Açılım, makul çoğunluğun olgunluğuna emanettir...


Adına ister demokratik açılım, isterse Kürt açılımı densin, yeni bir döneme girdiğimiz ortada. Mahmur Kampı ve Kandil'den yola çıkarak Kuzey Irak'tan Türkiye'ye giriş yapan 34 PKK'lının hepsi serbest bırakıldı. İçişleri Bakanı, başka gelenler de olacak, diyor. DTP yöneticilerine göre de önümüzdeki pazar günü 20 kişilik bir grup da Avrupa'dan uçakla gelecek. Meselenin arka planı, tahminlerin ötesinde bir hazırlık ve projeye dayalı gibi... Ne olup bittiğini anlamanın tek şartı, Türkiye'yi ve dünyayı doğru okumaktır. İçe bakan yönünde benim okumam şöyle: Türkiye, PKK terörü ile 15 Ağustos 1984'teki Eruh Jandarma Karakolu'nun basılmasından beri uğraşıyor. Bugüne kadar irili ufaklı 25 sınır ötesi operasyon yapılmış. Adına Süpürge Operasyonu denmiş, Çelik Operasyonu, Balyoz Operasyonu, Çekiç Operasyonu denmiş.. denmiş de denmiş. Kimisinde 35 bin askerle sınırdan 60 km içeri girilmiş. ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra ise sınır ötesi harekât yapma imkânı da kalmamış. Şimdi sadece havadan, Amerika'nın da sağladığı anlık istihbarattan yararlanarak dağlar bombalanıyor. 25 yılda bu mücadele için 300 milyar dolar harcanmış, 45 bin PKK'lı öldürülmüş, 5 bin askerimiz şehit olmuş, fakat Kürt sorunu çözülememiş. Tam tersine terör diye adlandırılan sorunun, terör boyutunu çoktan aştığı, Kürt kimliği üzerinden yürütülen siyaset, genel ve yerel seçimlerde bölge halkının yarıdan fazlasının desteğini almış. Görülmüştür ki, Kürt sorununun kuvvetle, silahla bir çözümü bulunmamaktadır. Onun için CHP ve MHP yöneticileri, hiddet ve öfke sergileseler de, çözüm adına tek bir kelime söyleyememektedirler. Çünkü önce, neden Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da, seçmenden yüzde 5 bile oy alamadıklarını izah etmeleri gerekiyor... Meselenin içe bakan yönünde Ergenekon davasının aydınlattığı gerçeklerin okunması da var. Devletin içindeki karanlık odakların PKK terör örgütü ile irtibatı, bağlantıları sorgulanır hale gelmiştir. Ergenekon davasına bakan mahkeme, artık Genelkurmay'a, MİT'e, Emniyet'ten; "PKK'yı kim kurdurdu, Ergenekon'la bağlantısı nedir? JİTEM var mıdır?" diye sorular soruyor. Sivas katliamının, Çorum, Kahramanmaraş, İstanbul'da Gazi Mahallesi olaylarının, Cumhuriyet Gazetesi'nin bombalanmasının, Danıştay saldırısının ve 17 bin faili meçhul cinayetin, iddia olunan Ergenekon terör örgütü ile bağlantıları araştırılmaktadır. Ergenekon davasının ardında, Türkiye'nin demokrasi ufuklarına doğru yürüyüşü vardır. Demokratikleşme ise, Kürt sorunu çözülmeden gerçekleşemez. Açılımın dışa bakan yönünde ise iki temel gerçek var. Birincisi, ABD'nin Irak'tan çıkarken Türkiye'ye olan ihtiyacıdır. ABD Hazine Bakanlığı'nın PKK'nın üst düzey yöneticilerini, uyuşturucu kaçakçısı ilan etmesi tesadüf değildir. İkincisi, bölgesinde, uluslararası arenada yeni bir Türkiye doğmaktadır. Suriye ve Irak'ta ortak bakanlar kurulu toplantıları yapılmaktadır. Küresel barış adına Medeniyetler İttifakı projesi ne kadar önemliyse, o ittifakta; laik, demokrat ve Müslüman kimliği ile giderek güçlenen Türkiye de o kadar önemlidir. Emsalsiz bir enerji koridoru haline gelen Türkiye, artık AB üyeliğinde de stratejik değerini kabul ettirmeye başlamıştır. AB'nin yetkilileri artık, "asıl bizim Türkiye'ye ihtiyacımız var" demektedirler. Adına ister statükocu güçler, isterseniz "vesayetçi bürokrasi" deyiniz, onların temel yanlışı, içeriyi ve dışarıyı yanlış okumalarıdır. Onlar için harç bitmiş, inşaata paydos deme zamanı gelmiştir. Ancak, demokrasiye doğru açılımı sabote etmek için asla vazgeçmeyeceklerdir. Millet olarak bize, DTP'nin şovlarına, terör örgütünün pozlarına, tahriklerine karşı, büyüklüğümüze yakışan bir olgunluk ve sabır gerekiyor. Yarınların Türkiye'si için en büyük teminat, makul çoğunluğun affedici asil duruşudur... Bütün oyunları, provokasyonları bozacak da bu duruştur.
<< Önceki Haber Açılım, makul çoğunluğun olgunluğuna emanettir... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER