Rüştü'den özel açıklamalar

AK Parti Özürlüler Koordinasyon Merkezi'nin sorularını cevaplandıran Rüştü Rençber Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a da doğum günü hediyesi olarak forma imzaladı.

Rüştü'den özel açıklamalar

Birkaç aydır FB kalesinden uzaksın. Bizler sizi çok özledik. Acaba Rüştü futbola dair en çok neyi özledi? Tabiî ki mesleği yapamamamız içimizdeki en büyük özlem oldu. Uzun bir süredir şu an ayrıyım. Oynamıyorum. Bu benim bir acı bir olay. Fakat futbolun içerisinde olan bu tür sakatlıklarla sürekli karşılaştığımız için biraz zaman biraz sabır neticesinde bunun üstesinden gelip özlemiş olduğumuz oynama isteği ve arzusuna kavuşacağız. Ilerlemiş yaşınıza rağmen hala FB ve Milli takımımızın kalesini büyük bir başarı ile korumaktasınız. Bu büyük başarıyı neye borçlusunuz.? Burada en önemli şey çalışmak. Türk Milli Takımına 15 yıldır hizmet ediyorum ve Fenerbahçe'de de yılımdayım. Bu kadar yıl sürekli en üst seviyede kalabilmeyi ben bir tek çalışmaya borçluyum. Tabii ki bir de Allah’ın vermiş olduğu bir takım yeteneklerimiz var bunları da kullanmaya bağlıyorum bunu. Aklınızda kalan yediğiniz en ilginç gol hangi maçtaydı? Aklımdaki kalan en ilginç maç 2002 Dünya Kupasındaki Brezilya - Türkiye maçındaki Ronaldo’nun enteresan bir vuruşuyla attığı gol. Tekrar Barcelona’da oynamak ister misin? Her futbolcu veya her kaleci dünyanın en büyük kulüplerinde oynamak ister. Ben hala da orda oynamak isterim. Peki, siz futbola ne zaman veda etmeyi düşünüyorsunuz? Ben öncelikle yapmış olduğum mesleğimi çok seviyorum. Dolayısıyla eğer vücudumun buna izin vermediği gün formayı çıkarmayı düşünüyorum. Ama şu aşamada zannediyorum ki, Türk futboluna 3-4 yıl daha üst seviyede hizmet edebilirim. Geçen hafta Barcelona –Liverpool Şampiyonlar Ligi maçında Valdez bariz hatayla gol yedi. Sen de böyle bir hatayla Barcelona’dan uzaklaştırılmıştın. Rüştü’ye fatura kesenler Valdez’e uzun süredir sabrediyorlar. Rüştü Türk değil de Ispanyol olsaydı Barselona’da kalır mıydı? Evet kalırdı hele bir de Müslüman olmazsa orda jübileyi yapardı. Yıllardır Fenerbahçe'de ve Milli takımda sayısız zaferlere imza attın. Futbol hayatınız sona erdikten sonraki düşünceleriniz nelerdir? Ben futbolu bıraktıktan sonraki öncelikli idealim şu. Türk futboluna bir yönetici bazında, yönetim kesiminde hizmet edebilmek. Bu artık Federasyon bazında, bir kulüp bazında veya bir siyaset alanında da olabilir. Öncelikle amacım Türk futboluna dışardan en iyi şekilde hizmet edebilmek. Hayatında keşke yapmasaydım dediğin bir hata var mı? Özürlüler ile ilgili daha önce katıldığınız bir program var mı? Biz uzun yıllardır yapmış olduğumuz meslekte zaman zaman tabiî ki hatalarımız oldu. Ama bu hataların neticesinde hiçbir zaman çok büyük bir pişmanlık duymadım. Çünkü pişmanlık duyduğunuz takdirde önünüzdeki gösterecek olan performansı büyük bir ölçüde etkiler. Dolayısıyla hep önüme bakmaya çalıştım. Hatalarım olduysa bu hatalarımı en aza indirmeye çalıştım. Zaman zaman değişik şekilde organizasyonlara katıldık yani biz. Işte lösemiler ile ilgili böbreklerle ilgili işte kalp bu tür organizasyonlara katıldık ama dediğim gibi hiçbirinde resmi bir şeyimiz yoktu. Sadece yönlendirirlerse bizden böyle bir talepte bulunurlarsa biz her zaman varız. Ileride sizi de başarılı bir teknik direktör olarak görebilecek miyiz? Yoksa köşe yazarlığı falan düşünüyor musunuz? Ben teknik direktör olmayı pek düşünmüyorum. Köşe yazarı olmayı da pek düşünmüyorum ama az önce belirttiğim gibi Türk futboluna yönetim bazında bir şekilde hizmet etmeyi hedefliyorum. Tabiî ki hayat şartları neyi getirir onu da zaman gösterir. Çok başarılı bir kalecisin. Sence Türk takımlarının genelinde yabancı kaleci olması Milli takımı ne yönde etkiler? Ilerde kaleci sorunu yaşamaz mıyız? Aslında yetenekli kalecilerimiz var yok değil. Fakat büyük takımlarda da bu genç yetenekli Türk kalecilerine şans verilmesi taraftarıyım. Ama kulüplerin politikası ve gelen teknik adamların düşüncesi çok önemli. Ama kalecilik sıkıntısı çekmemek için Türk sporu adına bir takım şeylerin yapılması da şart. Formda olduğunda dünyanın en iyi kalecilerinden birisiniz. Türkiye’de kalecilere iyi antrenman yaptırılmıyor mu? Gördüğüm kadarıyla hepsinde çok çabuk konsantrasyon kaybı ve demorolize olma durumu var. Kalecilerin psikolojik destek almaları gerekir mi? Ben şu ana kadar hiçbir zaman psikolojik destek almadım. Kendimi örnek vermek gerekirse; sadece ve sadece yaptıklarımı ve yapacaklarımı düşünerek bu duruma geldim. Tabiî ki kalecilik çok hassas bir nokta. Burada kalecinin futbolcudan çok daha farklı düşünmesi hareket etmesi gerekir. Bu hem motivasyon bazında hem konsantrasyon bazında hem de beyinsel olarak çok daha farklı bir düşünceye sahip olması gerekir ki bir yere gelebilsin kalecilik mevkiinde. Ben orda şunu merak ediyorum hep. Mesela bir topun yaklaşırken çok tehlikeli ya da adamın sağ köşeye mi sol köşeye mi atacağıyla ilgili içinize bir şey doğuyor mu. O maç içerisinde zaman zaman olabilir ama bunun biraz tecrübeyle ilgisi var. Bir de çok sürekli bu süreci yaşamanız lazım. Ama kaleci her zaman için her an her şeye hazırlıklı olmak konumundadır. O an. O durumda. Ama hissetmiyor mu hissetmek zorunda. Çünkü kalecinin de hisleri çok önemlidir. Biz ona koklamak deriz. Pozisyonu koklamak deriz o çok önemli bir şeydir. Çünkü adam penaltı atacak yaklaşıyor yaklaşıyor topa. Sağa mı vuracak sola mı vuracak? Bir anda o saniyelik bir şey saniyenin bilmem kaçta kaçı herhalde. O anlık bir düşünce karar veriyorsunuz. Doğru veya yanlış çıkıyor. Doğru çıkarsa penaltıyı kurtarıyorsunuz. Yanlış çıkınca gol oluyor zaten. Bir kitap yazsan kitapta Fenerbahçe'nin yeri ne olur? Herhalde bir kitap yazsam kitabın ilk önsözünden sonra Fenerbahçe başlar. Herhalde bitene kadar da Fenerbahçe ile geçer. Çünkü çok uzun yıllardır buradayım ve çok güzel şeyler yaşadım. Çok mutlu olduğum anlar yaşadık. Çok üzüldüğümüz anlar yaşadık. Bunları sayfalara dökmek herhalde uzun bir süre alır. Ileride teknik adam olarak FB ‘de görev almak hayallerinin arasında mı? Tabi hayat nelere gebedir onu bilemeyiz de. Türkiye’de mi yoksa Avrupa’da mı oynamak sizi mutlu ve huzurlu kılıyor. Barcelona’da bir sezon oynadınız ve oradan Fenerbahçe'ye döndünüz. Barcelona’dan sonra başka bir Avrupa ülkesinde oynamayı düşünmediniz mi? Şartlar buna müsait değil miydi? Benim bir tek idealim vardı. Fenerbahçe’den giderken Dünya’nın en büyük kulüplerinden birine gitmekti. Oraya gittiğim zaman da eğer orda kalmayacaksam da yuvam olan yere dönmeyi tercih ettim. Hiçbir Avrupa takımına veya Ispanya’da başka bir takıma gitmeyi düşünmedim. Teklifler geldi fakat düşündüğüm tek şey Fenerbahçe'ye tekrar geri dönüp hizmet etmekti yani. Sizce futbol değil de başka bir işle meşgul olsaydınız bu sizi ne derecede mutlu kılardı? Ilgi ve becerilerinizi sizden sonraki nesle aktarmak amaçlı yaptığınız veya düşündüğünüz projeler var mı? Futbol oynamasaydım başka bir iş icra etseydim, tabiî ki sevdiğim yine başka bir iş yapmış olacaktım. Dolayısıyla o zaman sosyal ekonomik şartlarımız bizim farklı olacaktı ama sonuçta mutlu olmayı bilmek lazım olurdu. Sizce FB’ye gelmiş en iyi teknik direktör hangisi? Ben çok teknik adamla çalıştım Fenerbahçe’de tabiî ki. Bu soruya cevap vermem biraz zor olacak. Çünkü her teknik adamın karakteri futbol düşünce yapısı çok farklı. Tabiî ki unutamadığım iki isim varsa bunlardan bir tanesi Carlos Alberta Palera’ydı bir tanesi de Mustafa Denizli’dir. Şimdi son dönem bakınca benim için Daum’ın ayrı bir yeri vardır. Bu üç isimde bende Fenerbahçe’de çok büyük etkisi olduğuna inandığım kişilerdir. Avrupa’da hangi takımı tuttuyorsunuz? Ben Barcelona taraftarıyım Jübilenin hangi takımda ne zaman gerçekleştireceksin? Jübilemi Fenerbahçe’de yapmak isterim tabiî ki. Bu benim için çok önemli bir olay olur. Demiş olduğum gibi bu 3 veya 4 yıl sonra olabilecek bir olay. 1992 ile 2004 arası jenerasyonumuzu jübilemde görmek isterim. En zor durumda kaldığınız maç hangisiydi? Ben hayatım boyunca hep zorlukların üstesinden gelmeye çalıştığım için benim için aslında kolay maç zor maç diye bir şey yok. Her zaman için maç ciddiye alınması gereken ve kazınılması gereken bir oyun olarak gördüğüm için hiçbir zaman olaylara böyle bakmadım açıkçası. Bu güne kadar yapmak isteyip de yapamadığın herhangi bir şey var mı? Yapmak istediğim fakat yaptığım ama kalıcı olamadığım tek şey Barcelona’da başarılı olamadım. Yani gitmem bir başarı ama orda kalıp da bu başarımı perçinleştiremediğim için bu hep içimde kaldı. Sizce Türkiye’de gelecek vadeden oyuncular hangileri? Ve sizden sonraki kalecilerden hangisi yerinizi doldurabilecek kapasitede? Şu an yetenekli oyuncularımız var mevcutta. Bu konuda zaten kamuoyu da biliyor ama en iyi araştırmayı yapan da Fatih Terim hocamız bu konuda araştırmayı yapıyor. Kaleci olarak bakıldığı zaman da ben şu an Tolga’yı düşünüyorum. Trabzonspor’daki Tolga. Hem genç, hem yetenekli hem de kalecilik şartlarına uygun bir yapısı var. Ümit ediyorum ki o çok daha büyük yerlere gelecek. Barselona’da tutunamamını neye bağlıyorsun? Sadece birkaç maçtaki şanssız pozisyonlar mı Rüştü’yü Barcelona formasından etti? Benim oradaki olayım göstermiş olduğum performansla ilgili değildi zaten. Başımızdaki hocanın bana kişisel bakışından dolayı kaynaklanan bir olaydı. Dolayısıyla bu düşüncelerden dolayı zaten oradan ayrıldım. Sahada söylenen kötü tezahürattan nasıl etkileniyorsunuz? Bunların önüne nasıl geçilebilir? Tabi ki sizin aleyhinize kötü tezahürat yapılması hoş bir şey değil bir kere sporun o barışçı ruhuna ters bir hareket. Bunların engellenmesi nasıl olur? Bunların engellenmesi kişisel görüşüm, yönetim bazındaki insanların, bu kulüp yöneticileri olur fedarasyon yöneticileri olur veya idari amir bazında olur. Bunların ortaklaşa yapacakları çalışmaların neticesinde bu çok rahat önlenir. Yani yönetimde çözülebilecek bir şey. Yönetim bazındaki insanlar tarafından çözülebilecek bir olaydır bunlar. Peki toplumdaki bu taraftar tutkusunun daha olumlu verileri noktasında neler yapılabilinir? Şimdi bu bir süreçtir bakarsanız. Çünkü insanları zaman içerisinde değişik yollara sevk edebilirsiniz. Bu da böyle bir süreç olacak. Bu hemen bugün bunu yapalım yarın böyle olsun diye bir şey beklemek doğru değil. Bunu yapacaksınız. Uygulayacaksınız. Zamana bırakacaksınız. 3 sene 5 sene sonra spor kültürü üst seviyede olan bir taraftar kitlesine sahip olabiliriz diye düşünüyorum. Kaç yaşında futbola başladınız? Kaleci olmaya siz mi karar verdiniz yoksa başkaları tarafından yönlendirildiniz mi? Ben 17 yaşımda başladığım mesleğime. Futbol oynuyordum fakat dönemimizin amatör takım hocası tarafından aynı zamanda kaleye de geçirildim. Ve akabinde kaleci olarak kaldım Sahalara ne zaman döneceksin? Bugün itibariyle sahalara bir kere 1, 1,5 ay gibi zaman sonrasında dönmeyi hedefliyoruz biz Allah’tan bir aksilik bir mani çıkmazsa tabi. Kaleciler penaltı atışlarında topun yönünü nasıl anlıyorlar? Sizin edindiğiniz tecrübelerle yapabileceğiniz tavsiyeler nelerdir? Kalecilerin penaltı atışlarındaki rolü nelerdir? Bu sorunun cevabını çok rahat veririm ama bu sorunun cevabını vermeyeyim ben şimdi. Bu bende kalsın. Çünkü önemli bir nokta. Bu nokta açıklandığı zaman iyi olmaz. Diğer kalecilerinden bunlardan almasını istemem. Bende kalsın. Mesleki sırdır bu. Belki futbolu bırakınca mesleki sırrımı paylaşacağım insanlar olur. En çok hangi futbolcunun şutlarını tutmakta zorlandınız. Eğer kaleci olmasaydınız hangi işi yapmak isterdiniz? Ben hiçbir forvet oyuncusundan çekinmedim. Ama tabiî ki çok çok iyi şut atan arkadaşlarımız dönem dönem hep oynadığımız dönemlerde oldu. Fakat hiç öyle bir düşünceye kapılmadım şimdiye kadar. Futbolcu olmasaydım herhalde baba mesleğini olurduk. Çiftçi olurduk. Futbolun bu kadar yaygınlaşmasını nasıl karşılıyorsunuz? Toplumu uyutan beşik olarak nitelenmesi noktasındaki görüşlerinizi öğrenebilir miyim? Futbolun bu kadar çok sevilmesi veya bu kadar çok taraftar toplamasının nedeni sonucunun hiçbir zaman ne olacağı belli olmayan bir iş yapıyor olmanız. Bu gün favorisiniz sahaya çıktığınız zaman fakat karşı takım sizi yenebiliyor. Dolayısıyla insanları çeken veya futbolun cazip hale gelmesinin en önemli noktalarından bir tanesi de bu. Sonucu belli olmayan bir oyun ortaya koyuyorsunuz. Toplumu uyutan değil de en azından toplumun belirli kesimlerini farklı yollara gitmesini engelleyen bir olgu veya bir spor dalı olarak düşünüyorum. Veya gençlerimizi kötü yollara düşmekten çok işte sahalara çekmeyi veya bu tür aktiviteleri yapmayı yönlendiren bir olgu olarak düşünüyorum futbolu. Halkı uyutan bir beşik olarak düşünmüyorum. Futbol takımınızın iyi bir kadrosu olmasına rağmen oynanan futbol aynı doğrultuda değil. Yani bu sahaya yeterince yansımıyor. Siz ne düşünüyorsunuz? Tabiî ki iyi bir kadroya sahip bir takımız. Ama zaman zaman camiamızı ve FB taraftarımızı sevindiremediğimizi düşünüyoruz. Ama bu 100. yılda onlara bir şampiyonluk vermek, şimdi Avrupa maceramız da bitti. Türkiye kupasında bir kupa vermek en büyük hedefimiz bizim. Tabi zaman zaman kötü futbol oynayacağız zaman zaman aksaklıklarla karşılaşacağız ama bu 100. yılda taraftarımızın camiamızın istediği mutluluğu onlara yaşatacağız.
<< Önceki Haber Rüştü'den özel açıklamalar Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER