Haberal'ı rahatsız eden soru

İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Prof. Dr. Mehmet Haberal, 'Ben burada terör örgütü kurmak, hükümeti yıkmakla suçlanıyorum. Bu suçlamalar yerine bana kurşun atılsa daha az etki yapar' dedi.

Haberal'ı rahatsız eden soru

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tedavi gördüğü İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Entitüsündeki odasından video konferans yönetemiyle çapraz sorgusu yapılan Prof. Dr. Haberal, üye hakim Hasan Hüseyin Özese'nin sorularını yanıtladı. Özese'nin tutuksuz sanık Şener Eruygur ile ne zaman tanıştığına ilişkin sorusuna Haberal, Eruygur'u Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarlığı döneminde ismen tanıdığını belirterek, daha sonra Jandarma Komutanlığı yaptığı dönemde de sadece resmi toplantılarda görüştüğünü kaydetti. Eruygur'un komutanlığı döneminde, ağaç dikme törenine bütün rektörleri olduğu gibi kendisini de davet ettiğini ifade eden Haberal, Eruygur ile bu ağaç dikme töreninde karşılaştığını, hiçbir şekilde Eruygur'un makamında görüşme yapmadığını vurguladı. Eruygur ile Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanlığı döneminde de iki kere görüştüğünü, ADD'nin düzenlediği toplantıya katıldığını dile getiren Haberal, dernek faaliyetleri dışında Eruygur ile görüşmediğini anlattı. Tutuksuz sanık Hurşit Tolon ile ne zamandan beri görüştüğüne ilişkin soruya da Haberal, Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesinin C Blokunun yapımında yaşanan problem nedeniyle Genelkurmay Başkanlığına gittiğinde karşılaştığını söyledi. Tolon'un bir özelliği olduğunu ifade eden Haberal, şöyle devam etti: ''Böbrek tranplantasyonuna başladığımızda Tolon Amerika'da ataşe olarak bulunuyormuş. O zaman Türkiye'de organ nakli yasası yoktu. 1978'de Avrupa'dan ilk kez ölen bir insanın böbreğini getirterek nakil yaptım. Sonra Amerika'dan getirttim. Yasayı çıkartmak için bu nakilleri yapmam gerekiyordu. 1979'da Organ Nakli Yasası çıktı. Tolon Amerika'dayken bu konuyla yakından ilgilenmiş. Genelkurmayda karşılaşınca, askerlere organ bağışı sistemi hakkında bilgi vermek üzere bir çalışma yaptığını söyledi.'' Özese'nin tutuksuz sanık Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün ile tanışmasına ilişkin sorusuna da Haberal, zaman zaman ATO toplantılarına katıldığını, Diyalog Grubu toplantılarında da karşılaştıklarını anlattı. PATALYA OTELİNDE HAMSİ KOKTEYLİ Haberal, hakim Özese'nin Hilafetin Kaldırılışının 80. yılı ile ilgili toplantıya katılıp katılmadığını sorması üzerine, katılmadığını bu toplantının yapıldığını da burada öğrendiğini söyledi. Davanın tutuksuz sanıklarından Erdal Şener'i tanıyıp tanımadığı sorulan Haberal, Şener'i Genelkurmay Başkanlığı Hukuk Müşaviri olduğu dönemden tanıdığını anlatarak, ''Erdal bey çeşitli yemeklerde karşılaştığım biridir. Ben Rizeliyim çocukluğumdan beri hamsiyi çok severim ve hamsiyi iyi bilirim. Ankara Gölbaşı'ndaki Patalya Oteli'nde her sene hamsi kokteyli düzenlerdim. Bu toplantıya bütün dostlarım katılırdı. Şener'le de o vesileyle karşılaştım'' dedi. Prof. Dr. Mehmet Haberal, hakim Özese'nin İlhan Selçuk'u tanıyıp tanımadığını sorması üzerine, medyadan tanıdığını, hocası Hüsnü Göksel'in arkadaşı olduğu için de görüşmüş olabileceğini anlattı. Haberal, Selçuk ile kişisel bir şey paylaşmadığını kaydetti. Özese'nin, ''Cumhuriyet TV kanalı projesinde isminiz geçiyor. Bununla ilgili çalışmalara katıldınız mı size herhangi bir teklif geldi mi?'' demesi üzerine, Haberal, bu konuda ne bilgisi ne de ilgisi olduğunu, kendisine de herhangi bir teklifin gelmediğini bildirdi. Hakim Özese'nin, gazeteci Mustafa Balbay'ı tanıyıp tanımadığı sorusuna da kendisini Cumhuriyet gazetesinin Ankara Temsilcisi olarak tanıdığını ve Kanal B'de bazı programlara katıldığını ifade etti. Balbay ile çok yakın derecede ilişkisinin bulunmadığını söyleyen Haberal, Mustafa Özbek'i tanıyıp tanımadığı sorusu üzerine de ''Özbek'i Metal İş Sendikasının Başkanı olması nedeniyle tanıyordum ancak 10 yıla yakın bir süredir kendisiyle hiç karşılaşmadım'' dedi. DİYALOG GRUBU Hakim Özese, Mehmet Haberal'a, Tuncay Özkan, Kemal Alemdaroğlu, Tuncer Kılınç, Hasan Kundakçı ve Kamran İnan gibi isimleri tanıyıp tanımadığını da sordu. Mehmet Haberal, Kamran İnan'ı, politikaya atıldıktan sonra ismen bildiğini ancak kendisiyle daha sonra ''Diyalog Grubu''nu kurmaya çalışırken tanıştığını, 2006 yılından beri de grubun yöneticisi olarak beraber olduğunu ifade etti. Hebaral'ın, Diyalog Grubu toplantılarında konuştukları tek şeyin, ülkelerine daha iyi hizmet edebilmek için yaptıkları tartışmalardan oluştuğunu anlatması üzerine Özese, ''Diyalog Grubu olarak ülkeye nasıl bir katkıda bulunuyordunuz?'' dedi. Haberal da bu soruya, ''Bu toplantılardan sonra açıklama yapılırdı'' diye yanıt verdi. Hakim Özese'nin, ''Milli Egemenlik Hareketi''nden sonra oluşturulan ''Eşgüdüm Komitesi''nin amacına yönelik sorusu üzerine Haberal şöyle dedi: ''Bu sorular çok enteresan. Bunlar bana sorulurken düşünüyorum, ülkem demokratik hukuk devleti mi yoksa başka bir şey mi... Bu, Anayasa'da hakkımız olan bir şeydir. Ben burada terör örgütü kurmak, hükümeti yıkmakla suçlanıyorum. Bu suçlamalar yerine bana kurşun atılsa daha az etki yapar. Bu bahsettiğiniz şey bir organizasyondur. Buradaki amaç, ülkemize hizmettir, bir siyasi oluşum kurabilmektir. Burada bir yönetim bir de komite kurulmuştur 18 Ocak 2008'de. Bir siyasi oluşum kurmak Anayasa'ya aykırı mı? O zaman bugünkü Hükümet de Patalya Oteli'ndeki toplantılarla aynı şuçu işledi. Bu sorular ülkeme yakışmıyor. Haberal, organ naklini Türkiye'de başlatıyor, dünyayı Türkiye'nin ayağına getiriyor, hastane açıyor, ünivesite kuruyor. Benim suçum bunlar mı?'' Tutuklu sanık Haberal'ın bu sözleri üzerine üye hakim Hasan Hüseyin Özese, ''Amacımız, anayasal haklarını sorgulamak değil, iddialara açıklık getirmektir'' ifadesini kullandı. Haberal da ''Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu sorulardan rahatsız oluyorum. Dünyayı ülkemin ayaklarına getirmişim. Dünya Organ Nakli Derneğinin binlerce üyesinin önünde açılış konuşmasını yapacaktım ama tutuklu olduğum için bunu yapamadım'' dedi. Haberal, duruşmaya verilen 10 dakikalık aradan sonra, hakim Özese'nin Aydın Gergin Mehmet Büyükçelebi ve Adnan Kılıçarslan'ı sorması üzerine bu kişileri tanımadığını söyledi. ''ADALET ALLAH'IN EMRİDİR' Prof. Dr. Mehmet Haberal, üye hakim Özese'nin bu isimleri kastederek, ''İddianamede çeşitli sayıda telefonla görüşme yaptığınız söyleniyor, bunları hatırlıyor musun?'' demesi üzerine, ''Kusura bakmayın ama iddianameyle ilgili daha fazla konuşmak istemiyorum. Bu iddianameyi sizlerin ve Türkiye kamuoyunun takdirine bırakıyorum. İddianame adeta 'Haberal hakkında suç nasıl yaratılabilir' üzerinden yazılmış. 25 yıldır görüşmediğim insanlarla örgüt kurmakla suçlanıyorum. Bunlar benim yapmadığım şeyler, bunlar kuvvetli suç şüphesi yaratmak için ortaya atılmış iddialar. Türkiye Cumhuriyeti'nin savcılarına bunları yakıştıramıyorum. Adalet yüce Allah'ın emridir. Burada yapılanlar Allah'ın emrine karşı yapılmış işlerdir'' diye konuştu. Fatih Hilmioğlu'nu tanıyıp tanımadığı sorulan Haberal, bu kişinin Hacettepe Üniversitesinden öğrencisi olduğunu söyledi. Mehmet Haberal, Hilmioğlu'nun çok değerli ve gurur duyduğu bir bilim adamı olduğunu ifade etti. ''SANKİ BİR İFTİRA REJİMİNE DOĞRU GİDİŞ VAR' Hakim Özese'nin, ''Sizde yapılan aramalar sırasında, bir 'kişiye özel' yazılı, açılmış bir zarfta Fatih Hilmioğlu hakkında yazılan isimsiz bir mektubun ele geçirilmiştir, bu konuda ne diyeceksiniz?'' sorusuna Haberal, bunun bir fitne olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: ''Sanki bir iftira rejimine doğru gidiş var. Böyle devam ederse ne ülkemizin iç sorunları ne de dışarıdaki meseleler çözülür. Çözme gücümüz kalmayacak. Bu imzasız belgeyi, emniyet güçlerimiz bir de alıp delil olarak kabul edecek, üstelik bir kopyasını bende bırakmadan... Bir kişi, sevmediği başka biri hakkında hemen emniyete imzasız bir mektup yazıyor. Bu sorunun bana sorulmasını üzüntüyle karşılıyorum. Bu son dönemde sanat oldu. Yasal olmayan imzasız, gerçek dışı belgelerle zaman geçiyor.'' AA
<< Önceki Haber Haberal'ı rahatsız eden soru Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER