"Babam bile gol yememi istedi"

Fenerbahçe ile oynamakla, herhangi bir takıma karşı oynamak arasında pek fark kalmadı. Avantajlı olan biziz Küme düşen takım kalecisinin transferiyle, 13 yıldır çalışmayan hocanın transferi bence aynı şey...



Galatasaray’a transfer olduğunda, kimse onun böylesine başarılı bir performans ortaya koyacağını tahmin etmemişti. Ama şimdi Sarı-Kırmızılı ekip, Süper Lig’in en az gol yiyen takımı konumunda, 14 hafta geride kalırken. Mimikleri, heyecanı, motivasyonuyla taraftarın gönlünde taht kurmaya başladı bile. Fanatik Gazetesi'nin Yayın Danışmanı Hakan Can, Türk futbolunun belki de son dönemlerdeki en renkli kalecisi Orkun Usak’la çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdi. Söz sırası şimdi Orkun’da: İyi ki ayrılmışım 1997 yılında Galatasaray’ın PAF Takımı’nda oynamayı reddettim. Çünkü kişisel gelişimime bir şey katacağına inanmıyordum. Galatasaray’ın bünyesinde 2-3 sene, 2. ve 3. lig takımlarına kiralandım. Şimdi geldiğim yerde o günkü kararımın büyük etkisi var. Neyi başarıp başaramadığınızı antrenmanda öğrenemezsiniz. Önemli olan maçta oynamak ve performansınızı görmek. Herkes benim iyi bir kaleci olduğumu söylüyordu. Ama bir türlü başaramadığımı Erciyes’te başardım... Dönüşüm çok tuhaftı Florya’ya geldiğim ilk gün yabancı bir kulübe gelmiş havası vardı, ama bir de daha önceden oynamış olduğum yere gelmenin değişik bir havası vardı. Çoğu insanı tanıyorsun ama yabancısın! Kamp dönemi biraz zordu. Futbolcular yeni, hoca yeni. Kamp dönemi duygusal yönden benim için çalkantılı geçti. Kazağıma bile taktılar Bu gariplikte bir parça basının da payı var. Ben istedim ki, oyunumla ilgili eleştiriler olsun. Ama maçta giydiğim kıyafete, arkadaşlarımla saha içindeki diyaloglarıma bile laf söylendi. Küçüklüğümden kalma mimiklerim var. Ona bile eleştiri yaptılar. Benim oyunumla ilgili ne olumlu ne de olumsuz bir eleştiri var. Boğazlı kazak giymemi dahi eleştirmeleri gerçekten beni çok üzüyor. Kalli’nin yaklaşımı harika Kalli hoca, 2-3 idman sonra benle konuştu. Sonra da Aykut’la konuştu. Sezon içerisinde bizden ne beklediğine dair bir konuşma yaptı. Oynamadığım Vestel maçında yine bir konuşma yaptık. Teknik direktörümüz, Aykut ve benle devamlı diyalog halinde. O gün neden beni ya da Aykut’u tercih ettiğini açıklıyor ve sahaya rahat çıkıyoruz. Hocanın bu yaklaşımından dolayı oynamadığınız zaman üzülmüyorsunuz. Teknik direktörümüz 45-50 yıldır futbolun içinde. Hem yaşam adına hem de futbol adına ne yapılması gerekiyor, ne yapılmaması gerekiyor hepimizden çok daha iyi biliyor. Babam bile gol yememi istedi! İlk yediğim gol beni yıkmadı. 6. maçta gol yedim. Babam bile esprili bir şekilde, “Artık golü ye de rahatla” diyordu. Galatasaray’ın kalesinde kendini çok fazla gösterecek pozisyon gelişmiyor. Oysa herhangi bir takımda devamlı pozisyon geldiği için kaleci performansı daha fazla ön plana çıkabiliyor. Türk kaleci kompleksi var Ben bir Türk kalecisiyim. Bu takımda daha önce Mondragon, Taffarel ve Simoviç gibi iyi yabancı kaleciler görev almış. İnsanların bu takımın kalesinde yine bir yabancı kaleci olmasını istediğini ve “Ona güveniriz” imajı olduğunu sezdim. İnsanlarda, “Nasıl olur da Galatasaray kalesinde küme düşmüş bir takımın kalecisi olur?” kaygısı var. ‘Küme düşmüş bir takımın kalecisi nasıl Galatasaray’ın kalesini korur’ ile ‘13 yıldır takım çalıştırmamış bir hoca nasıl Galatasaray’ı çalıştırır’ bence aynı şey. Beni bilmeleri mümkün değil Bizimle bir arada yaşamayan, mesaisi olmayan insanların hakkımızda yaptığı yorumlar sadece 90 dakika gördüğü kadar olur. Ben ne yapıyorum, nasıl bir insanım? Bunları bilmesi mümkün değil. Hayatımda her zaman bir adım öncesinden, bir adım sonrasında çok daha iyi şeyler yapacağıma inanıyorum. Mondragon da sorun yaşadı Ben buraya gelene kadar 100 maç oynadım, ama hiçbirisi burada oynadığımız 1 maç kadar değerli değil. Burada, sanki senden önceki kaleci devam ediyor da, sen onun bıraktığı 6 yıldaki performansı devam ettirecekmişsin gibi bir beklenti var. Benim yaşadığım sorunları Mondragon da ilk zamanlarında yaşıyordu. Gol yersiniz, 10 kişi size bakar Kalecinin kendi içinde farklı bir dünyası vardır. Kaleci olacak bir insanın kafa olarak ve ruhen diğer oyunculardan çok daha güçlü olması gerektiğine inanıyorum. Sellere, fırtınalara maruz kalan birinci isim kalecilerdir. Takım mağlup olur, onlar üzülür. Ama sen, hem mağlup olduğun için üzülür hem de gol yediğin için üzülürsün. Kalecilik yapan insanlar beni çok daha iyi anlayacaktır. Penaltıdan dahi gol yeseniz, kendi kendimize devamlı sorular sorarız. Bir hata yaparsınız, önünüzdeki 10 kişi size bakar. Ya kafanızı kuma gömeceksiniz ya da motivasyonunuzu sağlayıp oyuna döneceksiniz. Süreci çok iyi geçirdik Derbi maçlar eskiden ligdeki konumunuzu belli ediyordu. Ama şimdi öyle bir düzen yok. Her takım, her takımı yenebiliyor. Fenerbahçe ile oynamakla, herhangi bir takımla oynamak arasında pek fark kalmadı. Şu anda 4 puan öndeyiz ve bizim için bu bir avantaj. Tabii ki bu maçın psikolojik baskısının yoğun olacağı kesin. Bence yeni oluşan bir takım için şu an geldiğimiz nokta çok önemli. Şimdi herkesin kendini ispat dönemine girdik. Bu süreci biz çok olumlu geçirdik. Baskı olacağı kesin Fenerbahçe’ye karşı sanırım Kadıköy’de 3 ya da 4 karşılaşmam var. Dışarıda şöyle bir söylem var: “Fenerbahçe’yi yenin, ama şampiyon olmayın!” kaybettiğiniz zaman cebinizdekileri almıyorlar, eksi de olmuyorsunuz. Ama tabii ki psikolojik olarak diğer maçlardan daha ağır geçeceği belli. Anlatsam roman olur Şu an için konuşursak, kariyerim bence bir başarı öyküsü. 1997 yılında Beykozspor’da profesyonel oldum. 2007’de Galatasaray’da oynuyorum. 10 senede yapılmaması gereken o kadar çok hata yaptım ki, buna rağmen bir şeyler verebiliyorsam futbola, o iradeyi ve azmi göstermişsem, gerçekten kitap olur. Kendime, “Tamam artık benden bir şey olmaz” dediğim zamanlar oldu. Şimdi burada olmam, kendimi burada görmem kitap olur. Lincoln’den keyif alıyorum Lincoln’ün frikiklerini tutmaya çalışmaktan büyük keyif alıyorum. İstediği yere atabiliyor. Bazen ben de düşünüyorum ve atmaya çalışıyorum. Ama o düşünmüyor. Direkt vuruyor ve istediği yere gönderiyor. Lincoln topa hükmediyor. Ondan gol yemek bile bence bir keyif. İdmanlarda gerçekten çok eğleniyoruz. En büyük hayalim Milan... Çocukluğumdan beri Dünya Kupası’nda oynamak hayalim. Galatasaray’da yıldızlarda oynarken Avrupa Şampiyonası’nda ve Dünya Kupası’nda forma giymek en büyük hayalimdi. Hatta arkadaşlara, “Parma’da, Milan’da oynayacağım. Size de bilet göndermeyeceğim!” diye takılıyordum. Bu hayalimi gerçekleştirme düşüncem var. Fanatik
<< Önceki Haber "Babam bile gol yememi istedi" Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER