Tunus’ta Yasemin Devrimi’nin 12’nci yılında muhalefetten sokağa inme çağrısı

Tunus, Yasemin Devrimi'nin 12. yılına demokratik kazanımları koruma mücadelesi ve muhalefetin çağrısıyla düzenlenecek sokak eylemlerinin gerginliğinde giriyor.

SHABER3.COM

Tunus’un orta kesiminde yer alan Sidi Buzid kentinde 17 Aralık 2010'da kendini ateşe veren Muhammed Buazizi, 23 yıl boyunca ülkeyi demir yumrukla yöneten Zeynel Abidin bin Ali'nin 14 Ocak 2011'de ailesiyle beraber Tunus'tan kaçmasıyla sonuçlanan eylemlerin ilk kıvılcımını tutuşturdu.

Üniversite mezunu 26 yaşındaki seyyar satıcı Buazizi'nin zabıta tarafından tezgahına el konulması ve yetkililerce hakarete uğramasının ardından hayatını ortaya koyduğu eylem, Tunus'un "Yasemin Devrimi", Arap dünyasının ise "Arap Baharı" olarak adlandırdığı süreci başlattı.

Tunus halkı, “Yasemin Devrimi” sonrası yeni demokratik süreçte birçok krize tanıklık etti. Cumhurbaşkanı Kays Said’in 2021'deki olağanüstü kararları ise ülkede yaşanan siyasi krizin derinleşmesine neden oldu.

Her yıl resmi olarak 14 Ocak’ta kutlanan devrimin yıl dönümü, Cumhurbaşkanı Said’in Meclis çalışmalarını durdurduğu kararların ardından, Buazizi'nin kendini ateşe verdiği gün olan 17 Aralık olarak değiştirildi.

Said’in olağanüstü kararlarını "darbe" olarak nitelendiren muhalefet, Yasemin Devrimi’nin 12. yılında halkı "2011 devrimine sahip çıkmak ve Said’in antidemokratik tutumuna karşı durmak" için halkı sokaklara davet etti.

Tunus’ta otokrasiden demokrasiye geçişin ilk adımı: “Yasemin Devrimi”
Fransız sömürgesinden Mart 1956’da bağımsızlığını kazanan Tunus, Yasemin Devrimi’ne kadar devam eden 55 yıllık süreçte kurucu Cumhurbaşkanı Habib Burgiba ve ardından Zeynel Abidin Bin Ali tarafından yönetildi.

Burgiba’nın 32 yıla yakın süren iktidarı 7 Kasım 1987'de Bin Ali'nin Burgiba'nın hasta olduğunu öne sürerek yaptığı "sivil darbe" ile sona erdi. Bin Ali, 2011'de ülkeyi terk edene kadar Tunus’u tek başına yönetti.

Aralık 2010’da başlayan Yasemin Devrimi’nin ardından Tunus halkı, otokrasiden demokrasiye geçişin ilk adımını attı.

Halk oylamasıyla oluşan ilk parlamento: “Kurucu Meclis”
Bin Ali’nin 14 Ocak 2011’de ülkeden ayrılmasıyla başlayan süreçte, halkın eski yönetimden kimseyi istemediğini her fırsatta sokağa çıkarak göstermesi üzerine 23 Ekim 2011’de “Kurucu Meclis” için genel seçimler düzenlendi.

Yasemin Devrimi’nin ardından ülkeye dönen Raşid el-Gannuşi liderliğinde seçimlere katılan Nahda Hareketi, 217 sandalyeli Meclise 89 vekil göndererek birinci parti oldu.

Halk oylamasıyla seçilen Kurucu Meclis, Tunus’un demokratik sisteme geçiş sürecinin en önemli adımlarından biri olan anayasanın yazılması görevini başarıyla tamamladı.

Tunus’ta çok partili dönem: “Koalisyon hükümeti”
Seçimleri birinci parti olarak tamamlayan Nahda Hareketi, Hammadi el-Cibali liderliğinde kurduğu 3’lü koalisyon hükümetinde Cumhuriyet Kongresi Partisi ve Tekettül Partisi yer aldı.

Hükümetin kurulmasının ardından Kurucu Meclis’te 12 Aralık’ta düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçiminde, Cumhuriyet Kongresi Partisi Başkanı Munsif el-Merzuki parlamento tarafından seçilen ilk Tunus Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçti.

Devrimin ardından “karanlık suikastlar” dönemi
Muhalif kanadın önde gelen siyasetçilerinden sol eğilimli Demokrat Yurtseverler Partisi Genel Sekreteri Şükrü Beliyd'in 6 Şubat 2013'te başkent Tunus'taki evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmesiyle ülke “karanlık suikastlar” ile tanıştı.

Tunus, Beliyd suikastının şokunu atlatamadan 6 ay sonra, muhalefetteki Halk Cephesi Koalisyonu önderlerinden Muhammed el-Berahimi 25 Temmuz Cumhuriyet Bayramı'nda uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitirdi.

Siyasi aktörlere yönelik faili meçhul cinayetler devrim sonrası Tunus’ta iktidar ile muhalefetin arasındaki ayrışmayı derinleştirdi.

Faili meçhul cinayetlerden iktidarı sorumlu tutan muhalefet halkı sokaklara davet etti.

“Hükümet düşene kadar” sloganıyla sokağa çıkan muhalefet, Nahda Hareketi’nin ülkedeki gerginliği azaltmak adına hükümeti feshetmesiyle istediğini aldı.

Devrim sonrası ilk anayasa ve halkın doğrudan seçtiği ilk cumhurbaşkanı: El-Baci Kaid es-Sibsi
Devrim sonrası en önemli görevini yerine getiren 217 sandalyeli Tunus Ulusal Kurucu Meclisi, Ocak 2014’te 200’den fazla milletvekilinin onayıyla yeni anayasayı kabul etti.

Anayasanın kabulünün ardından Ekim 2014’de düzenlenen parlamento seçimlerinde merkez sol eğilimli Nida Tunus Partisi, 217 sandalyeden 85’ini alarak seçimi birinci tamamladı.

Nahda Hareketi’nin 79 milletvekili çıkardığı seçimlerin ardından Tunus’ta, siyasi çatlakların derinleştiği ve kısa süreli hükümetlerin iktidara geldiği bir dönem başladı.

Yeni anayasaya göre 21 Aralık 2014’te ülke genelinde düzenlenen ilk cumhurbaşkanlığı seçiminde, Nida Tunus Partisinin kurucusu El-Baci Kaid es-Sibsi, Tunus'un devrimin ardından halk tarafından doğrudan seçilen ilk cumhurbaşkanı oldu.

Burgiba döneminde Cumhurbaşkanı Danışmanlığı, Meclis Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı dahil birçok görevde bulunan Sibsi, 25 Temmuz 2019'da cumhurbaşkanlığı görevini sürdürürken 92 yaşında hayatını kaybetti.

Terörün etkisiyle siyasi krizin derinleştiği dönemin başlangıcı: 2015
Ülkede 2013'teki siyasi suikastların ardından terör tehdidinin derinden hissedildiği 2015 ve 2016 aynı zamanda ülkedeki siyasi krizin derinleştiği bir dönem olarak Tunus yakın tarihinde yerini aldı.

18 Mart 2015’te Tunus Parlamentosu ile aynı bahçeyi kullanan Bardo Müzesi'ne yapılan silahlı saldırıda DEAŞ'lı teröristler, çoğu turist 22 kişiyi öldürdü.

Haziran 2015'te ise ülkenin önde gelen turizm kentlerinden Susa'da turistlerin kaldığı otelin sahilinde düzenlenen silahlı saldırıda çoğu İngiliz vatandaşı 38 kişi hayatını kaybetti.

Aynı yılın kasım ayında Tunus merkezinde yer alan 5. Muhammed Caddesi'nde cumhurbaşkanlığı muhafızlarına yönelik bombalı intihar saldırısında 12 güvenlik görevlisinin hayatını kaybetmesi ülkeyi yasa boğdu.

Tunus’un güney komşusu Libya sınırındaki Bengirdan kentinde güvenlik güçlerini hedef alan DEAŞ saldırısında ise aralarında 36 teröristin de olduğu 50 kişi öldü.

Yasemin Devrimi’ne Nobel ödülü ülkeye ümit ışığı oldu
Tunus Barolar Birliği, Tunus Genel İşçi Sendikaları Birliği, Tunus Ticaret ve Zanaat Sendikası ile Tunus İnsan Hakları Birliğinden oluşan Tunus Ulusal Diyalog Dörtlüsü'nün 2015 Nobel Barış Ödülü'ne layık görülmesi ülkede bir ümit ışığı oldu.

Devrimin ardından gösterdikleri çaba dolayısıyla Nobel Barış Ödülü'nü almaya hak kazanan "Tunus Ulusal Diyalog Dörtlüsü", ülkede Yasemin Devrimi'ne olan inancı yeniden yeşertti.

Kısa ömürlü hükümetler dönemi
2014 sonunda yapılan genel seçimlerin ardından göreve gelen Habib es-Sıyd başkanlığındaki Tunus hükümeti, 2015-2016'daki terör saldırıları karşısında yetersiz kaldığı gerekçesiyle Meclisin güvenoyunu çekmesi üzerine düştü.

Ülkedeki ekonomik krizi körükleyen siyasi krizden dolayı ülkede peş peşe kısa ömürlü hükümetler iş başına geldi.

Ağustos 2016'da Başbakan Yusuf Şahid önderliğinde kurulan koalisyon hükümeti ve devamında gelen hükümetler siyasi ve ekonomik krizi durduramadı.

Tunus’ta 2017'nin sonunda, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yapılan görüşmelerin neticesinde, cari açığı azaltmak ve gelirleri artırmak için vergilerin yükseltildiği ve kamu harcamalarının sınırlandırıldığı bütçe yasası kabul edildi.

Yeni bütçe yasasında “kemer sıkma” politikası kapsamında ürünlere yapılan büyük zamlar ve artan hayat pahalılığı yeni protesto dalgalarına neden oldu.

Mannuba vilayetinde 8 Ocak 2018'de iktidara karşı düzenlenen gösteride bir kişinin hayatını kaybetmesinin ardından gösteriler ülkenin farklı bölgelerine sıçradı.

Yeni sisteme kapı aralayan dönem: 2019 Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri
Tunus’ta devrimden sonra en önemli kırılmaların yaşanacağı Cumhurbaşkanı Kays Said’in 25 Temmuz 2021 olağanüstü kararlarının temeli 2019'da düzenlenen genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde atıldı.

6 Ekim’de düzenlenen parlamento seçimlerinde partiler birbirlerine yakın milletvekili sayılarına ulaştı.

Koalisyon hükümetlerinin kurulmasını dahi zorlaştıracak meclis aritmetiği şu şekilde oluştu: Nahda Hareketi 52, Tunus'un Kalbi Partisi 38, Demokratik Akım 22, Onur Koalisyonu 21 milletvekili.

Öte yandan 13 Ekim'de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sürpriz bir şekilde ikinci tura kalan anayasa hukukçusu Kays Said oyların yüzde 72,7'sini alarak cumhurbaşkanı seçildi.

Yeni parlamento seçimleriyle siyasi krizin düğümlendiği Tunus’ta Cumhurbaşkanı Said tarafından görevlendirilen İlyas Fahfah'ın Şubat 2020'de kurduğu hükümet, krizlerle baş edemediği için göreve gelmesinden 6 ay sonra parlamentodan güvenoyu alamadı.

Fahfah'ın ardından Hişam el-Meşişi önderliğinde Eylül 2020'de göreve başlayan hükümet ise Cumhurbaşkanı Said'in 25 Temmuz 2021'deki "olağanüstü kararları" ile feshedildi.

Tunus'ta sistem değişikliğinin başlaması: Cumhurbaşkanı Said'in "olağanüstü kararları"
Tunus'ta siyasi ve ekonomik krizin birbirini körüklediği 2021 yılına Cumhurbaşkanı Said'in "olağanüstü kararları" damga vurdu.

Siyasi partileri ülkeyi yönetememek ve yolsuzlukla suçlayan Said, 25 Temmuz 2021'de aldığı "olağanüstü kararlar" ile parlamentonun çalışmalarını dondurdu ve milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırdı.

Yasemin Devrimi'nin 11. yılında, normalde her sene 14 Ocak'ta kutlanan Devrim Günü'nü de değiştiren Said, devrim kutlamalarının 17 Aralık'a alındığını ilan etti.

Yetkileri kendinde toplayan Said, 25 Temmuz 2022'de Anayasa değişikliği için referandum, 2022 sonunda da erken seçim yapılacağını duyurdu. Ayrıca genel seçime kadar Meclisin kapalı kalacağını açıkladı.

Ülkede 25 Temmuz'da seçmenlerin yüzde 30,5 katılımıyla düzenlenen referandumda yüzde 94,6 "evet" oyuyla yeni anayasa kabul edildi.

Yeni anayasasının kabul edilmesiyle ülke parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçiş yaptı.

Muhalefetten Yasemin Devrimi'nin 12'nci yılında sokağa inme çağrısı
Ülkedeki önemli siyasi partilerin boykot ettiği 17 Aralık 2022'deki erken genel seçimlere katılım ise anayasa referandumunun da çok altında kaldı.

Seçmenlerin sadece yüzde 11,22'sinin sandığa gitmesi, muhalefetin Cumhurbaşkanı Said’in meşruiyetini tartışmaya açmasına neden oldu.

Seçimlerin ardından peş peşe açıklama yapan siyasi partiler, halkı 14 Ocak’ta devrime sahip çıkmak ve Kays Said’in 2021 kararlarına karşı durmak için sokaklara inmeye çağırdı.

Cumhurbaşkanı Said'in kararlarını "darbe" olarak nitelendiren muhalifler ile Said'i destekleyen kesim arasındaki gerilimin Yasemin Devrimi’nin 12. yılında artarak devam etmesi öngörülüyor.
<< Önceki Haber Tunus’ta Yasemin Devrimi’nin 12’nci yılında muhalefetten... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER