İşte Erdoğan ve Putin’i bir araya getiren motivasyonlar

Samanyoluhaber.com yazarı Rusya Uzmanı Arif Asalıoğlu, hiç bir somut sonuç çıkmayan Erdoğan Putin görüşmesini analiz etti

SHABER3.COM

ARİF ASALIOĞLU 

Erdoğan ve Putin’i Soçi’de bir araya getiren motivasyonlar

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün Rusya’nın Güney kenti Soçi’de bir araya geldiler. İkili arasında son görüşme bir yıl önce yine Soçi’de olmuştu. Geçtiğimiz Ağustos ayının ilk Cuma günü Erdoğan, Rus liderin Türkiye'ye ziyaretinin ağustos ayı içerisinde gerçekleşeceğini ifade etmiş fakat bu bir türlü bu birliktelik olmamıştı. Devletler arası mütekabiliyet şartları gereği Rus liderin Türkiye’ye gelmesi gerekirdi. 
İki ülke liderinin karşılıklı mutabakatı olmadan böylesi bir görüşmeyi ilan etmek elbette ki mümkün değil. Demek ki değişen bir şeyler oldu. Mayıs ayında gerçekleşen seçimler öncesi Moskova ile Ankara arasında sıkı iletişim vardı ve sanki Rusya bütün imkanlarıyla Erdoğan’ın kazanması için seferberdi. Ancak pragmatik refleksler ortaya koyan Erdoğan gerçeği, onları bir kez daha yanılttı. Aslında bu durum Soçi görüşmesine de yansıdı. Zira öncesinde, geçen hafta, Moskova’da gerçekleşen Dışişleri Bakanı hakan Fidan’ın diplomasi çabası sonuca çok etki etmedi.  
Son dört beş yıldır, kendi eseri, ekonomi ve iç politika sorunlarıyla boğuşan Erdoğan özellikle seçim sonrasında hiçbir şey olmamış gibi Bat’ya gülücükler dağıtmaya başladı. Batı eksenli kabine oluşturuldu. Batı’da bilinen ve referansları olan bakanlar iş başına getirildi. AB ile müzakerelere devam denildi. Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine onay verildi. NATO zirvesi yolunda, ‘Ukrayna’da NATO üyesi olsun’ çağrısı yapıldı. Azak komutanları Zelenski’nin uçağında geri gönderildi. Ve bunun gibi onlarca adım sırf Batı kaynaklı fonlara bir şekilde ulaşabilmek için yapıldı. 
Bu ikircikli tutum haliyle Moskova’yı rahatsız etti|ediyor. Hem önde gelen devlet adamları ve hem de Rus medyası “riskli Erdoğan” sendromuna girdi. Sadece bir örnek olarak, Senatör Sergei Tsekov’un, iki ülke liderinin Soçi görüşmesi sonrasında Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin dramatik bir şekilde değişmeyeceğini dillendirmesi bu nedenle. Politikacı, News Ru kanalına verdiği röportajda Erdoğan'ın yeniden seçilmesinin ardından Türkiye'nin Rusya'ya karşı manasız davranışlar sergilemeye başladığını kaydetti. 

İki lideri bir araya getiren motivasyon

Fakat her şeye rağmen Kremlin elbetteki Erdoğan’la iletişimi tamamen kesemez. Hatta diyebiliriz ki Moskova ile Ankara arasında devam eden partnerlik aksamaz. Daha öncede belirttiğimiz gibi Suriye’nin kuzeyinde uçak krizi, Büyükelçi suikasti ve Azak komutanlarının iadesi gibi hassas konularda bile Kremlin işbirliği dengesini korudu. "Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerimizi sürdürme niyetindeyiz. Gerçekten çok yönlü ve karşılıklı yarar sağlayan ticari ve ekonomik ilişkilerimiz var, işbirliğini sürdüreceğiz" denildi. Haliyle  iki ülkenin artık birbirlerini bağlayıcı stratejik projeleri ve ortaklıkları bulunuyor. Bütün bunları sürdürdüklerini göstermek ve kazan kazan anlayışıyla ilişkilerini devam ettirmek zorundalar. 

Ayrıca Erdoğan, Ukrayna'daki arabuluculuk rolünü pekiştirmek istiyor ve Batı'ya Türkiye'nin NATO ve Rusya arasında bir köprü olabileceğini göstermek istiyor. Özellikle tahıl koridoru konusunda Afrika ülkelerine gidecek bir milyon ton kararı, onun dört gün sonra yapılacak G-20 liderler zirvesinde elini ve imajını güçlendirecek. Bütün bunlara ilaveten iki ülkenin içinde bulunduğu iç politik ve ekonomik sebepler bölgenin iki önemli ülkesinin liderini bir araya gelmeye itiyor. Soçi zirvesindee gündem olan aşağıdaki konular zaten bir araya gelmenin diğer motivasyonunlarını açıklamaya yetiyor. 


Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın iki günlük Moskova ziyareti

Putin ve Erdoğan’ın Soçi’de bir araya gelmeden önceki atmosferi anlama adına ve bu görüşmeye hazırlık babından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın iki günlük Moskova ziyaretini de kısaca özetlemek gerekiyor. Zira Devlet Başkanı Putin’in Soçi açıklamaları ile Dışişleri Bakanı Lavrov’un Moskova’da yaptığı açıklamalar çok değişmedi. 
Fidan, öncesinde mevkidaşı Sergey Lavrov ile görüştü. Görüşmede bölgesel ve küresel konuların yanı sıra geçtiğimiz haftalarda Rusya tarafından askıya alınan Tahıl Koridoru anlaşmasının da gündeme geldiği açıklandı. Lavrov, “BM ile yapılan paket anlaşmadaki şartlarımız karşılandığı zaman, tahıl anlaşmasına döneceğiz.” ifadelerini kullandı. Lavrov, Suriye-Türkiye ilişkilerinin normalleşme sürecini değerlendirdiklerini kaydetti. “Ankara ve Şam’ın diplomatik ilişkilerini yeniden tesis etmesine yardımcı olacak ek adımlar ele alındı.” ifadelerini kullandı.
Bu görüşme Türkiye açısından pek de arzu edildiği gibi gitmediği basın açıklamalarına yansıdı. Moskova’nın Suriye ve Tahıl Koridoru gibi bazı önemli konularda Ankara’nın beklediği tavizleri vermediği anlaşılıyor. Moskova, Batı’nın konuyla alakalı bankaların ve sigortaların rahatlatılma şartından vazgeçmedi. Moskova, başta ABD olmak üzere Batı’nın ödemeler ve sigorta işlemleri gibi alanlarda uygulanan yaptırımları esnetmesini istiyor. Moskova, Suriye konusunda da geri adım atmadı. Ankara’ya muhatap olarak Şam’ı gösterdi. Yani bir nevi ordunuzu Suriye’den çekin demek istedi. Zira Şam’ın en önemli şartı bu gözüküyor. Basına yansımayan bir konu ise Ankara’nın Ukrayna’ya silah satması. Bunun dile gelmiş olma ihtimali yüksek bir durum.
Hakan Fidan, Moskova’da ikinci gün Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile bir araya geldi. Aynı şekilde hem tahıl anlaşmasında hem de Suriye konusunda Fidan, beklenen açıklamaları alamadı. Şoygu, “Rusya'ya vaat edilen her şey yerine getirilirse, tahıl anlaşması uzatılacak” diyerek özetledi. Ve Suriye konusunda da “Suriye'deki çalışmayla ilgili meseleler ve sizinle birlikte başlattığımız, bizim yer aldığımız ve daha sonra İranlı meslektaşlarımızın dahil olduğu Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkileri normalleştirme projesi” demesi Hakan Fidan’a pek bir şey bırakmadığını gösteriyor. Çünkü normalleşmenin yolu Şam ile uzlaşmaktan geçiyor. Şam rejiminin önceliği ise “yabancı” askerlerin ülkelerinden çıkmış olması. 



Soçi’de anlaşma çıkmadı!

Soçi zirvesinden her hangi bir anlaşma çıkmadı! Putin, Kremlin tarafından daha önce kamuoyuna yapılan  açıklamalardan farklı bir şey söylemedi. Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov, RİA haber ajansına yaptığı söyleşide ‘’Soçi'de yürütülen görüşmeler sonucunda herhangi bir belge imzalanması planlanmıyor’’ dedi.
Putin tahıl anlaşması için Rusya'nın taleplerinin yerine getirilmesi gerektiğini tekrarladı; dolar ve euronun ikili ticarette daha az kullanılmasında Erdoğan'la hemfikir olduklarını belirtti. Rusya'nın her zaman güvenilir ve sorumluluk sahibi bir gaz tedarikçisi olduğunun belirten Putin, Türkiye ve üçüncü ülkelere gaz tedarikini bundan sonra da sürdüreceklerine dair güvence verdi. Rusya'nın birkaç hafta içinde Afrika'ya ücretsiz tahıl sevkiyatına başlayacağının altını çizen Putin, "Rusya, en yoksul ülkelere Türkiye üzerinden bir milyon ton tahılı özel fiyattan tahıl sevk etmeye hazır, Katar'ın da yardımını bekliyoruz" dedi.
Erdoğan’ın konuşmalarına bakılırsa bu başlıklarda bilgilendirildiği, ikna edildiği ve Rusya’nın ‘’yanındayız’’ mesajını alarak memnun olduğunu görüyoruz. G-20’ye giderken çantasına bazı konuları almış oldu yani. Erdoğan’ın dile getirdiği ikili ticaretlerde yerel para birimleri, savunma sanayiinde iş birliğini geliştirme, yangın söndürme uçakları satın alma ve Sinopta nükleer santral kurma gibi konular haliyle Rusya’nın sevdiği konular.  
Moskova ile Ankara arasında liderleri her zaman gündem olarak meşgul edecek belli başlı konular bulunuyor. Suriye, Kafkasya, Libya ve Afrika'yla ilgili konuların hem askeri hem de ekonomik yönleri var.  Akkuyu Nükleer Santrali yıllarca konuşulmaya devam edecek. İkinci bir nükleer santralinin Sinop’ta olmasını Erdoğan dillendirdi. Türk Akımı doğalgaz boru hattı ve Rusya'nın Türkiye üzerinden gaz ihracatı için bir gaz merkezi oluşturulması ayrıca çok önemli gündemlerden bir tanesiydi. 

<< Önceki Haber İşte Erdoğan ve Putin’i bir araya getiren motivasyonlar Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER