Peygamberimiz Kur’ân’ı nasıl tefsir ediyor?

Yüce Allah’ın rahmet ve hikmeti, İlahî kitabı insanlara vahiy sûretiyle göndermeyi iktiza ettiği gibi, vahye mazhar olan Peygamber’in de onu bizzat açıklamasını istemiştir.

Peygamberimiz Kur’ân’ı nasıl tefsir ediyor?

Allah’ın kitabının manâ ve ahkâmını, Peygamber’in izah etmesi bundan dolayı gereklidir. Çünkü Kur’ân-ı Kerim’deki hakikatleri bize en iyi öğretecek, bizzat kendisine kitap gelen seçkin zât Hz. Peygamber’dir (sas). O, Kur’ân tefsîrinin aslı ve esasıdır. Zira Kur’ân O’na indirilmiştir. O, mutlak olarak Kur’ân’ı insanlar içinde en iyi bilen ve en iyi anlayandır. Bu bakımdan O, mübelliğdir ve tebyinle mükelleftir. Bu husus âyetlerde açık olarak belirtilmiştir. Bu sebepledir ki, Kur’ân kendisinin tefsîr edilmesini yine evvelâ kendisi istemiştir. O halde ilk tefsîr hareketi, İslâm’ın kendi bünyesinden doğmuştur. Hz. Peygamber (sas) tebliğ ve tebyinle mükelleftir, çünkü tebliğ, peygamberliğin esaslarından biridir. Tebliğsiz peygamber olmaz. Bu bakımdan Kur’ân-ı Kerim’de gerek Hz. Peygamber’e ve gerekse diğer peygamberlere âit tebliğ emirleri çok fazladır. “Ey peygamber, sana Rabb’in tarafından gönderileni herkese bildir. Böyle yapmazsan peygamberlik vazifeni yapmamış olursun. Allah seni insanlardan korur”. (Mâide, 5/67) İşte bu âyet-i kerîme de tebliğin peygamberlik vazifesinin esası ve peygamberin bu vazifeyi yapmakla mükellef olduğunu beyân etmektedir. Hz. Peygamber’in tebliğ edeceği şeyi, herkesten iyi bileceğinde şüphe yoktur. Bu bakımdan Kur’ân-ı Kerim tefsîri denilince, ilk olarak akla Hz. Peygamber gelir. Zira tebliğ iki şekilde yapılır: Birisi, risâleti yani Kitab’ı tebliğ, diğeri de mânâlarını açıklamak ve bildirmektir. Burada, konuyla ilgili birkaç âyeti hatırlatmakta fayda var: “Biz sana da Kur’ân’ı indirdik. Ta ki insanlara, kendilerine ne indirildiğini açıkça anlatasın ve ta ki insanlar da iyice fikirlerini kullansınlar”. (Nahl, 16/44) “Sonra onu açıklamak da, bize aittir.” (Kıyâme, 75/19) Bazı âlimlere göre buradaki “açıklamak”tan murat, Hz. Peygamber’in tebyîn ve tefsîr etmesidir. Kur’ân’ın en sağlam müfessiri yine Kur’ân’dır. Çünkü bazı âyetler, diğer bazılarını tefsir eder. Kur’ân’ın Kur’ân ile tefsirinden sonra, onun ilk müfessiri Hz. Peygamber’dir. Onun için tefsirde, hadislerden müstağnî olmak söz konusu değildir. Hz. Peygamber’in tefsirinin nitelikleri Hz. Peygamber’in tefsîri, Kur’ân’ın mücmel olan âyetlerini tafsîl, umumî hükümlerini tahsîs, müşkilini tavzih, neshe delâlet etme, müphem olanı açıklama, garip kelimeleri beyan etme, tavsif ve tasvir ederek müşahhas hale getirme, edebî incelikleri muhteva eden âyetlerin maksudunu bildirme gibi belli başlı kısımlarda toplanabilir. Ahkâma, âhiret ahvaline, kısas ve ahbâra ait bazı hususlar vardır ki, Kur’ân’da zikredilmezler. Bunların tefsîri Peygamberimiz’e bırakılmıştır. “Biz sana da Kur’ân’ı indirdik. Tâ ki insanlara, kendilerine ne indirildiğini açıkça anlatasın” (Nahl, 16/44.) âyetiyle, Hz. Peygamber açıklamakla mükellef kılınmıştır. Sünnet, Kur’ân’ı iki şekilde beyân eder. Birincisi, Kitap’taki mücmel beyândır. Meselâ, namaz vakitleri, zekâtın miktarının beyânı gibi. İkincisi ise Kitap’ta bulunmayan bir hüküm koyar. Zira Kur’ân, “Hz. Peygamber’e itaatin, ancak Allah’a itaat olduğunu” (Nisâ/4/80) ve “O’nun heva ve hevesine göre konuşmayacağını” (Necm, 53/3) ve “Peygamber size ne getirdi ise onu alınız, sizi neden nehyetti ise ondan çekininiz” (Haşr, 59/7), keza “Allah ve Peygamber’i bir işe hükmettiği zaman gerek mümin olan bir erkek gerekse mümine olan bir kadın için işlerinde kendilerine muhayyerlik yoktur. Kim Allah’a ve Resûl’üne isyân ederse muhakkak ki o apaçık bir sapıklık yoluna sapmıştır” (Ahzâb, 33/36), şeklinde beyân buyurmaktadır. O halde Kur’ân’da bulunmayan bir mesele hakkında Hz. Peygamber’in bir sünneti varsa, bu sünnet hüküm makamına kâim olarak, o meseleyi farz veya haram kılabilir. Hz. Peygamber’in (sas) Kur’ân’ı tefsîr ettiğini, muhtelif hadis mecmualarındaki rivâyetlerden öğrenmekteyiz. O’nun bu tefsîri, hadis mecmualarının “Kitâbu’t- tefsîr” bölümünü oluşturmuştur. Resûlullah Efendimiz’in (sas) tefsîri daha ziyade sahâbe sorularına cevap verme şeklinde gerçekleştiği için, her şeyin kendisine sorulamadığı düşünülürse tefsîrinin de azlığı söylenebilir. Gerçekten de hadis mecmualarındaki Hz. Peygamber’in (sas) tefsîrine ayrılan kısımlar, tefsîr kitaplarındaki tefsîrlere göre azdır. Fakat yine muteber hadis kitaplarında Hz. Peygamber’in (sas) gerektiğinde âyetleri tefsîr ettiğini gösteren ve bir bölüm oluşturacak sayıya ulaşan hadisleri mevcuttur. Böylesi önemli bir konuda bugüne kadar ne Arapça ne de Türkçe olarak müstakil bir eser ele alınmamıştır. Bu itibarla, değerli Hocam Suat Yıldırım’ın “Peygamberimiz’in Kur’ân’ı Tefsiri” adlı kitabı, bu temas ettiğimiz konuları çok daha geniş bir şekilde ele alıyor. Prof. Dr. Suat Yıldırım, bu çalışmasıyla, az önce temas ettiğimiz bakir bir alana giriyor. Peygamber Efendimizin Kur’an-ı Kerim’i tefsir şekilleri hakkında geniş bir bilgi verdikten sonra, Peygamberimiz’in tefsir ettiği ayetlerle ilgili rivayetleri derli toplu bir şekilde istifademize sunuyor. Muhterem hocamızın kitabını iki bölümde ele alabiliriz. Birinci bölümde, Peygamber Efendimiz’in tefsir şekillerini ele almış. O’nun (sas) tefsir şekillerini sadece zikretmekle kalmamış, ayrıca her şekle birkaç örnek vermiş. Bununla beraber, kitabının ikinci kısmında, Fatiha sûresi’nden Kur’an’ın son suresi Nâs sûresi’ne kadar, bütün surelerde, Peygamber Efendimiz’in tefsir ettiği ayetler varsa, onunla ilgili rivayetleri zikretmiş. Yıldırım, kitabının giriş bölümünde ‘Kur’an-ı Kerim’in tefsirine duyulan ihtiyaç’ konusu üzerinde durmuş. Birinci bölümde araştırmasına esas teşkil eden Hz. Peygamber’in Kur’an’ı Açıklamasına Dair Belli Başlı Meseleler başlığı altında bu konuda temel sayılacak birçok konu, geniş bir şekilde ele alınıyor. Bu konular gereklidir. Zira Peygamberimiz’in yaptığı tefsiri incelemeye başlarken, her şeyden önce; O’nun (sas) Kur’an’ı tefsir etme vazifesi ve değeri, tefsire muhtaç olan ve olmayan ayetler, ne kadar ayeti tefsir ettiği gibi konuların bilinmesine ihtiyaç vardır. İkinci bölümde muhterem hocamız, Hz. Peygamber’in tefsirine vesile teşkil eden durumları birer birer örnekleriyle ele almış: Peygamberimiz’in ayeti okuyarak kendiliğinden tefsir yapması, ayet hakkında sual açtıktan sonra ayetin manasını açıklaması, sorulan sorulara cevap vererek tefsir yapması, hadislerin sonunda ayet okumak suretiyle ayetleri açıklaması vb. konulara temas etmiş. Üçüncü bölümde ise Hz. Peygamber’in (sas) tefsirinin belli başlı kısımlarına dair misaller yer alıyor. Misaller sahih veya makbul rivâyetler arasından seçilmiş. Bu bölüm bir bakıma Peygamberimiz’in ayetleri nasıl tefsir ettiğini misalleriyle okuyucuya açık bir şekilde gösteriyor. Bir bakıma dördüncü bölüm, bir bakıma da bu değerli kitabın ikinci kısmı diyebileceğimiz bölümde ise sûre sırasına göre Peygamberimiz’den tefsir rivayetleri yer alıyor. Bu bölümde değerli hocamız, bütün surelerde, Peygamber Efendimizin (sas) tefsir ettiği ayetlerle ilgili rivayetleri zikrediyor. Büyük bir boşluk doldu Bunları ifade ettikten sonra elinizdeki bu çalışmanın önemli katkılarından birine geçmek istiyorum: Peygamber Efendimiz’in ayetleri tefsiri, her ne kadar hadis kitaplarında zikredilmiş olsa da, geniş halk kitlelerinin bunlardan istifade etmesi zordur. Zira hadis kitaplarının çoğu Türkçeye tercüme edilmediğinden, ayrıca hepsini elde etme ve araştırma zor olduğundan, hem de her hadis kitabında sadece belli ayetlerin tefsiri bulunduğundan, hocamız birçok hadis kitabını tarayarak bu rivayetleri derli toplu bir şekilde okuyucunun istifadesine sunmuş. Ayrıca hocamız, Peygamberimiz’in tefsir ettiği ayetlerin zikredildiği rivayetlerin kaynaklarını göstermiş ve tartışmalı olan rivayetler hakkında da bilgi vermiş. Şu kesindir ki, “Hz. Peygamber’in (sas) Kur’an’ı açıklamasına dair, bu hudutları aşan geniş çerçeveli bir tetkike rastlamadığımız için bu mevzuu ele almaya karar verdik.” diyen hocamızın bu eserinde okuyucular öğrenecekleri çok şey bulacak, Kur’ân âleminden önlerinde yeni ufukların açıldığını göreceklerdir. Çünkü yine müellifin ifadesine göre bu çalışmanın gayesi: “Kur’an’ı açıklama vazifesinin Allah tarafından kendisine verildiği Hz. Peygamber’in (sas), onu nasıl tefsir ettiğini ortaya koymaktır.” Prof. Dr. Suat Yıldırım hocamızın bu çalışmasının Kur’an tefsiri alanında ciddi bir boşluğu dolduracağına inanıyorum. DAVUT AYDÜZ - Kitap Zaman'ı
<< Önceki Haber Peygamberimiz Kur’ân’ı nasıl tefsir ediyor? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER