Basında derbi yorumları

Beşiktaş , konuk ettiği lider Galatasaray'ı Mert Nobre'nin golüyle 1 - 0 yenerek hem 137 hafta sonra liderliğe yükseldi hem de Galatasaray'ı liderlikten indirdi.

Basında derbi yorumları

AHMET ÇAKAR: BEŞİKTAŞ HAK ETTİ (SABAH) Yüzyılın ligine hoş geldiniz. Asıl lig şimdi başlıyor. Bundan sonrası can pazarı. Dün gece Beşiktaş kazandı ve artık Sivasspor da dahil her takımın şansları birbirine çok yaklaştı. Beşiktaş dün gece niye mi kazandı? Cevap çok açık: Taktik anlayış ve Nobre farkı. Bu arada Beşiktaş, Galatasaray'ın kanatları da kullanmasına izin vermedi. Kısaca "Ben umudumu uzun toplara bağlayacağım, ama seni hiçbir şekilde oynatmayacağım" der gibi, bir futbol ortaya koydu Beşiktaş ilk yarıda. Gelelim hakem Bünyamin Gezer'e. Birkaç pozisyon dışında mükemmel yönetti. Ama bir pozisyon var ki, sonucu mutlak etkileyecek cinsten. Son dakikalarda Ümit Karan'a İbrahim Kaş tarafından yapılmış bir hareket var. Olay çok net bir taban ve bu taban Ümit Karan'ın bedeninin sol yanına çok net temas ediyor ve hareket çok kritik bir yerde.Ceza alanı çizgisinin hemen üzerinde veya bir karış dışında. Delgado'nun gole giderken verilen ofsayt kararı da yanlıştı. ÖMER ÜRÜNDÜL: İNANAN KAZANDI (SABAH) Beşiktaş dün gece ikinci devredeki etkili ve mücadeleci futbolu ile çok önemli bir üç puanın sahibi olarak ligin zirvesine oturdu. Sıralamada da dört takım arasında nefes nefese, inanılmaz bir şampiyonluk yarışı şekillendi. İlk devrede günümüz futbolunun kritik derbilerdeki ilkesi olan, karşılıklı kontrol anlayışını izledik. İki takım da öncelikle birbirlerinin oyununu bozma gayreti içindeydi. Bu şekilde alanlar kapatıldı, ofansif girişimler kısır kaldı. Ardından da seyircisiyle bütünleşerek müthiş bir moralle mücadele etmeye başladılar. Beşiktaş, defansını iyi kapadı; risk alan rakibi karşısında çok etkili kontrataklar yaptı. Ancak işi garantiye alacak golleri ise kaçırdılar. Doğal olarak da son dakikalarda yoğun bir Galatasaray baskısına maruz kaldılar. Ama Beşiktaş iyi direnerek, skor avantajını korumayı başardı. Karşılaşmanın hakemi Bünyamin Gezer müthiş kondisyonu ve konsantrasyonu ile maçı çok iyi götürdü. Yalnız Beşiktaşlı İbrahim Kaş'ın Ümit Karan'a yaptığı kontrolsüz hareket, bence penaltıydı. KAZIM KANAT: BU BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON OLUR (SABAH) Şampiyon adaylarının, şampiyonluk maçının heyecanı çok yüksek ama futbol kalitesi skandal! Derbiyi ikiye ayıralım. Nobre'nin kafa golünden önceki 60 dakikalık futbol; 1-Yenilme korkusu ile kalelerini savundular. 2-Yakaladıkları her topu ileri şişirdiler. 3-Orta sahada kaybettikleri toplar yüzünden, futbolu tenis maçına çevirdiler. 4-Organize ve çalışılmış gol pozisyonu yaratamadılar. 5-Sağlam ve Feldkamp ise maçın kalitesini ve skorunu değiştirmek için risk almadılar. Son 30 dakikalık futbolu bakarak ve inanarak şunu yazıyorum; Bu Beşiktaş bu sezon şampiyon olur! Kim iyi oynadı derseniz elbette Holosko derim. Önüne atılan her topu ceza alanına kadar taşıdı. Topu ayağında tutarak Nobre'nin gelmesini bekledi. Song-Çetin ikilisinin arasında dans etti. Beşiktaş'ta maçın kaderini değiştiren oyuncu kim derseniz elbette Rüştü Reçber derim. Savunmayı mükemmel yöneterek Şükür-Karan ikilisinin yüksek toplarda etkili olmasını önledi . LEVENT TÜZEMEN: YORGUN DÜŞTÜLER (SABAH) ... Kalli'nin tercih ettiği kadro kağıt üzerinde dengeliydi. Hem savunma hem de hücum yönünde oyuncular vardı. Beşiktaş'ın zayıf karnı, orta sahası ile Toraman'dı... Ama Beşiktaş savunması ileri çıkmıyordu. Rakibe geniş alan bırakmıyordu. Topa daha çok hakim olan, hücumu düşünen G.Saray'dı. Ancak fizik güç yetersizliğinin yanı sıra düşünceler yorgundu ve paslar yerini bulmuyordu. Özellikle Sabri-Barış ikilisi topu kullanma konusunda kekemeler gibi hareket ediyor, sürekli top kaybediyordu. Sabri ileri gittiğinde geri dönemiyordu. Gol G.Saray'ın oyun disiplinini bozdu. Kalli takım dağıldıktan sonra Nonda'yı oyuna aldı, çıkan Hakan Balta değil maç boyu dökülen Sabri veya Barış olmalıydı. Beşiktaş derbiye iyi hazırlanmıştı. Taraftarın, "Lider geliyor lider" tezahüratlarıyla motive ettiği Beşiktaş, Holosko'nun yıldızlaştığı maçta liderliğe hakkıyla oturdu. Öğrencisi Uğur Tütüneker'den sonra 1992 model formsuz Kalli, bir başka öğrencisi olan Ertuğrul Sağlam'a da mat oldu. BÜLENT TULUN: YÖNETİM ZAAFI! (FOTOMAÇ) Son iki maçta daha doğru işler yapmaya başlayan Feldkamp, bu karşılaşmaya da ideale yakın bir kadro ile çıktı. İşleri fazla karıştırmadan sahaya sürdüğü 11 gerçekten de ilk 45 dakikada epeyce doğru işler yaptı. Fenerbahçe ile oynanan kupa maçındaki tuhaflık; yani Serkan Çalık'ın stoperde oynaması gibi, Beşiktaş derbisinde de Nonda ön libero oynadı. Sabri'nin yerine giren Barusso'nun ise nerede oynadığı belli değildi. Son 10 dakika Servet ikili arkası görev yaptı. Üst taraf iyice karıştı, biraz da heyecanlandı. Bunlar aslında Turkcell Süper Lig'in kalitesi açısından pozitif bir durum. Maçın hakemi Bünyamin Gezer, kendine göre oldukça iyi bir derbi yönetti. Sonuca tesir eden en önemli yanlış kararı 84. dakikada ceza sahası içinde Ümit Karan'a yapılan net fauldü ki bu pozisyon penaltıydı. Bulunduğu yer itibariyle bu pozisyonu görmemesi mümkün değildi. Ama kabadayı görüntüsüne rağmen yüreği bu pozisyonu değerlendirmeye elvermedi. Farklı diye baktığım bir hakem galiba başka kategoride. TANJU ÇOLAK: YORGUN SAVAŞÇI (FOTOMAÇ) Süper Lig'de 4 hafta önce ele geçirdiği liderlik koltuğundan inmek istemeyen Galatasaray, Fenerbahçe'yi kupadan elemenin moraliyle çıktığı bu derbide yara almadan temkinli oynayarak, liderliğini sürdürmek amacındaydı. İki takım da maça kontrollü başladı. İkinci yarı bu olumsuz görüntü 'iyi oyuna dönüşür' diye bekledik. Nitekim Beşiktaş atakları arttı. Galatasaray'da Sabri ileri çıkıp geri dönüşte ağır kalınca, bir de buna defansif kademe eksiği eklenince Beşiktaş korner kazandı. 55 dakika uyuyan dev uyandı. Delgado'nun kullandığı köşe vuruşuna ön direkte Nobre çok iyi yükseldi ve rahat sayılabilecek bir pozisyonda kafayı vurarak gol yaptı. Beşiktaş'ın bu golle kendine güveni arttı ve kanatları kullanma oranı yükseldi. Dün gecenin diğer galibi Beşiktaş seyircisiydi. Çok iyi organize olmuştu ve çoşkuluydu. Türkiye'de taraftar deyince herkesin aklına Beşiktaş geliyor. İLKER ATEŞ: TEPEDEN BAKIŞ (FOTOMAÇ) Tam 137 hafta sonra Beşiktaş zirveye bayrağını dikti. Peki galibiyeti hak etti mi? İnanın maçın ilk yarısına derbi demek için bin tanık çağırmak gerekirdi. Siyah-beyazlı takımın sabıkalı savunmasının her an hata yapması bekleniyor ve bu bölgede oynayan oyuncular da beklentiyi haklı çıkarıyordu. Çünkü savunmadakiler her hava topunu bilinçsizce ileriye gönderiyor ve bunlar çoğunlukla Galatasaraylı futbolcuların ayaklarına gidiyordu. Tribünler o unutulmaz Liverpool maçının atmosferini yaratmak için hazır bekliyordu. Ancak Beşiktaşlı futbolcuların savunmayı toparlama telaşları tam 45 dakika sürünce derbinin bu sevimsiz ilk yarısı golsüz kapandı. Eğer aynı futbol ikinci yarıya yansıyacaksa maçın başladığı gibi biteceği kesindi. Beşiktaş uzun ince yolda kazanması gereken maçlardan ilkini kazandı. Hem de hak ederek kazandı. Bu fikstür avantajını böyle devam ettirirse liderliğin şampiyonluğa dönüşmesi kesinlikle sürpriz olmaz. Beşiktaş yıllar sonra lige tepeden bakıyor. KANAT ATKAYA: FELDKAMP BJK'Yİ İYİ MOTİVE ETTİ (HÜRRİYET) İlk yarı Galataray'ın gönlüne göre; "hep beraber, tam beraber" şeklinde geçen, tansiyonu düşük, futbol kalitesi ortalamanın üstünde bir maç şeklindeydi. Bir nevi orta sahada G.Saray'ın sağıyla Beşiktaş'ın solu arasında bilek güreşi gibiydi. İki taraf da orta sahayı aşıp rakibin verimli boş alanlarına doğru açılmak (Bunu Beşiktaş daha çok amaçladı ve başarılı oldu) isteğindeydi fakat aşırı bir zorlama yoktu. Kalli'nin ünlü boks maçı örneğinden yola çıkarsak, ilk yarı Uzaylılar Boks Konseyi tarafından bile "hakem kararıyla berabere" şeklinde tescil edilirdi. Herr Feldkamp'ın tepkisi ne oldu? Hakan Balta'yı oyundan aldı, Arda'yı sol tarafa çekti, Nonda'yı da Arda'nın yerine yönlendirdi?! Nonda'nın pas verirkenki el kol hareketleri "Benim burada ne işim var" der gibiydi. Sonra Barusso girdi filan... Bir gün evde maç seyrederken Herr Feldkamp'ın yardımcısı Bay Ahmet kapıya gelip "Hoca seni çağırıyor, forvet oynayacaksın!" derse şaşırmam artık. Beraberlik kovalarken tökezleyip düştü G.Saray. İki haftada avantajını kaybetti, kendine yeni ve zorlu bir rakip yarattı. Beşiktaş'ı şampiyonluk havasına Ertuğrul Sağlam bu kadar iyi sokamazdı. İLHAN SÖYLER: KALLİ'NİN ESERİ (HÜRRİYET) ... Kalli ise takımı aynı felsefe ile sahaya sürünce Beşiktaş'ın ekmeğine yağ sürdü. Savunmada bir tank gibi her topu savuran Servet ve Song'da kontrolü bir anda kaybedince Nobre 'Aman bunu değerlendirmeliyim' diyerek keyifsiz geçen derbiye heyecan kattı. Kalli'nin aklı golü yedikten sonra başına geldi. Halbuki Nonda'yı zora düşmeden sahaya sürmeliydi. Yukarıda futbolcular için yazdıklarım teknik adamlar için de geçerli. Bir teknik adamın oyuncuları gibi oyunu hızlı okuması ve değişiklikleri hızla yapması şart. Eğer bunu yapamıyorsan, cezanı çekersin. Çünkü futbol hata kabul etmez. Beşiktaş'ın orta sahası ve defansındaki kopukluğu neredeyse ligdeki bütün takımlar biliyor. Üstelik dünkü derbide ön libero Cisse de yok. Ama Kalli saldırmak yerine, rakibi sadece uyutmayı tercih etti. Beşiktaş ilk yarı uyudu ama daha sonra uykudan kalkınca faturayı Kalli'nin G.Saray'ına anında kesti. Önce Kasımpaşa maçı, sonra Beşiktaş derbisi. G.Saray, şampiyonluktaki rakibi Fenerbahçe'nin altın kasede sunduğu fırsatları bir bir geri çevirdi. Hal böyle olunca aradan Beşiktaş sıyrıldı.Bana göre Feldkamp takımını İnönü'ye sadece 1 puan için getirdi ve eli boş döndü. Ancak Kalli kolay gol yiyen Beşiktaş'a karşı kazanmayı düşünerek sahaya çıksydı, İnönü'den mutlu ayrılabilirdi? Yani kendi etti, kendi buldu. TURGAY ŞEREN: BEŞİKTAŞ HAKKIYLA (AKŞAM) Galatasaray dün akşam karşısında hiç beklemediği bir Beşiktaş buldu. Beşiktaş'ın orta sahasında oynayan futbolculardan özellikle defansın önünde ön libero oynayan İbrahim Toraman ve arkadaşları Galatasaray'ın orta sahasını yok ettiler. Ne zamana kadar diye sorarsanız ta ki son on dakikaya kadar. Feldkamp baktı ki maç gidiyor, Nonda'yı oyuna üçüncü santrfor olarak soktu. Ama unuttuğu bir şey vardı, Nonda üç gün önce Fenerbahçe karşısında Hakan Şükür ve Ümit Karan'ın yanında maça girdi. Ancak rakip sekiz kişiydi, ama dün akşam maç son dakikaya kadar onbire-on bir oynandı Feldkamp..! Beşiktaş lider oldu. Ankaragücü karşısında hiç oynamayan Fenerbahçe, Beşiktaş'a iki puan verdi. Siyah-Beyazlı ekip bileğinin hakkıyla da Galatasaray'dan üç puan kopardı. DENİZ GÖKÇE: YENİ LİDER BEŞİKTAŞ (AKŞAM) Beşiktaş ile Galatasaray arasındaki dün akşamki derbinin temel özelliği her iki takımın da ideal kadrodan uzak olmasıydı. Beşiktaş sakatlar nedeniyle, İbrahim Toraman'ı orta alana alıp, geride sakat Gökhan'ı oynatırken, İbrahim Kaş ve Baki'yi de kadroya dahil etmişti. Galatasaray son dönemde oldukça genç bir kadroyla oynadığından, bütün rakiplerini orta alanda presle durdurmaya çalışıyor. Bu maçta da Barış, Mehmet Topal, Arda ve Hakan Balta'dan oluşan orta dörtlü; hücumdan daha fazla, presi düşününce, Beşiktaş'ı bir ölçüde orta alanda durdurmuş oldu. Ancak Galatasaray da ilerde çoğalıp pozisyon üretemedi. Kalli, maçı kurtarmak için tuhaf bir değişiklik yaparak Nonda'yı orta sahaya alıp, Arda'yı sol açığa geçirirken, Beşiktaş'ta ise Ali Tandoğan sağ kanatta, Holosko da sol kanatta Galatasaray'ı zor durumda bırakan oyuncular oldu.
<< Önceki Haber Basında derbi yorumları Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER