unvanını da bırakırken bazı gerçekleriyle de yüzleşti. Bu gerçeklerin başında Serdar Kurtuluş'un yetersizliği geliyor. Garip bir acemilik var bu çocukta. Şu maçı bir İngiliz yönetse muhtemelen 5-6 gol, birçok da pozisyon olurdu. İki takım da tempo yapmak istedi ve bunu denedi ama Selçuk Dereli, "maçın kontrolünü kaybederim" korkusuyla izin vermedi. Bir hakem aynı maçta, beş dakika içinde yaşanan birbirinin kopyası iki pozisyonda bu kadar çelişkili iki karar verebilir mi? Dereli verdi. Kusura bakma Selçuk hoca Süper Lig'e hiç yakışmıyorsun. Çünkü eyyam yapıyorsun. Yanlış anlaşılmasın. Beşiktaş'ın yenilgisini hakem hatasına bağlıyor değilim. Dereli iki takıma da zarar verdi. Denizli ilk kez kendi oyununu oynatmak yerine rakibe tedbir almayı düşündü ve hata yaptı... Benim adaş da faturayı kesti. İLKER ATEŞ: SİSTEM ÇÖKTÜ (FOTOMAÇ) Beşiktaş'ın bu maçta öpüp başına koyabileceği tek sonuç ancak beraberlik olabilirdi. Çünkü oynadığı futbolla kazanması mümkün değildi. Beşiktaş'ın sezon başından bu yana kötü oynadığı maçlar vardı. Ancak bundan kötüsü yoktu. Bu takımda Tello kötü oynasa bile asla oyundan alınmaz. Alınsa bile en son oyuncu o olur. Holosko'yu çıkartıp Bobo'yu oyuna almak varken Tello'yu kulübeye çekmek bir teknik adamlık faciasıydı. Çünkü dün Beşiktaş tesadüfen bir gol atsa bunu ölü ve diri toplardaki ustalığıyla ancak Tello başarabilirdi. O çıktıktan sonra Beşiktaş'ta artık gol atacak tek bir silah kalmamıştı. Beşiktaş yenilmezliği, yenilgiyi hak ederek kaybetti. Atıf Keçeci (Zaman): Beşiktaş Yaralı... Beşiktaş için en ciddi rakipti Kayserispor. Zira Mustafa Denizli ile birlikte uygulanan atak futbol anlayışının aynısını rakip takım da benimsiyordu. Geçmiş maçlardaki atak futbolu bekleyenler Beşiktaş açısından hüsrana uğradılar. Delgado ve Holosko'daki durgunluk, gol yollarında yükü Nobre'nin sırtına yükledi. Siyah-Beyazlı takımda geçen maçların heyecanının yaşanmamasının bir nedeni de Serdar Kurtuluş'un kenar bindirmelerini unutması, yan top şansını sadece İbrahim Üzülmez'den beklemekti. 79'da beklenen değişiklikler gelip Nobre ve Tello yerlerini Bobo ve Serdar Özkan'a bıraktılar. Oysa dün iyi gününde olan Nobre'nin yerine forvette hiçbir varlık göstermeyen Holosko'nun oyundan alınması daha doğru olurdu. Bu sonuç Siyah-Beyazlı teknik kadronun gelecek adına birçok dersler çıkarması açısından çok önem taşımaktadır. Hakeme bakarsak, Selçuk Dereli yerinde kararlarıyla olumlu bir idare gösterdi. Basri Baykoç (Fanatik): Çok Bilen Çok Yanılır Maçın kısa özeti şu: Hata kollayan takımların oyunuydu. Ve belki de, Siyah-Beyazlılar'ın en iyi oyuncusu Sivok'un hatasını, Kayserispor iyi değerlendirdi. Beşiktaş'ın puan ve puanlarla beraber, namağlupluğu da gitti. Mustafa Denizli'nin maça başladığı değil de, maçı bitireceği 11'lerin belirleyici olacağını, daha önceleri dikkat çekmiştik. Bu karşılaşmaya bakarsak, en doğru tercihlendirmeyi yaptığını rahatça söyleyebiliriz. İyi de, o zaman gözden kaçan ne diyecek siniz?.. Elbetteki maçın skoru. Arkasında 80 dakikayı bırakmış bir oyuna, Bobo ile Serdar Özkan'ın dahil edilebileceği ortam, ancak Beşiktaş'ın skor olarak önde olabileceği bir ortamdı. Denizli'nin yeni tanıştığı bir kadro bütünlüğünde, medet umulacak oyuncuyu, şu an için keşfedememesi normal bir durum. Çünkü görev aldığı süre, bu tanı için biraz erken. Bir 90 dakika daha olsa, taraflı-tarafsız tüm izleyicilerin; ‘Bu maç beraberlikten öte gitmez' diye nitelendirilebilecek bir oyun, tek hatanın meyvesi olarak skorboarda yansıdı. O golün, başlangıcı ve bitimindeki pozisyon hatalısı Sivok'tu. Buna rağmen, aynı anda Zapotocny, İbrahim Toraman ve Tello ile beraber Beşiktaş'ın en iyilerindendi. Ne diyelim; bazen çok bilen çok yanılır...
<< Önceki Haber KUSURA BAKMA YAKIŞMIYORSUN Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER