İstanbul’da anahtar yine Kürt seçmende mi?

Türkiye’de 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlerde sonucu en çok merak edilen kent yine İstanbul.

SHABER3.COM

1994 yılındaki yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesiyle siyasi yolculuğuna başlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son 30 yılda sadece 2019 yılındaki seçimlerde İstanbul başta olmak üzere önemli bazı şehirleri kaybetti.

Cumhurbaşkanı “Bizimkisi bir aşk hikayesi” diye tarif ettiği İstanbul’u geri almak için ne kadar istekli olduğunu 28 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı 2. Tur Seçimleri’nden sonra Kısıklı’daki evinin önünde yaptığı ilk açıklamada “2024'te İstanbul'u da yerel seçimlerde kazanmaya hazır mıyız? Öyleyse durmak yok, çok çalışacağız” diyerek ortaya koymuştu.

Bayraktar, Yerlikaya, Göksu, Turan üzerinde konuşulsa da aday Murat Kurum oldu

CHP’nin adayının Ekrem İmamoğlu olduğunun kesinleşmesinin ardından AK Parti kulislerinde Erdoğan’ın damadı ve Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan gibi isimler konuşulsa da eski Çevre ve Şehircilik Bakanı ve İstanbul milletvekili Murat Kurum’da karar kılındı.

Murat Kurum, İstanbul milletvekili olsa da hayatının büyük bir kısmını önce öğrenci, sonra bürokrat ve bakan olarak geçirmiş bir siyasetçi.

2019 seçimlerini Ankara’da AK Parti adayı Mehmet Özhaseki’nin CHP’nin adayı Mansur Yavaş’a karşı kaybetmesini bugünün Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın Kayserili olmasına bağlayan çevreler, bu seçimde de İmamoğlu’nun karşısına İstanbul’da sadece üç yıl geçirmiş Murat Kurum’un aday olarak tercih edilmesini sorguluyor.

Derya Kömürcü: “Murat Kurum’un zayıf bir aday olduğunu düşünmüyorum, olası deprem avantajı”

Yöneylem Araştırma Genel Müdürü Derya Kömürcü, Murat Kurum’un zayıf bir aday olduğu iddialarını reddediyor.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Dr. Kömürcü, “Önümüzdeki seçim eğer sadece siyasi eksende yürütülen ‘terörle işbirliği yapıyorlar’ tarzı bir siyasi tartışmanın ötesinde belediyecilik üzerinden, hizmet üzerinden dönecekse Murat Kurum'un çeşitli avantajları olacaktır. Hem 6 Şubat depremlerinin ardından Türkiye'nin içine girdiği durumdan kaynaklı hem de İstanbul’da olası depremle ilgili olarak Murat Kurum, seçmenlere hitap edebilecek bir figür. Bu anlamda Murat Kurum’un zayıf bir aday olduğunu açıkçası düşünmüyorum” dedi.

“Kurum, Erdoğan’ın kendisine ya da işaret edeceği adaya rakip olmayacak biri, bu yüzden tercih edildi”

Kömürcü, AK Parti’nin Kurum tercihinin Erdoğan’ın siyasi geleceğine ilişkin düşüncesini de ortaya koyduğunu düşünüyor.

“Eğer mesela Selçuk Bayraktar aday gösterilseydi bu Erdoğan’ın gelecekteki veliahtının kim olduğuna dair bize güçlü bir işaret verecekti. Kurum, Erdoğan’ın son derece güvenebileceği, ileride kendisine ya da kendisinin işaret edeceği siyasi figürlere rakip olmayacak, bürokrat nitelikli birisi. Murat Kurum’un bu yüzden tercih edildiğini düşünüyorum. Ekrem İmamoğlu’nun önümüzdeki belediye başkanlığı seçimindeki esas rakibinin Erdoğan olacağını biliyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'u bir kez daha kaybetmemek için elinden gelen her şeyi yapacaktır.”

Azad Barış: “Erdoğan daha güçlü bir adayla sahaya inmek istiyordu”

Bir dönem HDP’nin genel başkan yardımcılığını üstlenen Spectrum House Düşünce ve Araştırma Genel Direktörü Azad Barış ise Murat Kurum’un eldeki en güçlü aday olmadığı ve Erdoğan’ın onun adaylığına onay vermek durumunda kaldığı iddiasında.

VOA Türkçe’nin konuştuğu Dr. Barış, “Sahada son dönemde Ali Yerlikaya ismi öne çıkıyordu. Murat Kurum tali duruma düşmüştü. Mevcut Fatih Belediye Başkanı da ortaya çıktı. İstanbul, Erdoğan için neredeyse cihatla eş değer bir seçim. Bu bize bir şey gösteriyor. AK Parti içinde sanıldığı gibi her şey bir yerden artık karara bağlanmıyor. Erdoğan sonrası sürecin tartışmaları çoktan başlamış ve İstanbul'un adayıyla birlikte bence netlik kazandığı görülüyor. Çünkü kolektif yahut da ortak bir rızayla aday çıkmadı. Erdoğan'a rağmen bu adayın çıktığını düşünüyorum. İstanbul’da iki kez İmamoğlu’na (karşı) kaybeden Erdoğan tabii ki kendisi sahaya inecek ama daha güçlü bir adayla sahaya inmek istiyordu bence ama engellendi” ifadelerini kullandı.

İstanbul seçimlerinin ana temasının deprem olmayacağını düşünen Spectrum House yöneticisi, Kanal İstanbul projesini Kurum’la hayata geçirmenin diğer AK Parti’li aday adaylarına göre daha kolay olacağı kanaatinde.

“Yüzde 5 civarında oy alacak bir DEM Parti adayı seçimin İmamoğlu’nun elinden kaymasına sebep olabilir”

Hem Derya Kömürcü hem de Azad Barış, İmamoğlu’nun Kurum’a göre yarışa önde başladığında hemfikir.

İkisi de, CHP’nin dağılan Millet İttifakı’ndaki ana ortağı İYİ Parti’nin bu kez destek vermemesinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın seçilme şansını azaltmayacağını düşünse de HDP’nin yerine seçime girecek DEM Parti’nin aday çıkarmasının İmamoğlu’na darbe indireceğini düşünüyorlar.

Kömürcü, “Mevcut başkanlar her zaman avantajlıdır. İmamoğlu önde başlıyor. Dolayısıyla favori denmese bile avantajlı konumda. Ama İstanbul’daki seçimde insanlar siyasi kamplarına göre oy kullanacaklar. Burada esas kritik olan DEM Parti seçmeni. Onların parti aidiyetleri çok daha yüksek olduğu için aday çıkarmaları durumunda bunun İmamoğlu’na ciddi oranda zarar vereceğini sahada yaptığımız araştırmalarda görüyoruz. Güçlü ya da zayıf figür önemli değil. Yüzde 5 civarında oy alacak bir DEM Parti adayı seçimin İmamoğlu’nun elinden kaymasına sebep olabilir. Çünkü aradaki fark öyle yüzde 5’lerin üzerinde gözükmüyor” dedi.

14 Mayıs’taki seçimlere Yeşil ve Sol Parti adıyla giren DEM Parti yüzde 8,13 oy almıştı.

“İmamoğlu’nun ‘İstanbul ittifakı’ ile ‘kent uzlaşısı’ söyleminin ortaklaşabileceği işaretini alıyorum”

Geçtiğimiz Aralık ayında DEM Parti’nin İstanbul’da düzenlediği toplantıda eş başkanlar Tuncer Bakırhan ve Hülay Hatimoğulları VOA Türkçe muhabirinin sorusu üzerine CHP’nin kendileri ile kurduğu kapalı ilişkinin yetersiz olduğunu söyleseler de batı illerinde “kent uzlaşısı”na önem vereceklerinin altını çizmişlerdi.

Önceki gün Tuncer Bakırhan’ın, partisinin Antalya’da yapacağı toplantı için CHP’li büyükşehir belediye başkanı Muhittin Böcek’in salon vermemesini sert şekilde eleştirmesi iki parti arasındaki köprülerin atıldığı yorumlarına neden oldu.

Ancak Azad Barış bu görüşe katılmıyor.

Spectrum House Düşünce ve Araştırma Genel Direktörü, “Antalya'da Türkiye'nin üçüncü büyük partisine bir salon verilmiyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin kazanılmasında en az İstanbul kadar önemli rol oynayan, hatta daha kritik bir rol oynamış bir partiye vermiyorsunuz. Dolayısıyla bu siyasal rejimin ötekileştirme ve terörize etme siyasetinin bir dışavurumu olarak okundu. Ama mesela aynı şey Mersin için geçerli mi? Değil. Yaptığımız araştırmalara göre, Kürt seçmen oradaki belediye başkanından memnun. İstanbul için de aynı şey geçerli. İmamoğlu devlet kodları dışında hareket etmeyi seven biri. İmamoğlu’nun ‘İstanbul ittifakı’ ile ‘kent uzlaşısı’ söyleminin ortaklaşabileceği işaretini alıyorum” dedi.

İstanbul İttifakı kapsamında Esenyurt’ta CHP-DEM Parti arasında mutabakat arayışı olabilir mi?

Tutuklu bulunan HDP’nin eski eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın bu aşamada İstanbul’dan adaylığını çok olası görmeyen Azad Barış, iki muhalefet partisinin işbirliği çerçevesinde özellikle Esenyurt’ta CHP ile DEM Parti arasında başka türlü bir mutabakat arayışı aranabileceğini söyledi.

Barış, “Kürt seçmenin en yoğun yaşadığı Esenyurt’ta demokratik ortaklaşma olmadan seçimi almak mümkün değil” dedi.

2019 seçimlerinde CHP’li aday Kemal Deniz Bozkurt yüzde 51 oyla seçimi kazanırken oyların yüzde 11’i HDP seçmenden gelmişti.

14 Mayıs 2023 Genel Seçimleri’nde ise İstanbul’un en kalabalık ilçesinde CHP 23,7 HDP ise 18,7 oy almıştı.
<< Önceki Haber İstanbul’da anahtar yine Kürt seçmende mi? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER