"Kaçak sarayda oturan gibi, 'güçleri yetiyorsa yıksınlar' diyorlar"


Sanayi kaynaklı kirlilik ve kanser başta olmak üzere çeşitli hastalıklarla gündeme gelen Dilovası'nda, ilçenin tek yeşil alanı konumundaki Adatepe'deki kimyasal tank depolama çalışmalarına yargı 'dur' dedi. Ancak Dilovası'nın tek yeşil alanıyla ilgili endişeler dinmek bilmiyor. CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, yaşananlara tepki gösterdi, "Firma, Adatepe'de yaptığı hatalı işi derhal eskisine çevirmesi gerekirken, aksine illegal olarak, kanunları tanımadan orada hala çalışma yapmaya devam ediyor. Firma sahipleri, kaçak sarayda oturan devletin en tepesindeki adam gibi yürütmeyi durdurma kararına rağmen 'güçleri geliyorsa gelin yıksınlar' der gibi gelsin beni durdursun diyor." dedi. Dilovası Yeşil Alanı Koruma ve Kalkındırma Derneği Başkanı Ahmet Cebeci de "Eğer buraya iş makineleri girerse, çalışmalar devam ederse, biz yaptığımız o mücadelemizi şiddetli bir şekilde devam edeceğiz." açıklamasında bulundu.

MAHKEME YÜRÜTMEYİ İPTAL ETTİ AMA...

Sanayi kuruluşlarının arasında kalan ve sürekli kanser vakalarıyla gündeme gelen Dilovası'nın tek yeşil alanı konumundaki Adatepe kimyasal tank depolarıyla kuşatıldı. Araziyi 49 yıllığına kiraladığını açıklayan bir firma, kimyasal madde depolama tankı koymak için bölgedeki ağaçları kesmeye başladı. Bölge halkı durumu protesto etmek için yeşil nöbetine başladı.

Kocaeli'nin sanayi ve konut alanlarının iç içe girdiği Dilovası ilçesinde, Adatepe mesire alanındaki yeşil kavgasına müdahil olan yargı, bir firmanın tapulu arazisi olduğunu öne sürüp, ağaçları keserek kimyasal tank depoları yapmak istemesine izin vermedi. Kocaeli 1. İdare Mahkemesi, bölgedeki çalışmaların durdurulmasına hükmetti. Ancak ilçenin tek yeşil alanıyla ilgili endişeler ve tepkiler bitmek bilmiyor. CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar ile CHP'li bir grup ve Dilovası Yeşil Alanı Koruma ve Kalkındırma Derneği Başkanı Ahmet Cebeci, Adatepe'de incelemede bulundu.

"DİLOVASI'NDA KANSER ORANI YÜZDE 33"

CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, Dilovası'nın 'Kanserovası' olarak bilindiğini belirti. Akar, şöyle devam etti: "İnsan doğasının yerini fabrika alanlarına bıraktığı; sanayinin, limanların iç içe girdiği bir bölge. Bu bölgeyle ilgili 2006 yılında TBMM'de bir araştırma komisyonu kurulmuş, 29 olumsuz, düzeltilmesi gereken sorun ortaya çıkmıştır. Bunların da düzeltilmesi için ilgili birimlere yazılar yazılmış fakat geri dönüş olmamış. 2011 yılında milletvekili seçildikten sonra bu konuyu araştırdığımda bu konu ile ilgili hiçbir çalışmanın yapılmadığını fark ettim ve ilgili bakanlıklara ve dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan dahil olmak üzere 6 adet soru önergesi verdim. Fakat dönemin Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ile dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan bu sorularıma cevap vermedi. Diğer bakanlıklar da 'miş miş'lerle sorularımı cevapladı. O günden bugüne Dilovası'nın halini görüyorsunuz. O dönemden itibaren Dilovası'nda belirlenen 29 adet sorun üzerine Dilovası'na bir çivi bile çakılmaması gerekiyordu. Çünkü Dilovası'nda kanser olma riski arttı. Rakamlarla konuşmak gerekirse kanser olma riski yüzde 26 Kocaeli, yüzde 20 Kocaeli ve yüzde 33 Dilovası olarak belirlenmiş. Dernek başkanımızın eşi de kanser ile mücadele ediyor. Bunlar varken Dilovası'nda bu iktidar döneminde kanser olma riskini artıracak gelişmeler yaşandı."

"ÇALIŞMA YAPILMAYA DEVAM EDİYOR"

Adatepe'deki yeşil alanın yok edilmesine sert tepki gösteren Akar, şunları kaydetti: "Dilovası'nın tek yeşil alanı olan 342 dönümlük Adatepe. 3. derece sit alanı olmasına rağmen 2011'de dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından mesire alanı olarak açılışı yapılan alandan bahsediyoruz. Fakat bu alanın geçmişine baktığımızda 1985 yılından beri bir serüven içerisinde olduğunu fark ediyoruz. 1985'te bu alan için bir firma ulaşım ve park yapımı için izin almış. 1987 yılında başka bir firma o evrak üzerinde diğer firma ile sanki kararı birlikte almış gibi bir işlem gerçekleştirmiş. Biz bu işlemin illegal ve hukuksuz olduğunu düşünüyoruz. Daha sonra buraya tank yapımı için iki firma gelmiş. Firma bu alanı tahrip ederek 10 adet tank yapmış. Şu anda 11'incisini yapıyor. Yaklaşık 5 sene süren mahkemelerde son alınan karar ile mahkeme yürütmeyi tamamen durdurdu. Şu anda bir firma bir çivi bile çakmanası gerekiyor. Firma orada yaptığı hatalı işi derhal eskisine çevirmesi gerekirken aksine illegal olarak, kanunları tanımadan orada hala çalışma yapmaya devam ediyor. Firma sahipleri kaçak sarayda oturan devletin en tepesindeki adam gibi yürütmeyi durdurma kararına rağmen 'güçleri geliyorsa gelsin yıksınlar' der gibi gelsin beni durdursun diyor. Bir başka firma da tank kurmak istiyor fakat Dilovası Yeşil alanı Koruma ve Kalkındırma Derneği Başkanı gibi Dilovası'nın duyarlı insanları bu işe müdahale etti ve mahkemeye verdiler. Mahkeme sürecinde yürütme durdurma kararı olmadan önce tank için alanda hafriyat yapmaya başladılar. Aslında bunu yapmamaları gerekiyordu. Hafriyat başladı ve birkaç gün önce yürütmeyi durdurma kararı alındı. Ben bir hafta önce buraya geldim, burada iş makineleri çalışıyordu. Emin olun, 1 Kasım'dan sonra umarım AKP iktidar olmaz, bir şekilde iktidar olursa burada çalışma devam edecektir."

"ŞAİBELİ DURUMLAR VAR"

Alanda şaibeli durum olduğunu kaydeden Akar, şunları aktardı: "Burada şaibeli olan bir durum daha var. Orman İşletmesi Bölge müdürünün kardeşinin bu ilgili firmada koruma müdürü olduğu ifade ediliyor ve hala görevine devam ettiği de bize gelen bilgiler arasında. Ayrıca bölgemiz 3. derece sit alanı. Buranın sit alanından çıkarılması gerekiyor. Bunun için de biz bir kurul oluşturduk. Ve kurulumuzda çalışan bir arkadaşımızın kızı karşımızda duran firmada iş başı yapıyor. Bu bölge sit alanından çıkarıldıktan sonra firma da kızımızı işten çıkartıyor. Böyle şaibeli ve hukuksuz işler burada dönmeye devam ediyor. Belediyenin verdiği ruhsatta verilen pafta ve parsellerin fark farklı, birbirini tutmayan bölgelerde hafriyat olduğunu tespit ettik."

"İŞİN İÇİNDE BELEDİYE DE VAR, ORMAN İŞLETMESİ DE VAR, VEYSEL EROĞLU DA VAR"

Akar, sözlerine şöyle devam etti: "Burada tamamen belediyeden tutun da orman işletmesine kadar herkes var. Bu işin içinde Veysel Eroğlu da var. Veysel Eroğlu hiç mi bakmamış bu izni verirken buranın orman olduğuna? Gelsin baksın bu tahribatı yerinde görsün. Biz Dilovası vatandaşının sağlıkta önemli bir değeri görmesini istiyoruz ve hak ettiği yeşil alan değerinin bu şekilde tahrip edilmesine karşıyız. Bütün sanayiyi Kocaeli'ne yıkmakla olmaz. Kocaeli her yıl Bayburt kadar büyüyor. Ne onların kamu ihtiyaçlarına cevap veriyorsunuz ne konut ne de ulaşım ihtiyaçlarına cevap verebiliyorsunuz. Göçü önleyemiyorsunuz. 342 dönüm mesire alanının üzerine izin de ağaçlandırma ve ulaşım için alınmış. Buraya kentin bakanı geliyor 'konut yapacağım' diyor. Önce burada yaşam koşullarını iyileştirmen gerekiyor. Tabi ki konut ihtiyacı da var. Burada her 100 insandan 33'ü kanser riski altında. İnşallah nasip olur da 1 Kasım'da CHP iktidarı olursa hiç kimse Dilovası'na bir çivi çakamayacak. Rantın peşinde koşan o firmalara da Dilovası'nı eski haline getirteceğiz."

"MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK"

Dilovası Yeşil Alanı Koruma ve Kalkındırma Derneği Başkanı Ahmet Cebeci de eylemlerinin şu an için sona erdiğini belirterek, şunları kaydetti: "Eylemin 18. günü idi. Dün sonlandırdık. Devletten kararları bekliyorduk. Yürütmenin durdurma kararını bekliyorduk. O da geldi. Biz de buradaki haklı mücadelemize son verdik. Son vermemiz mücadelemizin sona erdiği anlamına gelmez. Eğer buraya iş makineleri girerse, çalışmalar devam ederse, biz yaptığımız o mücadelemizi şiddetli bir şekilde devam edeceğiz. Nasıl bizi burada yok sayıyorlarsa, biz de onları yok sayarak adımlar atacağız." CİHAN
<< Önceki Haber "Kaçak sarayda oturan gibi, 'güçleri yetiyorsa yıksınlar'... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER