Euro 2008 yerli hocaları ikiye böldü

13. Avrupa Futbol Şampiyonası İspanya'nın şampiyonluğuyla noktalanırken, otoriteler son yılların en verimli turnuvasının yaşandığı görüşünde birleşiyor.

Euro 2008 yerli hocaları ikiye böldü

Türkiye'nin sıra dışı performansıyla birlikte hücum futbolu oynayan takımlar şampiyonaya damga vurdu. Biz de futbol şölenini dışarıdan izleyen Türk antrenörlere, turnuvayı nasıl bulduklarını sorduk. İşte yerli antrenörlerin gözüyle Euro 2008. Futbolseverlerin, futbola, pozisyona, gole, olağanüstü işlere doyduğu bir şampiyona oldu Euro 2008. Kuşkusuz Türkiye, bu turnuvada en şaşılacak işleri yapan takımdı. 'Hep yenik duruma düşmemize rağmen biz yarı finale nasıl yükseldik' diye düşünürken, yarı finalde ortaya koyduğumuz oyunla "Bu Almanya'yı nasıl elimizden kaçırırız"ın üzüntüsünü yaşadık. Türkiye'nin ortaya koyduğu sıra dışı performansın ötesinde başta şampiyon İspanya olmak üzere başka ülkeler de bu turnuvada derin izler bırakan bir futbol güzelliği sergiledi. Rusya bir Akdeniz ülkesi kadar zarif ve estetikti. Hollanda, çeyrek finale kadar mükemmeldi. Almanya, disiplin, mücadele ve tecrübesiyle yine Almanya'ydı. İspanya ise takım oyununu en iyi uygulayan, ayağa pas becerisi en yüksek, güçlü orta sahasıyla rakiplerine fark atan baştan sona turnuvanın ağır topuydu. Bu dikkat çekici şampiyona acaba tribündeki adama yeni bir şeyler müjdeliyor muydu? Sistem, oyun anlayışı anlamında 'güzel oyunun' kapısını çalan farklılıklar var mıydı? Hangi teknik adamlar sonuç üzerinde büyük rol oynamıştı. Türkiye, bu başarısını neye borçluydu ve turnuvanın yıldızları kimlerdi? Bu soruları yönelttiğimiz yerli teknik direktörlerimizin bakış açılarında önemli farklılıklar olduğunu gördük. Örneğin Giray Bulak, bu şampiyonanın önemli yenilikler getirdiğini dile getirirken, Yılmaz Vural'a göre değişen pek bir şey yoktu. Ertuğrul Sağlam ve Mehmet Özdilek, tek forvet ve paslı oyun mantığına dikkat çekerken, Bülent Uygun 4-3-3 oynayan Hollanda'nın değil, 4-5-1 oynayan İspanya'nın hedefine ulaştığını vurguladı. Hocalarımız, en başarılı teknik adam olarak Aragones, Terim ve Hiddink'i ön plana çıkardı. Milli Takım'ımızın oyununu son ana kadar zorlamasının kendilerini çok etkilediğini dile getirdiler. Bülent Uygun, Amerikalı kondisyoner ekibe dikkat çekerek, "Acaba sakatlıklar aşırı yüklenmeden mi kaynaklandı?" sorusunu yöneltti. Turnuvada teknik adamlarımızı en çok etkileyen oyuncu ise Arshavin. Ayrıca Xavi, Senna, Arda, Hamit, Da Silva ve Servet de hocalarımızdan yüksek not aldı. [HOCALARIN 4 SORUYA CEVABI] Giray Bulak: 1- Evet getirdi. Zamanında fiziki güç ve kondisyon ön plandaydı. Bu şampiyonada futbolun futbolu iyi bilen futbolcularla oynandığı görüldü. İspanya ve Türkiye, futbolun hem şov ve hem de sonuç tarafını başarıyla uyguladı. 2- Hiddink'i çok beğendim. Rusya'nın futbol tarzı farklıydı. Daha çok tempoya dayalı bir oyun tarzı vardı. Bu şampiyonada ise Akdeniz ülkesi gibi ayağa pas yapan futbolcularla çok iş yaptı. 3- Kazanma hırsı, oyuncularımızın kendilerini ispat edebilme arzusu beni etkiledi. 4- Torres, Arshavin, Servet, Hakan Balta, Arda, Pepe, Roben. Bana göre kalecimiz Volkan, Cech'ten daha iyiydi. İyi menajerler olsa 100-150 oyuncumuz Avrupa'ya gider. Artık Arda gibi bir dünya starımız var. Maalesef yıllarca sağ bek oynatıldı. Portekiz maçında oynasaydı da Arda ve Ronaldo'yu karşılıklı görseydik. Yılmaz Vural: 1- Futbol, 9 bilinmeyenli bir denklem değil. Bilmediğimiz bir şey olmadı. Portekiz'in iki stoperini hücuma sokması dikkatimi çekti. Bunda başarılı oldular. Pepe, bize gol attı. Bu bana farklı geldi. 2- Fatih Terim, bazen maç içinde 2-3 sistem değiştirdi. Her maçta farklı oldu. Diğer hocalarda farklı bir uygulama görmedim. Sonuç anlamında Fatih hoca başarılı olmuştur. 3- Bizi başarıya götüren faktör taktik disiplinin ötesinde kazanma arzusu. Duygusal boyutta rakiplere karşı inanılmaz bir üstünlüğümüz vardı. Fatih, oyuncuları iyi ikna etmiş. 4- Hamit, Arda, Semih, Aurelio, İspanya orta sahası, özellikle Xavi ve Rusya'dan Arshavin. Ertuğrul Sağlam: 1- Sistem olarak yenilik, genelde birçok takım tek forvet oynadı. Orta sahayı kalabalık tuttu. Ofansif üretkenlik ön plandaydı. Topu kendine tutan oyuncuların açığı kapatıldı. Pas yapan takımlar ön plana çıktı. Koşu-mesafe derinliği dikkat çekiciydi. 2- Bu şampiyonada bana göre Hiddink ve Fatih Terim ön plana çıktı. 3- Geriye düştüğümüz anlarda hiçbir zaman maçı bırakmadık. Maçın hakemin bitiş düdüğüyle sona ereceği gerçeğini çok iyi uyguladık. Genç, dinamik bir takım olduğumuz için fiziksel olarak da üstünlük. 4- Xavi, Arshavin, Torres, Pouliçenko, Mehmet Topal, Nihat, Arda. Güvenç Kurtar: 1- Bana göre kayda değer bir değişiklik yok. Oyun anlayışı olarak iyi pas yapan İspanya şampiyon oldu. 2- Fatih hocanın değişiklikleri hep tuttu. Aragones de oyuna çok iyi müdahale etti. Yorulanları anında değiştirdi. 3- Azim ve inanç çok önemliydi. Bizim takım hepsinden iyi. Rakipleri büyütmeyelim. Almanya maçı ilk 20 dakika 6-0 olurdu. 4- Iniesta, Arda, Hamit, Servet, Torres. İspanya'nın hepsini say. Bülent Uygun: 1- Bundan önceki şampiyonalarda duran toplar çok önemliydi. Bu defa ayağa pas ön plana çıktı. 4-3-3 sistemini uygulayan Hollanda, göze hoş gelen futbol oynadı ama sonuç alamadı. İspanya 4-5-1 sistemiyle amacına ulaştı. 2- Hocaların ne kadar önemli olduğu bu şampiyonada anlaşıldı. Hiddink ve Fatih Terim, turnuvanın yıldızıydı. 3- Kazanma azmimiz çok etkileyiciydi. Lejyonerler çok formdaydı. Nihat, kader anlarında ortaya çıktı. Arda, maçlara damgasını vurdu. Amerikalıların gelip idman yaptırması avantaj gibi göründü. Ancak acaba sakatlıklar bu idmanların sonucunda mı nüksetti? Bu da bir soru işareti. 4- Arshavin ve Arda. Servet'i de söylemeliyim. Servet, biyonik adam gibiydi. Dünyanın en iyi stoperi Servet'tir. Ümit Kayıhan: 1- Bu şampiyona taktik açısından farklılık getirmedi. Her takım kendine göre oynadı. Kimilerinin forvetleri, kimilerinin defansları kötüydü. 2- Aragones'i çok beğendim. Fatih Terim'in müdahaleleri iyiydi. 3- Takım ruhunun oluşması. Perde arkasındaki Antalya kampı. Avrupa Şampiyonası'nda şahit olduğum futbolcuların özgürlüğü. Üst üste başarı gelince takım içinde oluşan sinerji. Tüm Avrupa'nın sevgilisi haline geldik. 4- Van Nistelrooy, Servet, Arda, Van der Sar, Casillas, Arshavin. Bu şampiyonadan sonra şunu gördüm, 20-25 milyon dolara oynayan oyuncularla bizimkiler arasında fark yok. Tolunay Kafkas: 1- Bazı takımlar tek, bazıları çift forvet oynadı. Orta saha oyuncularının ofansta ve defansta çok güçlü olduklarını gördüm. 2- Aragones çok iyiydi. Scolari'yi de beğendim. 3- Oyunu bırakmaması en önemlisi ve takım oyunu. 4- Pepe. Erdoğan Arıca: 1- Hayır, ben bir yenilik göremedim. Ülkeler, klasik oyunlarını oynadılar. Bir tek heyecan veren, farklılık oluşturan takım Türkiye'ydi. Çok etkileyici işler yaptık. Onun da adını koyamıyorum. 2- Bizim hocamız kurallarına göre oynadı. Değişiklikleri mükemmeldi. İspanya'nın antrenörü her şeyi önceden hesaplamış, belli bir dakikada Torres çıkıyor, yerine başkası giriyor. Bana göre en başarılı hoca Terim'di. 3- Fatih Terim'in oyuncuları iyi etkilediğini herkes biliyor. Hamit'in bir maçtan sonra 'Bu hocayla her şey yapılır' demesi önemliydi. Çünkü kardeşi Halil dışarıda kalmıştı. Ekip olmak ve inanmak farklı bir şey. Şayet fizik gücümüz yeterli olmasa o maçları kazanamazdık. Kamp devresini iyi geçirmişler. 4- Arshavin en ekstra oyuncuydu. Xavi ve Iniesta da çok iyiydi. Uğur Tütüneker: 1- Seyir açısından etkileyici bir şampiyonaydı. Oynayan takımlar kazandı. İspanya hem defans hem de hücum anlamında çok başarılıydı. Onları izlerken çok şey öğrendim. 2- İspanya'nın hocasından çok etkilendim. Torres gibi dünyanın en iyi forvetlerinden birini dahi yorulduğunu düşündüğü anlarda dışarıya aldı. İstediği adamı çıkarıp, istediğini oyuna soktu. Her hoca böyle cesur olamıyor. 3- Son maç hariç iyi oynamamalarına rağmen hiçbir zaman oyunu bırakmadılar. Bence ön önemli olay buydu. 4- Rusya'dan Arshavin. İspanya'yı takım olarak söyleyebilirim. Iniesta, Xavi, Torres. HAYRİ BEŞER
<< Önceki Haber Euro 2008 yerli hocaları ikiye böldü Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER